‘Laikleri şişe geçireceğim’ diyen adam Müşavir Oldu...

‘Laikleri şişe geçireceğim’ diyen adam Müşavir Oldu...

İletigönderen kaye » Prş Oca 08, 2009 12:33


‘Laikleri şişe geçireceğim’ diyen adam, Başbakanlık Basın Müşaviri oldu!...


Başbakan Erdoğan’ın danışmanı ve Başbakanlık Basın Sözcüsü Akif Beki görevinden ayrılınca dün sormuştum:

“Bakalım bu kez Kanal-7’den hangi isim bu göreve atanacak?”

Yanılmadım... Başbakanlık’ın yeni Basın Müşaviri, Kanal-7 kökenli Kemal Öztürk oldu.

Peki; adı AKP hakkında açılan kapatma davasının iddianamesinde de geçen Kemal Öztürk kimdir?




***



1969’da Ağrı’da doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni bitirdi.

Yazı hayatına 1990 yılında İran Devrimi yanlısı bir yayın politikası olan Girişim ve Selam isimli dergilerde başladı. Bu Meydan, İmza, Nehir, Yeni Zemin, Sözleşme, İstanbullu dergilerinde Mir Mahmut Rıza mahlasıyla laiklik karşıtı yazılar yazdı.

1995’te muhabir olarak Yeni Şafak Gazetesi’ne, 1996’da da belgesel yapımcısı olarak Kanal-7’ye geçti. Hazırladığı “İlk Meclis” belgeseli, laiklik karşıtı bulundu ve RTÜK tarafından yasaklandı.

9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e hakaretten bir yıl hapse mahkûm oldu.

1999’da Kanal-7’den ayrılarak, dil ve mesleki eğitim almak üzere Amerika’ya gitti.

Daha sonra Bülent Arınç’a danışmanlık yaptı; ardından AKP Basın Bürosu’nda görev aldı.

Nükte Yayınları’ndan 1994 yılında çıkan ve Mir Mahmut Rıza mahlasıyla yazdığı “Bir Garip Oğlanın Hikâyesi” kitabı mahkeme kararıyla toplatıldı. Bu kitap yüzünden de bir yıl hapis cezasına çarptırıldı.

Bakın, yeni Başbakanlık Basın Müşaviri, 15 yıl önce yazdığı o kitapta kahramanların ağzıyla neler diyordu:





**************




- “Devlet kimdir? Helvadan yapılmış puttur.”


- “En sonunda beni bir numaralı terörist yapacak bu pez...nkler, bütün laikleri bir bir şişe geçirecem, ondan sonra anlayacaklar laikliğin faziletlerini. Elin o...pusu bile kalkıp ‘Ben laikim, namusumla çalışıyorum, kimse karışamaz’ demeye başladı. Ula ben böyle laikliğin...”


- “Bak bizim sahte Müslümanlar nasıl bölücülük yapıyorlar. Ben bu yüzden bu adamları sallandıralım diyorum. Ayrıcalık yapanın dinde de katli vaciptir çünkü. Ama dinleyen yok!”



















- “Herkes, sineğin şıraya yapıştığı gibi laikliğe sarılır ama kimse onun gerçekte ne anlama geldiğini bilmez. Ne kadar da utanmazlar. Rahmetlinin (Atatürk’ü kastediyor) mirasına sahip çıkan mendeburların hiçbiri, laikliğin ne anlama geldiğini ve nereden geldiğini bilmezler.”







- “Eskiden Türkler’in yetiştirdiği ‘marimus öküzü’nün sol arka bacağının uyluk yeri ile işkembesinin ayrıldığı yerde bir et parçası bulunur. İşte tam buraya ‘laik’ denir. Vee bugün kullandığımız kelimenin de aslı buradan gelmektedir.”



***


İşte; Başbakan’ın yeni Basın Müşaviri böyle biri!

Eminim ki o da, “Canım ben de Sayın Başbakanımız gibi değiştim, öyle düşündüğüm günler geride kaldı” diyecektir!

İyi de Başbakan; hep geçmişte laikliğe küfreden adamları bulup da böyle kritik görevlere getirmek zorunda mı?














*************





GÜNÜN SORUSU

Dünkü şok gözaltılardan Başbakan Erdoğan’ın haberi var mıydı?















