
Kürt: Kor-ata, Kor-si, Korlar. Kor’un oğulları.
Kor, Güneş’in antik adıdır. Sasani dilinde Gur/Kur, Tanrı’dır. Kor, Şaman Oğuz kültüründe “ulu ışık” demektir. Koç-Kor dağları için Kaşı parlayan Karlı dağlar denilse de, Ace-Kor demektir; Ulu Güneşin Ace’si, Kor ışığın Ece’si.
Ancak, büyük ulu ışığı yüreğinde taşıyan ve yağmacı Romalılara karşı elinde kılıçla savaşan atalarımıza da Kor yürekli denilmesi boşuna değildir. Kor ile Kur aynı kök hecedir.
KÜR-T sözcüğünün sonundaki T harfi, S çoğuludur, Kur-si’dir. “Kürtler” denilmesi antik dilde hatadır, Kürt demek zaten KUR’un çoğul halidir. “Kor gibi” benzetmesi, “Korsi” olabilir, ancak burada Kor-atalılar anlamındadır; Güneşin Oğulları, “Korlar” demektir.
MÖ.550’lerde yaşayan Akamenid devletinin kurucusu 1.Büyük Karus’un (Kuroş) adıyla da örtüşür. Bunu biraz açalım.
1.Büyük Karus’un oğlu olan Arta-Serkoz’un bir adı Kaskar’dır, açılımı “Oğuz-Kor” olur. Ki o, kızkardeşi 1.Artemis ile birlikte Atina’ya kadar gitmiş, Anadolulu bilim adamlarını esir götürüp oligarklara köle olarak satan Venedik korsanlarının elinden onları kurtarmıştı. Bu yüzden devletlerinin adı AGAMEN-İT (Egemen-ler) idi.
Kserkses diye batıda yazılan Serhaz’ın annesi ESHTAR (İştar) idi, çünkü annesi Kafkasyalıydı. Hatta babası Büyük Karus, kraliçe Kafkasların meyve bahçelerini özlemesin diye Babil’e adıyla tarihe geçen “asma bahçeli saray” yaptırmıştı.
Serkoz’un soyundan devam eden Mitridat hanedanı annesinin bağı nedeniyle Kafkasya ve Karadeniz bölgesinin komutanları/satrapları olmuşlardır. Denizin ötesine gidip savaşan anlamında ÇERKEZ adı ondan kalmadır. Aynı hanedandan kadınlı erkekli iyi savaşan aileler Bodrum-Milas (Koria) bölgesinin de yöneticileri oldular.
Kızkardeşi 1.Artemis’in soyundan oğullar ise, ise SelevKos (AnatiKos/AnasıOğuz) ve Sasani (Zaza) Uygarlığının yöneticileri oldular. Pülümürlü Filistin Kraliçesi Azize İştaropa Laila Zeyne Aba bu soydandır.
Tepesi sürekli karlı olan büyük dağların adında KOR adı vardır. Oğuz boyları Kaç-Kor/Kaşgariler olarak da adlandırılır. Karlı dağlar ile KAR/KOR bağlantısı açıktır, Tanrının bereketi bu beyaz KAR örtüsündedir, onun olduğu yerde su eksik olmaz, orada bereket ve hayat var demektir. Oğuzların yurdu onun için dağlık alanlardır, antik tanrılarına Dağ Tanrısı PAN, Pan inanışlılara da PON-T denmesi ondandır.
Hindukuş (AnasıOğuz) dağlarının Oğziani bölgesinde Kürtçe konuştuğu bilinen bir halk halen daha vardır. Eğer ABD, Buda heykelini bombalarken onları da bombalamadıysa! Kürtlerin işte oralardan, Alpaslan’ın ordusunda Anadolu’yu kurtarmaya geldiklerini bilmiyoruz. Ama yağmacı batının tarihçileri hiç unutmazlar. Sezar’ın senatosunda tarihten ve hafızalardan silme cezası kimlere verilmiştir, yeniden bakmakta yarar var. Onlar kendilerinin sömürgeciliğinin önünde engel olanları hiç unutmazlar.
