
Kürtçe yayın PKKya jesttir
Bahçeli, Türkçeden başka dillerde TRTden yapılacak yayın anlayışının, PKKnın silahlı baskısına ve siyasal taleplerine karşı tam bir teslimiyetin ifadesi olduğunu belirtti
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, partisinin Meclis Grup toplantısında gelişmeleri değerlendirdi. Başbakan Erdoğanın Diyarbakırda TRT bünyesinde 24 saat ana dilde yayın yapılacağını söylediğini ve ardından Meclis komisyonlarında tartışılmadan yangından mal kaçırırcasına Türkçe dışındaki bir dilin resmileştirilmeye çalışıldığını ifade eden Bahçeli şunları söyledi: Bu tavır önce devlet adım atsındiyen PKKnın dağ kadrolarına Başbakan tarafından yapılmış siyasi bir jesttir. Türkçeden başka dillerde, TRTden yapılacak tam gün yayın anlayışı, PKK terör örgütünün dağ kadrosunun silahlı baskısına ve şehirdeki uzantılarının ise siyasal taleplerine karşı tam bir teslimiyetin ifadesidir dedi.
İmralı canisinin affı
Verilen tavizlerin bununla sınırlı kalmayacağını belirten Bahçeli, şunları söyledi: Hükümetin son GAP çıkışı ile ABD ile 5 Kasım Beyaz Saray görüşmesinin de perde arkası aydınlanmaya başlamıştır. İmralı canisine affa kadar varan bölücü emellerin bu girişimle de tatmin olmayacağı düşünülürse, önümüzdeki dönemde de terör örgütü kanlı eylemlerini sürdürecek, bölücülük giderek suç olmaktan çıkacağı bir siyasallaşma sürecine girecektir. AKPnin ortaya koyduğu sözde açılımın sonucunda Türkçemiz anadil ve resmi dil olmaktan giderek uzaklaşıp yerel dil sayılmaya başlanacak, çok kimlikli, çok dilli, çok etnikli bir parçalanma alt yapısı ne zaman patlayacağı, kimin basacağı belli olmayan bir mayın gibi milletimizin kucağına bırakılacaktır.
İnanç hortumcusu AKPnin çirkin hüviyeti
AKPnin bugüne kadar ortak milli ve manevi değerleri içerde çatıştırarak nifak siyaseti yaptığını savunan Bahçeli, Dışişleri Bakanı Ali Babacanın Avrupa Parlamentosunda söylediği Müslümanların dini özgürlükleri ni yaşamalarında sıkıntı olduğuna ilişkin sözlerini de eleştirdi. Bahçeli şunları söyledi: Dışişleri Bakanının bu hezeyanına Başbakan Erdoğanın hemen destek vererek sahip çıkması ve bu sorunlar hakkında Diyanet İşleri Başkanlığını adres göstermesi, AKPnin inançlar üzerinden siyaset yapma alışkanlığının tedavi kabul etmez bir marazi hastalık halini aldığının ikrarı ve delilidir. Dini duyguları kullanarak manevi değer ticareti yapan inanç hortumcusu AKP, bu çirkin hüviyetini bir kere daha göstermiş ve din istismarcılığıyla yeniden sahneye çıkmıştır. Laiklik ilkesine aykırı fiillerin odağı olmaktan aleyhine kapatma davası açılan AKPnin manevi değerler üzerinden istismar ticaretine bu şekilde yeniden sarılması, kendileri açısından çok vahim bir siyasi basiretsizliktir.
Ruhban Okulu ve ekümeniklik sırada
Başbakan ve Bakan Babacanın Müslüman çoğunluğun dini özgürlük alanında yaşadığı sorunların neler olduğunu dürüst ve namuslu bir şekilde açıklamak durumunda olduğunu kaydeden Bahçeli, şöyle dedi: Başbakan Erdoğan ve Dışişleri Bakanı şu konulara da açıklık getirmek zorunluluğuyla karşı karşıyadır. ABnin Türkiyedeki dini azınlıklara ilişkin dayatmalarının başında Fener Rum Patrikhanesinin papaz ihtiyacı için Heybeliada Ruhban Okulunun açılması, patriğin Ekümenik statüsünün kabul edilmesi ve azınlık cemaatlerine tüzel kişilik tanınması gelmektedir. Dışişleri Bakanı, Türkiyede sadece gayrimüslim azınlıkların sorunları değil Müslüman çoğunluğun da sorunları bulunmaktadır diyerek, Avrupa Birliğinin bu taleplerinin haklı ve meşru olduğunu kabul etmiştir. Bu gerçekler doğrultusunda, AKP hükümetinin yakın bir zamanda, ABnin bu konulardaki dayatmalarını da Meclisteki çoğunluğuna güvenerek yerine getirmeyi planladığını söylemek yerinde olacaktır.