***


Fethullah’ı eleştirdiler Ergenekoncu oldular!

Türkiye dün bir kez daha bilmem kaçıncı dalga Ergenekon gözaltılarına tanık oldu. Evleri aranan ve gözaltına alınan bu çok önemli isimlerin bir ortak özelliği de Fethullah Gülen cemaatinin laiklik karşıtı eylemleri konusunda toplumu uyarmaları...

İşte birkaç örnek:



***




Gülen davasını sonuna kadar kararlılıkla takip eden Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, Ergenekon soruşturmasının sonunun Şemdinli gibi olacağını dile getirmişti. Unutmayın ki; Fethullah Gülen’le bağlantısı olduğu belirtilen ve meslekten ihraç edilen Şemdinli Savcısı Ferhat Sarıkaya, halen ABD’de bulunuyor.

Bedrettin Dalan, her fırsatta Fethullah Gülen’in okullarının cemaatçi çocuklar yetiştirdiğini ve bunun laiklik için tehdit olduğunu söylemişti.

Emekli Orgeneral Kemal Yavuz, “Fethullah Gülen’in hedefi şeriat devleti” demişti.

MGK Genel Sekreteri Orgeneral Tuncer Kılınç ise Fethullah Gülen ve Milli Görüş zihniyetinin kabul edilmesinin mümkün olmadığını defalarca açıklamıştı.








***




Ne dersiniz... Bu tavırlarının faturasını ödüyor olabilirler mi?










Kaynak
Kullanıcı küçük betizi
kaye
Üye
Üye
 
İletiler: 1036
Kayıt: Pzr Oca 06, 2008 0:57

İletigönderen Türk-Kan » Prş Oca 08, 2009 12:41

Bir laik, bir domates, bir laik, bir domates. Benim oldugum bölümde biraz da aci biber gecirsin sise. :MHM:
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen maydonos » Prş Oca 08, 2009 14:19

korku filmi gibi yukaridaki sahislar....film gibi gercekten....gercekten korktugum icin degil o an soyle bir kisiliklere baktim ve aklima geldi.iyi senaryo olurlar..
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

Gazete ve kose yazarlari

İletigönderen jamesB07 » Prş Oca 08, 2009 14:52

Kapkaranlik bir tunelde gider gibiyiz,hickimse cevresini goremiyor.cevremizdeki korku imparatorlari arada bir bazilarimizi
alip tutukluyorlar,kimse kimin neden alinip iceriye atildigini bilmeden korkuyla yuruyor!Turkiye Cumhuriyetinin bugunku
durumu budur.Butun Turk toplumu korkuyor!Neler oluyor bilemiyoruz! Ben Korkmuyorum!---TANHU---
Kullanıcı küçük betizi
jamesB07
Üye
Üye
 
İletiler: 153
Kayıt: Pzr Eyl 28, 2008 2:39

İletigönderen taironas » Prş Oca 08, 2009 15:02

artık şaşırmıyorum ,

ahlaksız , ağzı bozuk , müslümanlıkla bağdaşmayacak ama sahte dinciler okadar azıttıki işi p...k deme noktasına getirdiler TÜRK MİLLETİNE ,

Savcı ve Hakimler artık bu adama bişe yapmazsa , halk bu küfrüde yutarsa , ozaman sorun AKP de değil bakmamız gereken bu işkembe genişlemesinin sebeplerini anlamamız lazım ,
p...k demek karı satan demektir demekki bu adam laikler p...k diyor eğer öyleyse ise bu adam akıl sağlığı raporu almalı , yazıklar olsun 85 yıllık cumhuriyet ne hale geldi hep yut hep yut, ozaman mustehak olanlar bu susanlara, adam sana söverken cebimde param yok nediyim diyen zihniyetlerede , bana dokunmasın aman ergenekon gibi başıma iş gelir deiyen zihniyetlerede yazıklar olsun , bu ülkede 70milyon var hiç mi dokunmaz bu laf ya
ben şirketimizin avukatına danışacağım eğer maddi delil varsa (videosu falan ) bu küfrün 1 kuruşluk maddi 1 kuruşluk manevi tazminat davası açacağım yeter ya ahlaksız herif sen kimsin

ben daha fazla bişey yazmama kararı aldım , burada kendimi kızdırıp uzmekten başka bişe yapamıyorum , 2 tane fikir öne sürmüştüm

