Türkiye-AB Karma Parlamento Komisyonu Eş Başkanı Joost Lagendijk, İzmir'de verdiği konferansta "CHP bir felaket. Avrupalı sosyal demokratlar CHP'den utanç duyuyor" şeklindeki sözlerine açıklık getirdi.

Lagendijk, İzmir’deki konuşmasında CHP’ye yaptığı eleştirinin Avrupa konusunda politika üretmemek olduğunu söyleyerek, “Türk Parlamentosunda Avrupa reformlarının tarafında olan tek parti AKP gibi görünüyor. Türkiye’de Avrupa taraftarı olan bir sol parti görmeyi de gerçekten istiyorum” dedi.

Lagendijk AB Haber-ANKA’ya yaptığı açıklamada, Dokuz Eylül Üniversitesi’ndeki konferansında CHP hakkında söylediklerine bir çok tepki geldiğini belirtti. Lagendijk, CHP’nin tam bir felaket olduğu ve Avrupalı sosyal demokratların CHP'den utanç duyduğu şeklinde bir açıklamasının olmadığını ifade ederek şunları söyledi:
“Söylediklerim, burada da tekrar etmek istiyorum. Avrupa perspektifinden Türk partilerine baktığımız zaman AKP ve CHP arasında belirgin bir farklılık var. AKP Türkiye’yi Avrupa’ya yaklaştıracak reformlar gerçekleştirdi. Son yıllarda yapılan bu reformlar, 301. madde gibi, vakıflar kanunu gibi.. Konuşmamda söylediğim, CHP’nin Avrupa politikasını görmememizdi. Sadece ben değil, Sosyal Demokrat diğer arkadaşlarım da göremiyor. Bu, CHP’nin Avrupa politikasını göremememiz, CHP üzerindeki ilk eleştirimizdi. Türk Parlamentosu’nda Avrupa reformlarının tarafında olan tek parti AKP gibi görünüyor.

Türkiye’de Avrupa taraftarı olan bir sol parti görmeyi de gerçekten istiyorum.”

-“TÜRKİYE AB’YE GİRMEK İSTİYORSA, İÇ İŞLERİNE KARIŞMAK GÖREVİMİZ”

Açıklamalarına ilişkin olarak aldığı ikinci eleştirinin Avrupalı bir politikacı olarak Türkiye’nin iç işlerine karıştığı yönünde olduğunu dile getiren Lagendijk, şöyle konuştu:
“Bence Türkiye’nin Avrupa Birliğine erişim sürecinde yanlış anlamalar var. Türkiye AB’ye katılmak istiyorsa, Avrupa ülkeleri kulübüne katılmak istiyorsa, AB de sizi gözleyecek. Bu tek taraflı bir süreç değil. Eğer katılmak istiyorsa, kulüp de sizin politikalarınıza karışır. Sadece ben değil, diğer arkadaşlarım, Avrupa Komisyonu Türkiye’de neler olduğunu gözlüyoruz. Türkiye’nin katılım süreci için iyi olmadığını düşündüğümüz gelişmeler olduğunda da bunları ifade ediyoruz. Avrupa Türkiye Delegasyonu’nun başkanı olarak gerektiği zaman hem AKP hem de CHP hakkında, AB’ye katılım için iyi olmadığını düşündüğümüz gelişmeler kaydedildiğinde eleştiri yapmak benim görevim. Türkiye’nin içişlerine katılmamam konusundaki eleştirilere gelince, Türkiye’nin içişleri, Türkiye katılım sürecindeyken Avrupa’nın politikaları anlamına geliyor, bu yüzden biz Avrupa politikacıları bunlara müdahale etmek zorundayız.”
Eleştirilerinin sadece tek bir partiye yönelik olmadığını, hükümeti de gerektiği zaman eleştirdiklerini vurgulayan Lagendijk, sözlerini şöyle sürdürdü:

-“SADECE CHP’Yİ ELEŞTİRMİYORUZ”

“İzmir’deki konuşmamda CHP’nin Avrupa politikalarını eleştirdim ama aynı zamanda AKP’nin bazı politikalarını da eleştirdim. Ben, Avrupa perspektifinden bakıyorum ve herhangi bir parti iyi bir şey yaptığında onu takdir ederken, kötü bir şey yaptığında ise onu eleştiriyorum. Örneğin, 2 Mayıs konuşmamda, 1 Mayıs olaylarından bir gün sonra, AKP’nin Taksim’deki 1 Mayıs olaylarını çok kötü bir şekilde yönettiklerini ifade etmiştim. Taksim’de neden o kadar çok polis gücü kullanıldığını anlamadığımı ifade etmiştim. Bu, sadece, hükümeti de gerektiği zaman eleştirdiğimizi gösteren bir örnek.

-“GELECEKTE AVRUPA’DAN GELEN DAHA ÇOK ELEŞTİRİ GÖRECEKSİNİZ”

Gelecekte, Avrupa’dan gelen daha çok eleştiri göreceksiniz. Hem benden, hem arkadaşlarımdan. Çünkü Türkiye’yi çok yakından takip ediyoruz. Bence, yaptığımız Türkiye’deki demokrasiyi korumaya çalışmak. Bir parti iyi bir şey yaptığında, ya da bir diğeri kötü bir şey yaptığında bunları ifade etmek bence Avrupa politikacıları olarak bizim görevimiz. Bundan hoşlanmayan bazı Türk politikacılar olabilir ama bu AB’ye üye olmanın bir parçası. Umuyorum ki, gelecek yıllarda tüm partiler için eleştiri konuşmalarından daha çok takdir konuşmaları yaparız.”


http://www.kanalturk.com.tr/Haber.php?Haber_id=802

Biz de bir gün sizin içişlerinize karışacağız.Ama o zamana kadar karışmaya devam edin bakalım.

Banu Avar'ın da belirttiği gibi avrupalı yetkililer eskiden kibar dille yaparlardı bütün sinsiliklerini. Şimdi ise -özellikle son zamanlarda- kudurmuşlar, ulu orta saldırıyorlar, damarımıza basa basa. Açık açık belalarını arıyorlar. Eeee ne demişler arayan belasınıda da bulur mevlasını da....