Kürtlerin Oğuz soylu olduklarına dair Özer S.Özgüç imzalı bir çalışmaya rastladım.
Fonetik analizimizi destekleyen bazı bölümlerini buraya alıyorum: :
Herat'tan üç fersah yukarıda Ulenknişin yaylasının batısında Kürtnişin adında bir köy vardır... Anadolu Kürtleri o diyara bir sefer yapmadıklarına göre, bu adın yöre Türkleri tarafından verildiği ortadadır.
Aslında bunda şaşacak bir şey yoktur!.. Çünkü Kürt kelimesi TÜRKÇE'dir ve zengin mânâlar taşır:
KÜRT: Kar yığını, çığ, bir çeşit kayın ağacı, ayva ağacı
KÜRT: kalın kar yığını (Kazak lehçesi)
KÜRTİK : yeni yağmış kar (Kazak ve Tarançi lehçesi) çığ (Sor Lehçesi)
KÖRT: Kar yığını (Kazan Tatar lehçesi) Karların dağlarda teşkil ettiği saçak,
kar yığıntısı (Çuvaş lehçesi)
KÖRTÜK : kar denizi veya kar çölü (Uygur lehçesi)
kar yığını (Teleüt, Soyon ve Karakırgız lehçesi)
KÜRTKÜ : kar yığını (Karakırgız lehçesi)
KÜRTÇÜK: kar yığını (Yakut ve Çeremis lehçesi)
(Kürt Meselesi, M. Şükrü Sekban, 1979, sf.18-19)
Daha da enteresanı, geçenlerde (2001, Mart) STV televizyonunda konuşan ve ülkesini tanıtan Afganistan Büyükelçisi gösterilen filimdeki bir halıyı "KÜRDÎ" diye adlandırdı... Kendisine, "Niye bu halının adı KÜRDÎ?" diye sorulunca, ne cevap verdi, biliyor musunuz?..
- "Çünkü bu tür halılar Afganistan'daki DAĞLI BİR KABİLE tarafından dokunur," dedi..
Van Milletvekili İbrahim Aras dönemin GERDİ aşireti reisi OĞUZ Bey'e sorar:
- "Bu ad TÜRK adıdır, (Sen Kürt'sen) sana nasıl gelmiş?"
- "Bendeniz 21. OĞUZ'um... Bizde baba evlâdına kendi babasının adını verir, bu böylece devam eder, gider," cevabını alır.
Herat'tan üç fersah yukarıda Ulenknişin yaylasının batısında Kürtnişin adında bir köy vardır... Anadolu Kürtleri o diyara bir sefer yapmadıklarına göre, bu adın yöre Türkleri tarafından verildiği ortadadır.
Aslında bunda şaşacak bir şey yoktur!.. Çünkü Kürt kelimesi TÜRKÇE'dir ve zengin mânâlar taşır:
KÜRT: Kar yığını, çığ, bir çeşit kayın ağacı, ayva ağacı
KÜRT: kalın kar yığını (Kazak lehçesi)
KÜRTİK : yeni yağmış kar (Kazak ve Tarançi lehçesi) çığ (Sor Lehçesi)
KÖRT: Kar yığını (Kazan Tatar lehçesi) Karların dağlarda teşkil ettiği saçak,
kar yığıntısı (Çuvaş lehçesi)
KÖRTÜK : kar denizi veya kar çölü (Uygur lehçesi)
kar yığını (Teleüt, Soyon ve Karakırgız lehçesi)
KÜRTKÜ : kar yığını (Karakırgız lehçesi)
KÜRTÇÜK: kar yığını (Yakut ve Çeremis lehçesi)
(Kürt Meselesi, M. Şükrü Sekban, 1979, sf.18-19)
Daha da enteresanı, geçenlerde (2001, Mart) STV televizyonunda konuşan ve ülkesini tanıtan Afganistan Büyükelçisi gösterilen filimdeki bir halıyı "KÜRDÎ" diye adlandırdı... Kendisine, "Niye bu halının adı KÜRDÎ?" diye sorulunca, ne cevap verdi, biliyor musunuz?..