1- Mektup,e-mail ve faks ile tepkimizi TBMM deki tüm vekilere yollayalım
2- Kürtçe TV için içimizdeki avukat arkadaşlar yürütmeyi durdurma ve iptal talepli dava açsın TRT6 olayı daha çok gündeme otursun , şehit aileleri derneğinden vekalet alsın bu avukat arkadaşlar bizlerde maddi destek verelim şehit aileleri adına açsınlar davayı ama biz finans edelim Avukat arkadaşlarımızın cebine yük olmasın dedim

bu iki konuda bile bir adım atmayı yapamadık organize olup onuda geçtim fikir paylaşımıda olmadı ,

Burası çok seviyeli bir forum sürekli takip edeceğim ancak çözüm üretemediğim için , bir somut adım atılmasına katkım olmadığı için vaktinizi almayacağım yorum yazmayacağım artık, ancak değerli fikirlerinizi ve bilgilerinizi okumaya devam edeceğim ,

Saygılar ,
TÜRKİ CUMHURİYETLERİ DEMEYELİM : TÜRK CUMHURİYETLERİ DİYELİM

ORTA ASYA DEMEYELİM : TÜRKİSTAN DİYELİM
Kullanıcı küçük betizi
taironas
Üye
Üye
 
İletiler: 142
Kayıt: Pzt Nis 28, 2008 3:21
Konum: TÜRKİSTAN

İletigönderen talat pasa 1 » Prş Oca 08, 2009 15:27

Cözüm Milli Hükümet kurmak.
Önce Vatan
Kullanıcı küçük betizi
talat pasa 1
Üye
Üye
 
İletiler: 340
Kayıt: Pzr Kas 23, 2008 17:12

İletigönderen scruel » Prş Oca 08, 2009 17:52

akif beki de kanal 7 de çalışmış ve daha sonra amerikaya gitmiş sonra da başbakanlıkta çalışmaya başlamış, bu şahıs da aynı yollardan geçmiş, ne tesadüf ama demi ?
Kullanıcı küçük betizi
scruel
Üye
Üye
 
İletiler: 49
Kayıt: Sal Oca 29, 2008 22:10

İletigönderen bozkurtlar diyari » Prş Oca 08, 2009 18:00

Yasanan bu sürece ben bir isim vermek istiyorum.
Bu sürec 1933-1945 arasi yasanan Hitler süreci gibi yasananlar.
Karanlik kap karanlik bir tarafa gidiyoruz....
Durdurmaliyiz bu süreci!!!!
TÜRK GENÇLİĞİNİN ANDI !!!

EY TÜRK'ÜN BÜYÜK ATASI GAZI MUSTAFA KEMAL ATATÜRK !!!

Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize namus ve şeref sözü verip, kendimizi büyük Türk Milletine adarız.
Kullanıcı küçük betizi
bozkurtlar diyari
Üye
Üye
 
İletiler: 570
Kayıt: Cum Ara 19, 2008 11:27

İletigönderen Balasagun » Prş Oca 08, 2009 18:20

Laik Türkiye'ye ve kişilere saldıran bu zevat ve onun gibi düşünenler, Laik düzenin yerine şeriat düzenini getireceklerse eğer bu düzeni kimin adına yapacaklar? Allah adına yapacaklarsa, bunun adı "şirk" değil midir? Yani Allah'a ortak koşmak... Hiç kimse Allah adına bir düzen kuramaz. Buna Kuranı Kerim kesinlikle karşıdır. İşte onların sonu bellidir. Yaşar Nuri Öztürk, Allah ile aldatmanın en güzel yolu bu olduğunu söylüyor. Bana kalırsa bunlar şeriat düzenini getirecekleri bile şüpheli. Çünkü bu hayasızların kıbleleri Beyaz Saraydır. Bir tek oraya biat ederler. Laiklere atıp tutmak kimin haddine öyle, "ağır ol molla desinler" diyelim. Ama onlar molla bile olamazlar.
Kullanıcı küçük betizi
Balasagun
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 3523
Kayıt: Cum Eki 17, 2008 13:18

İletigönderen Çetin Taş » Prş Oca 08, 2009 20:01

"Bu ülkede namuslular da en az namussuzlar kadar cesur olmalıdır."İsmet İnönü

Sevgili vatanseverler.
Yaşadığımız günler elbette ki Cumhuriyet tarihinin en karanlık günleridir.Vatanın neredeyse bütün tersaneleri işgal altındadır.Bütün kurumları kuşatılmıştır.Ama ATA'mızın dediği gibi ihtiyacımız olan güç damarlarımızda ki kandan dolayı fazlasıyla mevcuttur.

