Öyle bir sessizlik oldu ki, korktum! Tam fırtınadan önceki gibi (Hiç fırtınaya yakalanmışlığım yok ama filmlerde öyle oluyor normalde. Adam camdan dışarı uçsuz bucaksız tarlalara gözlerini iyice kısarak bakıyor ve az sonra fırtına çıkacak, her yer çok sessiz diyor, haklı da çıkıyor
) kimsenin sesi çıkmadı, yer-gök perşembeyi bekledi. Birçokları kuzu gibiydi ve inşallah kurt kocamıştır diye beklemekteydi. Bazıları da bizim kurt kocamamıştır inşallah diye derin bir düşünceye dalmıştı. Bana göre, kimleri tarafından farkında olamamaktan ötürü ürkülse ve tiskinilse bile; sadece ve sadece İstanbul trafiğine olan katkılarından dolayı övgüyü hak eden dizi, hakkında çıkan bir dolu dedikoduya da noktayı koydu sonunda. Kimi yazımda hiç de çekinmeden açıkça belirttiğim üzere Vadi ile özel yakınlığım, bu defa başıma dert oldu. Mahalle bakkalı bile ee anlat bakalım ne olacak bu işin sonu demeye başlamıştı, arkadaş eş-dost büyük olaylar dönüyormuş, dizi yurt dışında oynayacakmış şeklinde saçmalamaya. Siyasetle aynı tavada kavrulma aşkına düşen birkaç dost ise asla yeniden başlamayacaklar tarzı hamasi laflar ettiklerinde artık dayanamadım, eh bu kadar biliyorsunuz, memleket hakkında da isabetli birkaç tahminde bulunsanıza demek zorunda kaldım.
Nihayet perşembe geldi çattı. İçimin yağları eridi (bu iş keşke mecazi anlamda olmasaydı, bir gecede kütle ağırlık endeksim yarıya düşerdi ve ben de spor salonlarında heba olmaktan kurtulurdum).
Kimlerin nelerden çekinerek bu işe el attığını bilmiyorum ama bildiğim karşılarında bu ülkenin ender gördüğü zeki adamlarının olduğu. Terör kelimesinden bu kadar ürkülmesine ben bir anlam verememiştim doğrusu, bir ülkenin kaderiyken üstelik; binlerce evlada kıyılmışken üstelik. Sonra çözer gibi oldum işi, bilinmeyenlerden korkuyorlar, gözle görülmeyen elle tutulmayanlardan bahsedilmesini bile istemiyorlar. Peki öyle olsun, o zaman al sana elle tutulur gözle görülür cinayetler, ben de onların üzerine gider meselemi anlatırım diyerek, yeniden oluşturmuşlar konsepti. Turgut Özal, Muammer Aksoy, Eşref Bitlis, Uğur Mumcu, Özdemir Sabancı ve Üzeyir Garihten hareketle; dünyayı Avrasya üzerinden yönetmek isteyen küresel çetenin üyelerine ve işbirlikçilerine, bir anlamda üç maymunu oynayanlara elbette ciddi mesajlar yollayacaklar. Bir aksiyon dizisinin alt metinlerine bu kadar özenildiği, bu kadar sıkı diyalogların yer aldığı ve hayatla ilgili verecek bir mesajı ve duruşu olan başka Kurtlar Vadisi yazılabilir mi memlekette, zor vallahi, zor mu dedim imkansız diyelim de duruşumuz belli olsun dosta düşmana karşı? Polat Alemdar geldi, hoş geldi sefa geldi; özlemiştik endamını, bir de yeni aşkla geldi.
alıntıdır(akşam gaztesi elif aktuğ)