- "Çünkü bu tür halılar Afganistan'daki DAĞLI BİR KABİLE tarafından dokunur," dedi..
Van Milletvekili İbrahim Aras dönemin GERDİ aşireti reisi OĞUZ Bey'e sorar:
- "Bu ad TÜRK adıdır, (Sen Kürt'sen) sana nasıl gelmiş?"
- "Bendeniz 21. OĞUZ'um... Bizde baba evlâdına kendi babasının adını verir, bu böylece devam eder, gider," cevabını alır.
Sayın Özgüç’ün çalışmasında benimle örtüşen bu bilgiyi desteklemeye devam edelim. Kurdi, Korsi ile sesdeştir, Horas-ani’ler gibi Karusi olmayı işaret eder.
Malaz-Girt sözcüğünde “Girt” bulunması bir tesadüf olamaz. Alpaslan’ın Herat’tan ordu toplayarak geldiği, 1071’de otağ kurduğu yerin adıdır Malazgirt. Otağ kurulan yerde GERTİ MELAZ, Kürt Milis’i vardır. Onlar “melik” gibi, Ortodoks (Oğuz atalı) Ermeni akrabalarını Katolik ordularının zulmünden kurtarmaya gelmişlerdi. Tarih boyunca Anadolu’ya batıdan gelen saldırıları durdurmaya, kılıcını kuşanıp gönüllü gelen Emir ve Melik’ler hep Herat’dan gelmiştir. 1071 tarihi Türk-Kürt-Ermeni kardeşliğinin tarihidir. Hatta, yağmacılar Malazgirt’e kadar götürdükleri Rumeli’den toplanmış askerleri Alpaslan’a karşı savaştıramadılar; Haçlılar aynı dili konuştuklarını görünce savaşmadan teslim oldular.
2003 yılında, Herat’daki kutsal buğdayın ulu atası BUDA heykeli, ABD tarafından dinamitlenerek yerle bir edildi, 3.Bin Yılın Haçlı seferi böyle başladı. KorAta’lı Oğuz yurdumuz Afganistan, bombalarla delik deşik edilmeye devam ediyor.
Anadolu’ya Haçlı seferleri yaptıran Venedik tefecilerinin ardılları, 1071’den beri Gerti/Kürt milislerini de, Ermeni Ortodokslarını da, Oğuzoğullarını da sevmezler. Bugün, Kürtlere de Ermenilere de aynı toprakları vaat edip ikisini de kandırıyorlar, yarın birbirine boğazlattıracaklar.
Lazlara da, Rumlara da toprak vaad ediyorlar, her birimize mavi boncuk dağıtır gibi… Hepimizi, Türkü, Lazı, Çerkezi, Kürdü, hain tuzaklara çekecekleri, müslümanı müslümana, kırdıracakları açıktır.
Ne hazindir ki, “Birliğimiz dirliğimizdir” demeyi unutan Kürtçü ve Lazcı lobiler vardır. Eğer, referandumda evet diyecek olurlarsa, kasabın uzattığı bir yeşil dala bakarak götürülen kuzu gibi, ilkin onları boğazlatacaklar. Yalçın Küçük’ün ifadesiyle, “Eğer evet derseniz, ilk sizi şişe geçirecekler.”
Okurlarım bilir, hep söylerim, biz bağlama çalanlar atadan biriz, başka söze ne hacet!
Eğitimci Yazar Mahiye MORGÜL, 1 Eylül 2010
mahiye@gmail.com