-Bu ortamda asla ve asla korkmamalıyız.Bizlerin 1,10,100,1000 değil yüzbinler olduğumuzdan emin olalım.Bundan hiç bir zaman şüphe duymayalım.
-Mümkün olduğu kadar çok yakın tarihimizi okuyalım ve NUTUK ışığında yakın tarihimizi değerlendirelim.
-Öncelikle ailemizi eğer bilinçli değillerse bilinçlendirelim.Niçin ATATÜRKÇÜ olmak gerektiğini başta ailemize anlatalım.Sonra yakınlarımıza anlatalım.
-Onların içinden de bu TEBLİĞ(Ağlakzadeciler bu işi iyi bilir ve yapar)görevini yapabilecek olanları seçelim.Bu şekilde öncelikle kendi çevremizdeki insanları YENİDEN ATATÜRK İLE TANIŞTIRALIM.Geç kalmadık.Ama ''amaaan,olan olmuş,geç kaldık!''şeklinde düşünürsek asıl geç kalmış oluruz.
-Seçimlerde kesinlikle oy kullanalım.Çevremizi oy kullanmak konusunda ikna edelim.
-CUMHURİYET'i savunan partilere veya YSK'ye başvurup seçimlerde sandık görevlisi olmak için başvuralım.Oylarımıza sahip çıkalım.
-Asla ve asla bu ülkeyi satan,satılmış namussuzlara pes ettiğimiz izlenimini dahi vermeyelim.
-SAFLARI SIKLAŞTIRMA ZAMANI!!


Heee,haber konusu adam eğer gerçekten başlıktaki sözü etmişse ben onun...............................................................................
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02

İletigönderen kaye » Prş Oca 08, 2009 23:09

Çetin Taş yazdı:Heee,haber konusu adam eğer gerçekten başlıktaki sözü etmişse ben onun...............................................................................


Valla Çetin, haber kaynağının linki altta..
Artık halleşirsiniz siz :)
Kullanıcı küçük betizi
kaye
Üye
Üye
 
İletiler: 1036
Kayıt: Pzr Oca 06, 2008 0:57

İletigönderen antalyalim » Cum Oca 09, 2009 0:06

Iste burada Sayin Yasar Nuri' nin ne kadar dogru bi kitap yazdigini anliyoruz.Bunlar Allah ile aldatan müslümanlar.Peki ya bunlarin Allah'tan korkulari yok mu? Tabi ki yok, onlar kendi Allahlari olan Fettullah'a taparlar.Onlarin Allahi ile bizim Allahimiz arasinda cok fark var.Bunlar kör cahil.Atlarin gözlükleri sadece önlerini görmeleri icin tasarlanmis birseydir ama bizim Fettullah usaklari direk kör ebe oynuyorlar. Yakinda sayin Basbakanimiz Fettullah Gülen'i basbakanlik köskündeki makamina oturtur.
"Mustafa Kemal'in Askerleriyiz" :turkiye:
Kullanıcı küçük betizi
antalyalim
Çeviri Takımı
Çeviri Takımı
 
İletiler: 522
Kayıt: Sal Ara 16, 2008 21:39
Konum: Evden

Bu da Milliyet'in haberi

İletigönderen kgursu » Cum Oca 09, 2009 2:26

RTÜK'ten yasaklı Öztürk Başbakan'ın sözcüsü oldu

ANKA


TBMM eski Başkanı Bülent Arınç’ın eski iletişim, Başbakanlık’ın ise yeni basınla ilişkilerinden sorumlu Başdanışmanı Kemal Öztürk, hazırladığı “İlk Meclis" belgeseli, resmi ideolojiye aykırı bulunduğu gerekçesiyle RTÜK tarafından yasaklanmıştı. Öztürk’ün basın kartı alması Cumhurbaşkanı’na hakaretten dolayı bir süre geciktirilmişti.

