Ne yazık ki görevi milletin huzuru ve refahını sağlamak olanlar, bizzat milletin huzurunu kaçıracak söylem ve eylemler içerisinde bulunmaktan biran bile kaçınmaz oldu.

Kürtaj cinayettir demeler, dindar ve kindar nesil istemeler, milli içecek belirlemeler, vapurdan inen kızların giyimlerini gözlemlemeler, sezaryen vs derken şimdide muhbir vatandaş yaratma arzuları devreye girdi.

Başbakan Erdoğan ‘Her şeyi devletten beklemeyin. Bu tencere tavacıları sizler yargıya taşıyacaksınız’ diyerek vatandaşa “komşunuzu ihbar edin” mesajı vermişti ya, Erdoğan’ın konuşması sonrasında Emniyet harekete geçerek, "Sırdaş Polis İhbar Noktası Projesi" başlattı.

Bu projeye göre, mahallelere ihbar kutuları konulacak ve kimliği belli olmayan vatandaşlar, komşusu hakkında polise ihbarda bulunabilecek.

Böylelikle vatandaş muhbirleşip birbiri ile uğraşırken, hükümetin eksiklerini görmeye ve tepkiye fırsat ve zaman kalmayacak. Komşu komşuya güvenmesin, millet birbirinin kuyusunu kazsın...
Yeter ki eleştiri gelmesin, tepki verilmesin, karizma çizilmesin.

Her fırsatta Allah, din, iman, ahlaktan bahsedenler sayesinde zaten yozlaşmış olan komşuluk ilişkileri, bu proje ile daha da yozlaşacak.

Oysa "Komşusu açken tok yatan bizden değildir" der Peygamberimiz.
"Komşu komşunun külüne muhtaçtır" der atasözümüz.
"Komşuların sırlarını ve ayıplarını soruşturmayın" der komşuluk hakkı.
"Komşuların ayıplarını örtün" der komşuluk ahlakı.

Ama gelin görün ki bütün bunların hepsi ülkeyi yönetenler için hikaye, tek amaçları gezi parkı eylemleri ile yıkılan korku imparatorluğunu bu sırdaş polis projesi ile tekrar inşa etmek.

Vatandaş bugün karakola giderek, telefon ya da internetten ihbar yapabiliyorken, girin bakın emniyet ihbar bölümüne, "somut olay veya kişi belirtilmeyenler, isim ve imza bulunmayan veya hayali imza ve isim numarası taşıyan ihbar ve şikayetleri işleme alınmayacaktır." deniyor. Oysa bu bu proje ile herkes birbirini imzasız, yani kimliği gizli bir şekilde suçlayabilecek.

E ne var bunda birader, suçsuzsa korkulacak bir durum yok diye düşüyorsanız eğer, imzasız ihbar mektupları ile koca koca paşaların, yıllardır içeride yattığını hatırlatmak isterim.
Kötü niyetli birinin komşunuz olmasına gerek yok,herhangi biri imzasız bir mektupla aklınıza gelebilecek her türlü suçla sizi itham edebilecek. Çamur at izi kalsın mantığıyla düşünürseniz amacına da ulaşmış olacak.

Oysa bir komşu karısını dövüyorsa, komşunun evinde kavga ve olay varsa zaten komşu, polisi arayıp haber vermiyor mu? Veriyor...
Bunu yaptığında rahatça adını ve kim olduğunu söylemesinde bir sakınca görüyor mu? Görmüyor.

Ama gelin görün ki, evinin balkonunda tencere tava çaldı diye, kimse kalkıp da eğer komşusuna bir gıcıklığı, düşmanlığı yoksa telefon açıp, emniyete gidip şikayette bulunmaz. İşte bu yüzden başbakanın açıkça söylemesine rağmen kimse şikayette bulunmadı. Çünkü hangi partiye oy vermiş olurlarsa olsunlar yüz yüze bakan insanlar biliyor ki yarın bu iktidar gider başkası gelir ama yarın yine bir birlerinin yüzlerine bakacaktırlar.

En fanatik AKP’li bile bu yüzden komşusunu şikayet etmedi, etmez de.

İşte bunu gören işgüzarlar, o yüzleri gizleyecek formül olarak bu projeyi geliştirdiler. Şöyle bir düşünün bir ara dinleme korkusu yaratılmış, insanlar telefonda konuşmaya korkar olmuştu. Şimdi bu proje ile vatandaşlarda, aman biri bizi şikayet eder korkusuyla evinde balkonunda ülkeyi yönetenleri eleştiremeyecek, konuşamayacak ve korku içinde yaşamaları sağlanacak.

İstiyorlarki toplumun hepsi yandaş olsun. Yandaş olmayanlar, biat etmeyenler ise, korkan, aman bize ne diyen, bana dokunmasınlar da ne olursa olsun diyen duyarsızlardan oluşsun.

Hiç şüphe yok ki her söylemleri ile bizden olanlar olmayanlar diye toplumu ayrıştırıp kutuplaştırmaya çalışanlara, milletimiz sağduyusu ile en güzel cevabı verecektir.

Levent Bulut
leventbulut@haberokur.com