Kürt Ayağı Çatırdarken

Kürt Ayağı Çatırdarken

İletigönderen Türk-Kan » Sal Kas 11, 2008 2:20

Kürt Ayağı Çatırdarken

Meyyal Uygur’un dört başı mamur değerlendirmesini okudunuz. (:arrow: Erdoğan 'Hidayete' Ermedi, Piyon Verip, Şah Çekti…) AKP’deki “Mir Dengir depremi” konusunda böyle üst düzey bir analizin üstüne söylenecek fazla şey yok aslında. Ancak, Uygur’un deyimiyle bu “kontrollü depremin” ne kadarının “kontrollü” olduğunu, daha doğrusu bazı “kontrolsüz” noktalarının da olup olmadığını merak ediyoruz.

Mir Dengir’in istifası (veya görevden alınması) Dişli Şaban’ınkinden oldukça farklılık arz ediyor. Dişli Şaban, AKP’nin devr-i iktidarında adeta bir ‘sanat’ haline gelmiş olan yolsuzluğu eline yüzüne bulaştırarak, tanrıların tam da bu konuda kurban aradığı bir konjonktürde hiç de akıllıca olmayan açıklar vererek…

Hafızalarımızda darmadağın olmuş bir iç dünya, uzamış sakallar, ayağı kayan insanlara özgü bir ruh perişanlığı; kısacası son derece “sefil” bir görüntü bırakarak hayatımızdan çekildi.

(Tuncay Özkan 4 gün gözaltında kaldığında sakalları uzadığı için “böyleydi, böyle oldu” diye fotoğraflar yayınlayanlar, Dişli Şaban’ın suratındaki bu “ebedî” darma dağın olmuşluğu görmezden geldiler nedense…)

Dişli’nin bu saatten sonra milletvekili maaşına tenezül ediyor olması kendi meselesi. Ne yapalım, aylık cüzi gelirimin bir kısmı varsın vergi olarak Dişli Şaban’a gitsin…

Şaban Dişli’nin partideki görevinden istifası, sadece “ufak bir usulsüzlük” bağlamında ele alındığı için olsa gerek, Dengir Mir Fırat’ın istifası gibi “deprem” diye nitelenmedi. Surda açılan ilk delikti Dişli’nin istifası..”3 Y ile mücadele” söylemiyle iktidara gelen AKP’ye yolsuzlukla mücadele bağlamında puan kaybettirdiyse de, Başbakan Erdoğan’ın başarılı manevrasıyla olay “ucuz atlatıldı”…

Hatta Dişli’nin istifası, Erdoğan’ın “yolsuzluğa müsamaha göstermeyen Başbakan” kisvesine bürünmesine neden oldu. Parti puan kaybetti ama Erdoğan kazandı.

Ve başarıyla ‘lokalize edildi’ Dişli olayı…Kanserli hücrenin diğer organlara sirayeti engellendi. Eğer arkadan Almanya kaynaklı Deniz Feneri olayı gelmeseydi, muhtemel ki AKP’nin yaldızında kayda değer bir dökülme meydana getirmeyecekti.

Mir Dengir Mehmet Fırat’a gelince…

Onun olayı başka…Belli ki bu işin artçı sarsıntıları AKP’nin “yeni çizgisi” oturana kadar devam edecek.

AKP’nin “yeni çizgisinin” ne olacağını bilmiyoruz; bunu ilerleyen süreçte hep beraber göreceğiz. Ancak, Tayyip Erdoğan’ın çok ilginç bir yolculuğa çıkmış olduğu kesin. Bu ilginç yolculuk, Meyyal Uygur’un belirttiği gibi “Abdullah Gül’ün liderliğinde bir federasyonu” mu, Tayyip Bey’in siyasi intiharını mı; yoksa daha da güçlenmesini mi getirir ? Eğer Tayyip Bey bu süreçten “güçlenerek” çıkacaksa, “Kürt sorununa” sırtını dönmüş, “milliyetçi” bir Tayyip Erdoğan kimin lideri olacak?

Bizim mi?