AKP'ye açılan kapatılma davasının iddianamesinde de adı geçen Kemal Öztürk çok tartışılacak gibi görünüyor.

Akif Beki’nin yerine basından sorumlu Başbakanlık Başdanışmanlığı’na atanan Kemal Öztürk, AKP iktidarında danışmanlık görevlerine gelmeden önce yazdığı kimi kitap ve belgesellerle gündeme gelmişti. Arınç’ın TBMM başkanlığının ilk günlerinde oluşturulan İletişim Ofisi’nin başına getirilen Kemal Öztürk, Kanal 7 ekranının bir gün karartılmasına yol açan RTÜK kararında resmi tarih tezine aykırı görüşü barındıran “İlk Meclis" belgeselini, yayınlayamadığı bölümler nedeniyle kitap olarak da bastırmıştı.

"HİCRİ TAKVİM"

Öztürk, büyük boy, lüks baskılı “İlk Meclis" kitabında ilk meclisin kaldırdığı Hicri Takvimi kullandı. Sunuş bölümünde ise “Bu ülkede insanlar giyimlerinden dolayı sokaklarda polis zoruyla toplandılar" dedi.

Kitaba kaynaklık eden “İlk Meclisö belgeselinin “başörtülü" Halide Edip Adıvar’ın Sultanahmet mitinginden söz ettiği dönemle ilgili bölümünün yayınlandığı sıralarda, Merve Kavakçı’nın “Meclis’ten kovulduğunu" anımsatan Öztürk, dönemin Adalet Bakanı Hikmet Sami Türk’ün şikayeti üzerine hakkında savcılıkça soruşturma başlatıldığını, “RTÜK’te olumsuz görüş oluşmaması için" belgeselin son bölümünü yayınlamadıklarını belirtti. Yayınlanamayan bölümleri izlemek isteyenler için ve son bölümün de görülebilmesi amacıyla, bol resimli kitap basma ihtiyacı doğduğunu anlatan Kemal Öztürk, RTÜK’ün 8.10.1999’da aldığı bir günlük yayın durdurma cezasına dayanarak, resmi tarih tezine ilişkin görüşlerini şöyle açıkladı:

“Özenle hazırladığımız belgesel, MEB’in öğrettiği tarih tezine aykırıymış. Bu yüzden de (Türk Milli Eğitiminin genel amaçlarına, temel ilkelerine ve Milli kültürün geliştirilmesi ilkesine uygun olmak) maddesini ihlal etmişiz."

"VAHDETTİN AT SATIP PARASINI ATATÜRK’E VERMİŞ"

Öztürk, Vahdettin’ın kızı Sabiha’nın anlattıklarına dayanarak, padişahla Atatürk’ün anlaşamamış, ayrı ayrı iş göreceklermiş gibi hareket ettikleri izlenimi yaratarak, sonunda “birleşmeö üzerinde uzlaştıklarını iddia etti. Öztürk, kitabının bu bölümünü, “Mustafa Kemal biraz şaşkın, biraz heyecanla Saray’dan çıktı. Vahdettin, en sevdiği atları gizlice satarak elde ettiği 30 bin lirayı da ona vermiş’ sözleriyle süsledi.
Öztürk, bilinenin aksine Vahdettin’in Sevr Anlaşmasını imzalamadığını, ama bu nedenle lanetlendiğini savundu. Meclis’te Atatürk’e muhalif görüşleriyle bilinen Hüseyin Avni Ulaş ile girdiği bir tartışmasında Atatürk’ün “Pekala işte. Biz gideriz siz gelirsiniz" dediğini de vurguladı.

"ÖZTÜRK’ÜN KİTABINDAKİ HALİDE EDİP’İN ATATÜRK HATIRASI"

Öztürk, RTÜK’ün kararına temel oluşturan ve Meclis’teki ilk ayrışmanın yaşandığı sıralarda Halide Edip
Adıvar’ın Atatürk’le ilgili olarak aktardığını savunduğu şu diyalogları da kitabına ekledi:
“Cephedeydik Mustafa Kemal ile aramızda şöyle bir konuşma geçti:
-İzmir’i aldıktan sonra artık biraz dinlenirsiniz Paşam. Çok yoruldunuz.
-Dinlenmek mi? Yunanlılardan sonra birbirimizle kavga edeceğiz, birbirimizi yiyeceğiz.
-Niçin, o kadar yapılacak iş var ki?
-Ya bana karşı çıkmış olan adamlar?
-Bu, bir millet meclisinde tabii değil mi?
Burada gözleri tehlikeli surette parladı ve İkinci Grup’tan iki isim vererek onların halk tarafından linç edilmeye layık olduklarını söyledi."

