Birkaç ay önce bu forumda ki konulardan birinde artık izlemeyeceğimi söylediğim halde yılların alışkanlığı ve düşmanların ne yaptığını öğrenmek merakı ile az önce KURTLAR VADİSİ dizisini izledim.
Bu dizi bence bundan yıllar sonra tüm dünyada sinema-televizyonculuk bölümlerinin yanı sıra sosyoloji fakültelerinde de derslerde işlenmeli.
4 sene önceyi düşünün.Televizyonlarda ki hep birbirini tekrarlayan dizilerden özellikle gençler bunalmışken birden bire bir dizi başladı.Bu dizi konuların işlenişi,alışılagelen dizilerdeki gibi yavaş tempoda değil de aksine tam anlamıyla hareketli tempoda olması,konuların hızlı ilerlemesi,oyuncuların son derece kaliteli tiyatro oyuncuları ağırlıklı olması,konuların güncel siyasi hayattan alınması,gazetelerde-televizyonlarda yüksek sesle söylenmese ve yazılmasa bile kamu vicdanında ki duygu ve düşüncelerin aynılarını yansıtması,ÇAKIR rolündeki Oktay Kaynarca'nın muhteşem oyunculuğu ve tabi ki unutulmaz Polat-Elif aşkı ile kısa bir sürede tüm Türkiye'yi etkisi altına aldı.
Öyle ki aradan geçen süre de kanal değiştirdi.Tekrar eski kanala döndü.Ama izleyicisnden hiçbir şey kaybetmedi.
Hatta bir ara yayınlanan bölümü sonrası RTÜK tarafından yasaklandı.Ve insanlar isyan ettiler.Bu insanlara bizler de dahiliz.Hatta hiç unutmuyorum Türkan ile ve Ram ile msnde yazışıyorduk:
''Ne olacak?Yayınlayacaklar mı?Vay şerefsizler,nasıl yayınlamazlar?''
Netice olarak geçen sene ki bölümlerde en azından benim gibi bazı fanatikerin kafalarında soru işaretleri belirdi.Dizi ilerledikçe eski bölümleri tekrar düşünmeye başladık.Ve neticede geldiğimiz noktada benim şahsi düşünceme göre dünya televizyon tarihinin en büyük kamuoyu oluşturma ve UYUTMA projesi tarafından kandırıldığımızı anladım.
Kısaca nasıl kandırıldığımızı size hatırlatayım:
-AKP'nin bir sürü soru işareti ile geldiği iktidarda henüz toplumun kafalarındaki soru işaretlerini dağıtamamış.O sıralar Sedat Peker,Karagümrük Çetesi,Alaattin Çakıcı,vs. gibi mafya hesaplaşmaları gündemde.Bu çetelerin derin devletle ilişkileri gündemde.Gazeteler ve televizyonlar SUSURLUK kazası ile ortaya çıkan ama her ne hikmetse bir türlü neticeye vardırılmayan çete-mafya-derin devlet ilişkilerini daha yüksek sesle dillendirmeye başlamışlar.
İşte bu ortamda bir yanda derin devlet adına kimliğini değiştiren ve geçmiş hayatından-sevdiğinden-herşeyinden vazgeçen bir kahraman yaratılıyor.Polat Alemdar...Diğer tarafta dabazen Çakıcı,bazen Sedat Peker,bazen Abdullah Çatlı,bazen Haluk Kırcı özellikleri sergileyen bir çete lideri.ÇAKIR...
Bu iki karakterin dostluğunu öyle bir işleyip öyle bir anlattılar ki neticede filmi izleyenlerin hemen hepsi derin devlet ve çete-mafya ilişkilerini daha farklı sorgulamaya başladı.Bu ilişkileri daha normal karşılamaya başladı.Bu arada tabi detayları da çok güzel verdiler.Her türlü psikopat yönüne rağmen iyi bir baba olan ÇAKIR portresi ya da aşkı olan ELİF'ten kimliği değiise de uzak kalamayan POLAT portresi.ELİF-POLAT aşkı...Şaka maka millet artık gazete ve televizyonlardan ziyade KURTLAR VADİSİ'nde olayların anlatıldığı ve yorumlandığı şekliyle ilgilenmeye,takip etmeye başladı.
Tabi bu arada yeniden hem SUSURLUK unutuldu ve hem de yukarıda saydığım çeteler.
-Mafyayı çözdü Polat ve arkadaşları.Artık herkes onun yarattığı hayal dünyasına,kahramanlık masallarına kaptırmıştı kendisini.Faili meçhul cinayetleri de aydınlatmaya başladı.Kamuoyunda o zamana kadar gerçekleştirilen vatansever gazeteci-yazar-asker-bürokrat kişilerin faillerinin bulunması ile ilgili beklentiyi de (inanılması güç ama hepimiz birlikte yaşadık biliyorsunuz)karşıladı.Faili meçhulleri çözdü.
-Yaz tatili arası oldu.Ne yaptı Polat?Tabi ki ÇUVAL'ın intikamını aldı.Belki de bir tek bu konuyu film halledemedi,çünkü ÇUVAL'ı unutturmaya bin tane KURTLAR VADİSİ yetmeyecekti.Yine de bu film milyonlar tarafından izlendi.Dışarıda bile birçok ülkede gösterime girdi.Amerika'da gösterimi yasaklandı.Kamuyundaki ABD nefreti en azından bu film ile bir nebze olsun azaltıldı.Halkın gazı alındı.