Yani aylardır “Ergenekoncu” yaftasıyla linç edilen ulusalcı- milliyetçilerin mi?

-Devlet Bahçeli’ye tercih edip etmeme konusunda düşünürüm valla(!)-

Şaka bir yana, AKP’nin “Kürt ayağında” ciddi sorunlar yaşandığı anlaşılıyor..

Yıllardır yıkılmaz gibi görünen “ittifak duvarında” ince sızıntılar, görünmez çatlaklar oluşmuş belli ki. Olay her ne kadar istifada etkili olsa da sadece “Tayyip Bey ya sev ya terk et dedi, Dengir Bey de buna çok bozuldu” veya “Kemal Kılıçdaroğlu’nun darbelerine dayanamadı” olayı değil gibi görünüyor.

AKP’nin “Cemaatler, Kürtler ,liberaller” üçgeninden oluşan sacayağında “Kürt kapısı” cereyan yapmaya başladı.

Tam da TSK’nın “Biz askeri yöntemlerle çözemedik, buyrun siz çözün” diye terörle mücadeleyi “sivillere terk ettiği” bir ortamda!

Ne kadar tuhaf! Oysa, bu durumun “Kürt ayağı” açısından yeni bir fırsat olarak değerlendirilmesi gerekmiyor muydu?


Devleti “sivil çözüme” yönlendirirken, kendiniz meydanlara çıkıp, “Beğenmeyen çeker gider!” diyerek iç savaşa davetiye çıkaracaksınız…

Yetmeyecek, PKK terörü ile mücadele konusunda en “derin” yol ve yöntemlere imza atmış olan bir ismi, partinize ikinci adam yapacaksınız…

Devletin geleneksel politikalarıyla aranıza yıllardır mesafe koyduran, “Kürt sorunu vardır” söylemiyle sizi ‘yeni açılımlara’ yönelten Kürt ayağı ile aranıza bir gecede kara kediler girecek….

“Kürt politikalarının” başını çeken ve bölgenin “yükselen değeri” Mesut Barzani ile gayet iyi ilişkiler içinde olduğu bilinen yakışıklı Aşiret Baronu’nu mahzuuun, mahcuuup, boynu bükük bırakacaksınız…

Dış güçlerin desteğinde, milli devletle hesaplaşmak için gelmiş olan AKP için “Kürt ayağı” en temel ve birleştirici unsurlardan birisiydi oysa ki..“Kürt sorununa” bakış, AKP’nin liberaller ve bir kısım solcu ile olan ilişkilerinde de belirleyici bir unsurdu. Çünkü onlar, AKP’yi devletin merkezinden uzaklaştıran her adıma destek verdiler. Mir Dengir’in istifasıyla başlayan süreç, partideki “Kürt” kanadının tasfiyesi veya kolunun kanadının kırılmasıyla sonuçlanırsa, bu durumdan liberaller hiç de hoşnut kalmayacak; sıranın kendilerine geldiğini düşünecekler. Nitekim bu yöndeki yakınmalar başladı bile…

Tayyip Bey, “partisinin kapatılmaması karşılığında” yaptığı pazarlığın şartını yerine getiremez ve yerel seçimlerde güneydoğu DTP’ye giderse ne olacak? Bu tehlikenin yaklaştığını gördüğü için mi “devlete yaklaşıyor” dersiniz?

Ayrılıkçı Kürtleri, “değişimcileri”, liberalleri ve AB-ABD destekli “aydınları” kaybetmiş bir Erdoğan kendisine nerede yer arıyor?

Siyasi yatırımını Tayyip Bey’e yapmış olanları galiba zor günler bekliyor…

“Her kontrollü deprem, aslında tamamen kontrollü değildir” gerçeğini de düşündüğümüzde, Tayyip Bey’i harcayarak “Abdullah Gül’ün liderliğinde federasyona geçişin” hesabını yapanlar, Dimyat’a pirince giderken evdeki bulgurdan da olabilirler…

Türklerin tarihi böyle sürprizlerle dolu…




Fatma Sibel YÜKSEK, 9 Kasım 2008
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x