"ATATÜRK’ÜN DEDİĞİ GİBİ ÖLDÜRÜLEN MEBUSLAR"

“Milli Mücadele boyunca tek savaşın Yunanlılarla yapıldığını, bu savaşta da sanıldığı kadar büyük kayıpların da olmadığını" öne süren Öztürk, Büyük Zafer sonrasını ise, “Ankara, zafer sonrası tıpkı Mustafa Kemal’in dediği gibi birbirine girecek, yine Mustafa Kemal’in dediği gibi bazı mebuslar öldürülecekti. Meclis dikensiz gül bahçesine döndürülecek, muhalefet susturulacak ve büyük bir tasfiye yaşanacaktı"diye anlattı.

-"İNÖNÜ LOZAN’DA KORKMUŞ""

İsmet İnönü’nün Lozan’daki ilk görüşmelerde korktuğunu öne süren Öztürk, Lozan Antlaşması müzakarelerinin de başarılı değil, aksine birçok kayıbın verildiği başarısız olarak tanımladı.

Kemal Öztürk, “www.kameraarkasi.orgö internet adresinde de ilk Meclis belgeseli hakkında şunları söyledi:
“Zafer sonrası yaşananlar, anlatılmamış bir tarihin perde gerisinde buruk anılar olarak kaldı. Kavgalar, cinayetler, tasfiyeler, kamplaşmalar, idamlar... İlk Meclisin kahramanları tüm bunların öznesi olarak tarihteki yerlerini aldılar."

-BASIN KARTINI ENGELLEDİ

Öztürk, özgeçmişinde 1994 yılında, Mir Mahmut Rıza mahlasıyla “Bir Garip Oğlanın Hikayesi’ isimli kitap yayınladığını belirtti. Kitabı “kara mizahö olarak niteleyen Öztürk, dönemin Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e hakaret içerdiği gerekçesiyle kitabın toplatıldığını, kendisine de 1 yıllık hapis cezası verildiğini açıkladı. Bu cezasının 4616 sayılı yasa uyarınca ertelendiğini bildiren Öztürk, cezanın sonucunu ise “Bu mahkumiyetimden dolayı hakkım olan Sarı Basın Kartını bile alamadımö diyerek açıkladı. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi mezunu Kemal Öztürk, Sarıkamış belgeseli de yaptı. Öztürk, Ekim 2003’te TBMM Başkanı Arınç’ın İletişim Danışmanı olarak çalışmaya başladı.

-İDDİALARA KEMAL ÖZTÜRK YANITI"

Öztürk, İletişim Danışmanlığı öncesinde yazdığı, “Bir Garip Oğlanın Hikayesi" ve “İlk Meclis" isimli kitaplarının haberleştirilerek, TBMM’nin kuruluşu, Atatürk ve laiklik ile ilgili düşüncelerinin basına yansıması üzerine bir açıklama yapmıştı. Öztürk yazılı açıklamasında “Popüler anlamda değişmediğiniö, ancak farklı bir güzergah izleyerek, farklı serüvenler yaşadığını belirtmişti.

“Rahmetli, Bir Garip Oğlanın Hikayesi" isimli kitabının “piyasa sürülmediğini", yine de hakkında açılan davada 1 yıl hapis cezasına mahkum olduğunu belirten Öztürk, daha sonra memnu haklarının iadesi kararını aldırarak, basın kartı taşımaya hak kazandığını açıkladı. Bu kitabın 11 yıldır hiçbir yerde tefrika edilmediğini kaydeden Öztürk, “Ben hiçbir zaman bu kitabımı tekrar yayınlamak istemedim" dedi. Öztürk, AKP iktidarının ilk dönemlerinde basında sıkça gündeme gelen “değiştik-değişmedik" açıklamalarını da üstü kapalı biçimde anımsattığı açıklamasında, kitabını yayınlatmak istememe gerekçesini ise “Zira neredeyse unuttuğum bu kitabımın içeriğini, eleştirileri şu anda savunmuyorum, bunu çok popüler olan (değiştim) anlayışıyla değil, farklı fikirlere inandığım için ve bu kitapla ilgili eleştirilerin tekrarlanmaması için yapıyorum" diyerek açıkladı.