-Geçen sezon ki bölümünde ise artık herşeyi çözdü Polat.Devletin tüm kurumlarını önce töhmet altında bıraktı kasten ilk 10-12 bölüm boyunca.Holdinglerin kontrolü altında ki kurumlardı ordu-polis-bürokrasi.Sonra birden(buraya dikkat)şimdi adına ERGENEKON OPERASYONU adı verilen operasyonun başlamasından hemen sonra
DERİN DEVLET=İSKENDER BÜYÜK(VELİ KÜÇÜK)=adı belirsiz örgüt(bugünkü bölümde görüldü ki adına BÜYÜK ÖRGÜT demişler)denklemine dönüştürdüler olayı.
Amaç belli arkadaşlar.....
Bu KADİRİ TARİKATI ŞEYHLERİ elbette ki ampülcülerin emrinde olacaklar....
Elbette ki İskender Büyük ile Veli Küçük kastedilecek ve elbette Büyük Örgüt ile ERGENEKON ÖRGÜTÜ kastedilecek.Tabi ERGENEOKON ÖRGÜTÜ var mı yok mu diye biz hala tartışırken adamlar çoktan örgüt olduğu kararını vermişler ve hatta kamuoyu oluşturup olumsuz bir karara da hazırlamaya başlamışlar.
Yani sözün özü,film şimdiye kadar olduğu gibi gündemi güzel takip eti ve kamuoyunu ampülcülerin isteği ve çıkarı doğrultusunda her türlü fikre alıştırmak görevini son derece kusursuz bir şekilde yapmaya devam ediyor.
Bu film gerçekten tarihe çoktan geçti diye düşünüyorum ama bu yönü bence gelecekte daha büyük inceleme konusu olacaktır.
[quote]
Bu konuda meğer Egeli kardeşim de uzun süre önce benzer şeyler yazmış.Onun yazdıklarını da size hatırlatayım.
Kurtlar Vadisi adlı yapım,2002nin ertesinde,2003 yılında gösterime girmeye başladı.Dizi içerik olarak,devletin güvenliğinden sorumlu bir gizli servise mensup ajanın,devleti tehdit eden mafyaya karşı yüz ve kimlik değiştirip sızarak savaşmasını anlatıyordu.Mafyayı bitirdi,fail-i meçhulleri çözdü,failleri buldu,faillerin uluslararası bağlantılarına ve en tepeye ulaştı.Yani Kurtlar Vadisi olarak geçen Vadi,aslında Ergenekon,Polat(burada erkek kurt Börteçine) Kurt oluyor.Çuval Olayının akabinde,Hollywood vari bir taktikle(bkz.Amerikan Ordusu Hollywoodda Vietnam Savaşını kazanıyor,bir nevi intikam alıyor.)Çuvalın intikamını alıyor,halkın bu olaya nefreti soğutuluyor.Ama derin meseleler devam ediyor.Bu sefer Kurtlar Vadisi,devlete Pusu kuruyor.Milli İstihbarat Teşkilatını,holdinglerle ve dolayısıyla dış güçlerle işbirliği ile suçluyor.Arkasına, Teşkilat isimli,Türk-İslam kaynaklı bir oluşumu da alıyor.Yani,Türkçü değil Türk-İslamcı bir derin devletten söz ediyor.
Medya,görsel kaynaklar vs. halkı bazı olaylara hazırlar,insanların bilinçaltını şekillendirir.Keza,Kurtlar Vadisini incelediğimizde,şimdiki olaylarla paralellik kurmak mümkün.
Bundan 5 yıl önce,tabanı hazırlanan bir operasyonda,yavaş yavaş sona geliniyor.Sonuçları neler oldu:
-Halkın büyük çoğunluğunun bilinçaltına islam sentezlendi.Türk,2.plana atıldı.
-Halkın,Türk Milletinin devletini kuran TSKnın onurunu zedeleyen Çuval Olayının intikamı,ses seda çıkarılmadan alındı(Pana Film tarafından)
-Halkın güvenliğinden direkt olarak sorumlu,Türkiye Cumhuriyetinde Milli ile başlayan 3 kurumdan biri olan Milli İstihbarat Teşkilatı çok güzel bir şekilde karalandı.Halk gerçek gücün,Ergenekon operasyonuyla da birlikte,Türk Milliyetçilerinin değil,İslam tabanlı,Yeşil Kuşak Felsefesiyle yoğrulmuş Türk-İslamcı bir derin devlet olduğunu gördü.İhtiyarlarından biri de Pennsylvaniadaki Fettodur.
İddianame,tutuklamalar,operasyonlar vs.belli bir kesimin dışında,halkın pek de dikkatini çekmiyor.
[quote]
Egeli'nin bu yazısının tamamına
http://www.guncelmeydan.com/forum/iddia ... highlight=
linkini tıklayarak erişebilirsiniz.
Tırtlar Vadisi'ni bir süre daha izlemeye devam edeceğim ibret almak için.