Le Professeur(?) Şerif Mardin

Le Professeur(?) Şerif Mardin

İletigönderen tuba » Cum Haz 13, 2008 18:31

Lö Profesör Şerif Mardin

‘İyi, doğru, güzel’ Cumhuriyette yokmuş, İslamda varmış!

Bu sözler Cumhuriyetin yetiştirmesi bir sosyoloji profesörü olan Şerif Mardin’e ait. Şerif Mardin bey buyuruyor. Bunun profesörce olduğunu söylüyor!

Ne talihsiz durum. Bu Cumhuriyet tek düze kendine düşman yetiştirdi. Hem de düzeysiz, her boyutta her ebatta!

Şerif Mardin’in ve ‘o gillerin’ bilmediği ya da unutturmaya çalıştığı, gri hafızalarına sakladığı bir şey var:

Cumhuriyet Fransız devrimini ve onun birikimi olan pozitivizmi örnek aldı.

Doğrudur. Bizde, felsefi değerlerin tartışması eksik ve yenidir. Niye mi? Şerif Mardin benden küçük olmadığı için bu dediklerimi gayet iyi hatırlayacaktır. Bir zamanlar lise müfredatında mantık, sosyoloji ve felsefe dersleri vardı. Şerif Mardin de benim gibi lisede sosyoloji felsefe ve mantık dersi almıştır. Hatta hatırlarsa 1973 üniversite sınavlarında dört soru vardı bu üçlüden. Sonra mı? İktidarlar eğitimi, ‘parmaklaya parmaklaya’ bu dersler ve öğretmenleri kovdular okullarımızdan.

Hatta ve hatta bazı hödük hocaların “felsefe ağırdır, anlaşılmaz” ön yargısının özdeyiş haline getirildiğini biliyorum.

Haz duygusu, damak tadı, sevgi, seçme iyilik, doğruluk, kötülük, cennet-cehennem gibi deyimler tartışılmadı, öğretilmedi. Üstüne üstlük bütün bu değerler mahalle mütegalibesi ve onun muhterem imamının eline terk edildi!

Öğretmen, Köy Enstitülülerinde yetişiyordu. Kusursuz ve tamdı. Eğitmen, önder, modernitenin çoban ateşi! Neyi, nasıl, niye, ne zaman ve kiminle yapacağını bilir, sorgucu, idealist insanlardı.

Korkudan Köy Enstitülerini kapattılar önce, sonra eğitimden korktukları pozitivist değerler adına ne varsa hepsini kovdular.

KÖY ENSTİTÜSÜNDEN SORU SORAMAYAN DONDURMACI, VARSILLARLA GEÇİNEN ÖĞRETMENE

Kendilerine göre düzmece tarih tezi, dil tezi. Hatta ülke coğrafyasından önce dünyanın tepeleri ve ırmakları öğretildi de, kendimize dair hiçbir şey öğretilmemeye özen gösterildi. Bilmez oldu öğretmen… Kalbinin, dalağının, akciğerinin, karaciğerinin neye yaradığını. Ve yine bilmez oldu, böbreğin, üreme organlarının nasıl çalıştığını.

Sadece kaç para maaş alacağını ve aybaşını nasıl getireceğini bilir hale getirildi. Bilir az odun yakmayı ve herkesle iyi geçinmeyi… Ve bilir soru sormadan yaşamayı… Büyük şehirlerde geçim sıkıntısını varsıl öğrencilere yıkmayı… Ya da pazara çıkmayı, Pazar mafyasıyla baş edemezse kaldırımda dondurma satmayı bilir öğretmen…

A hoca? Eğitmen, saygın öğretmenin uyduruk ‘ulema öğretmene’ karşı yenilgisi burada başladı. Yani beynini boşaltılar, A Mardin, niye onları konuşmuyorsun da bizi imamla karşılaştırıyorsun.

Felsefe, mantık, sosyoloji öğretmediğin adamdan, hangi yeni fikre ulaşmasını bekliyorsun? Azıcık bilimsel namusun varsa konuları doğru düzlemde tartışalım.

Felsefeden bihaber birine sadece sofistik İslam felsefesi dayarsan oradan ne çıkar? Bunu bilmeyecek kadar cahil olmadığına göre, öğrendiğini, bildiğini uygun pazarlama gayretinde olan şark kurnazından başka birisi değilsin.

Sadece monogami(tek eşlilik) senin bütün felsefeni ona katlar.

ARAPLAŞAN TÜRKLER VE ARAPLAŞTIRILAN İSLAM

Senin “mahalle baskısı” diye yumurtladığın şey yani mevzuu değildir. Bizdeki kutsal mahalle yukarıdaki merkezi iktidara uygun ses çıkarmaktan öteye gitmez.

Kenan Evren’i alkışlayan mahalleden senin gibi profesör çıkar ancak!

Samsatlı Lukianos’lar vardı da yedik mi?

Ya da senin gibi paçasından tümüyle iyilik, doğruluk, güzellik akan profesörler vardı un mu eyledik? 1938 sonrasını Mustafa Kemal’e yüklemek haksızlığı sizi Ord. Prof. Yapabilir belki… 1950 sonrasının Kemalizm’le ne alakası var Allah aşkına?

1950’den sonra adım adım İslam bayrağı çekilmeye çalışıldı ve sonuçta alınmıştır. Şimdi de Türkler Araplaştırılıyor. İslam da… Ya da garip bir yola itilmekteyiz.

Çıkıp şu İslam da doğruluk ve güzellik adına Kuran-ı Kerimi 33 fasikül halinde tercüme edip her eve dağıtalım. Bu ahali bir dinini öğrensin dersen amenna!

Dinimizi öğretmek yerine aklımızdakini öğrenmekten vaz geçin!

Dini kurallarda devlet yönetemeyeceksiniz! Bir doğruya 5 (beş) yanlış giydirme huyundan vazgeçin.

Aksi halde artan gerilimin faturasını ödeyen şaşkın ördekler durumuna düşersininiz.


Kaynak
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x