Kemal Öztürk, kendi adıyla yayımlanan iki kitap hakkındaki haberlerde dahi kendisine “doğrulatılmamasından yakındığı" açıklamasında, “meslektaşlarından biraz daha fazla duyarlılık beklediğini de"ifade etti. Öztürk, “popüler" biçimde olmasa da değiştiğini şöyle tanımladı:

“Fikirle, düşünceyle, bilimle ilgilenen her insanın bir serüveni vardır ve bu serüven farklı güzergahlar izlerler. Bugün birçok aydınımız, köşe yazarımız, siyasetçimiz yıllar önce çıktıkları serüvenlerinden farklı bir yerdedir ve bu olumlu bir gelişmedir. Düşünen insan, farklılaşır ve yeni şeyler keşfeder."


İŞTE ÖZTÜRK'ÜN TARTIŞMALI SÖZLERİ

Vatan yazarı Mustafa Mutlu bugünkü köşe yazısında Kemal Öztürk'ün sözlerini ve geçmişini kaleme aldı. İşte o yazı:

"Başbakan Erdoğan’ın danışmanı ve Başbakanlık Basın Sözcüsü Akif Beki görevinden ayrılınca dün sormuştum:
“Bakalım bu kez Kanal-7’den hangi isim bu göreve atanacak?”
Yanılmadım... Başbakanlık’ın yeni Basın Müşaviri, Kanal-7 kökenli Kemal Öztürk oldu.
Peki; adı AKP hakkında açılan kapatma davasının iddianamesinde de geçen Kemal Öztürk kimdir?
1969’da Ağrı’da doğdu. Marmara Üniversitesi İletişim Fakültesi’ni bitirdi.
Yazı hayatına 1990 yılında İran Devrimi yanlısı bir yayın politikası olan Girişim ve Selam isimli dergilerde başladı. Bu Meydan, İmza, Nehir, Yeni Zemin, Sözleşme, İstanbullu dergilerinde Mir Mahmut Rıza mahlasıyla laiklik karşıtı yazılar yazdı.
1995’te muhabir olarak Yeni Şafak Gazetesi’ne, 1996’da da belgesel yapımcısı olarak Kanal-7’ye geçti. Hazırladığı “İlk Meclis” belgeseli, laiklik karşıtı bulundu ve RTÜK tarafından yasaklandı.
9. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’e hakaretten bir yıl hapse mahkûm oldu.
1999’da Kanal-7’den ayrılarak, dil ve mesleki eğitim almak üzere Amerika’ya gitti.
Daha sonra Bülent Arınç’a danışmanlık yaptı; ardından AKP Basın Bürosu’nda görev aldı.
Nükte Yayınları’ndan 1994 yılında çıkan ve Mir Mahmut Rıza mahlasıyla yazdığı “Bir Garip Oğlanın Hikâyesi” kitabı mahkeme kararıyla toplatıldı. Bu kitap yüzünden de bir yıl hapis cezasına çarptırıldı.
Bakın, yeni Başbakanlık Basın Müşaviri, 15 yıl önce yazdığı o kitapta kahramanların ağzıyla neler diyordu:
***
- “Devlet kimdir? Helvadan yapılmış puttur.”
- “En sonunda beni bir numaralı terörist yapacak bu pez...nkler, bütün laikleri bir bir şişe geçirecem, ondan sonra anlayacaklar laikliğin faziletlerini. Elin o...pusu bile kalkıp ‘Ben laikim, namusumla çalışıyorum, kimse karışamaz’ demeye başladı. Ula ben böyle laikliğin...”
- “Bak bizim sahte Müslümanlar nasıl bölücülük yapıyorlar. Ben bu yüzden bu adamları sallandıralım diyorum. Ayrıcalık yapanın dinde de katli vaciptir çünkü. Ama dinleyen yok!”
- “Herkes, sineğin şıraya yapıştığı gibi laikliğe sarılır ama kimse onun gerçekte ne anlama geldiğini bilmez. Ne kadar da utanmazlar. Rahmetlinin (Atatürk’ü kastediyor) mirasına sahip çıkan mendeburların hiçbiri, laikliğin ne anlama geldiğini ve nereden geldiğini bilmezler.”
- “Eskiden Türkler’in yetiştirdiği ‘marimus öküzü’nün sol arka bacağının uyluk yeri ile işkembesinin ayrıldığı yerde bir et parçası bulunur. İşte tam buraya ‘laik’ denir. Vee bugün kullandığımız kelimenin de aslı buradan gelmektedir.”
***
İşte; Başbakan’ın yeni Basın Müşaviri böyle biri!
Eminim ki o da, “Canım ben de Sayın Başbakanımız gibi değiştim, öyle düşündüğüm günler geride kaldı” diyecektir!
İyi de Başbakan; hep geçmişte laikliğe küfreden adamları bulup da böyle kritik görevlere getirmek zorunda mı? "


Resim
Kullanıcı küçük betizi
kgursu
Üye
Üye
 
İletiler: 495
Kayıt: Çrş May 21, 2008 4:47

İletigönderen İlteriş » Cum Oca 09, 2009 2:57

Ve bizler de kollarimizi iki yana acip dusmanin ve isbirlikcilerinin bizi sislemesini bekleyecegiz oyle mi? Ne kadar gulunc bir inanis :-) Bicak kemige dayandi, sislenecek ve koku kurutulacak olanlar bellidir!
"Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklâle sahip olmakla gerçekleştirilebilir"

Mustafa Kemal Ataturk
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş
Üye
Üye
 
İletiler: 1197
Kayıt: Cmt Eki 20, 2007 23:05

‘Şişçi Müşavir’ susuyor... Başbakan da susuyor!

İletigönderen kgursu » Cmt Oca 10, 2009 15:06

‘Şişçi Müşavir’ susuyor... Başbakan da susuyor!

mmutlu@gazetevatan.com


Günlerdir Başbakanlık Basın Müşavirliği’ne atanan Kemal Öztürk’ün 15 yıl önce Mir Mahmut Rıza mahlasıyla kaleme aldığı “Bir Garip Oğlanın Hikâyesi” isimli kitaptan söz ediyorum.

Mahkeme tarafından toplatılan bu kitapta Öztürk kahramanların ağzından, “laikleri şişe geçirmek”ten söz ediyordu.

Kemal Öztürk açıklama yapmıyor.

“Değiştim... Artık laiklik ilkesini savunuyorum. Bu yüzden laik devletin mekanizmalarında görev almaktan onur duyuyorum” demiyor.

Sadece susuyor ve bu rüzgârın da geçmesini bekliyor.

Ya onu bu göreve atayan Başbakan... O neden susuyor?

***


Bırakın Başbakan’ın Basın Müşavirliği’ni... Devlet memuru olmanın bile şartları açık...

Devlet Memuru Olarak Atanacaklar İçin Genel Yönetmelik’in dokuzuncu maddesinin beşinci bendine göre, devlet memuru olmak için, “Devletin şahsiyetine karşı işlenen suçlardan dolayı hürriyeti bağlayıcı ceza ile hükümlü bulunmamak” gerekiyor.

Oysa yeni Başbakanlık Basın Müşaviri’nin, “devletin laiklik ilkesine saldırı”dan dolayı aldığı 1 yıllık bir mahkûmiyet cezası var...

Yani “tapu memuru” bile olamaması gerekirken, bugün Başbakan’ın en yakınında...

Danışmanın, geçmişte de olsa “laikleri şişe geçirmek”ten söz etmesi, onlara “o...pu” ve “p....enk” demesi; Başbakan’ı birazcık olsun rahatsız etmiyor mu?

***


Başbakan Recep Tayyip Bey:

Danışmanınız hakkında yazdıklarım yalansa; bir talimat verin de “ilk icraat” olarak beni yalanlasın...

Değilse...

Belki daha önce bildiğiniz ama umursamadığınız bu “gerçek” hakkında bir şeyler yapmayı düşünüyor musunuz?


[img]http://haber.gazetevatan.com/images/vatanLogo_yeni.jpg[/img]
Kullanıcı küçük betizi
kgursu
Üye
Üye
 
İletiler: 495
Kayıt: Çrş May 21, 2008 4:47

Sonraki

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 4 konuk

x