LİBERAL/DEMOKRAT/SOSYALİST (6)

Türkiye ve dünya gündemindeki gelişmeler hakkındaki fikirleriniz, yayınladığımız izlencelerin bölümleri hakkındaki düşüncelerinizi paylaşabileceğiniz alan.

LİBERAL/DEMOKRAT/SOSYALİST (6)

İletigönderen Habip Hamza Erdem » Çrş Eki 02, 2024 9:49

LİBERAL/DEMOKRAT/SOSYALİST (6)
Buraya kadar liberal/demokrat/sosyalist diyerek geldik. Ama, her sözcükte olduğu gibi, yabancı dillerden dilimize geçen bu ve benzeri sözcüklerin ‘Türkçe’ karşılıkları üzerinde pek düşündüğümüzü söyleyemeyiz.
‘Dil’in ‘düşünce’ için ne kadar önemli olduğu konusuna yeniden dönmenin yeri burası değil.
Ancak, örneğin ‘iktisat’ın ‘ekonomi’ olması kadar bir ‘moral bilim’ olduğu konusu da, en azından gereği gibi, irdelenmemiştir denilebilir.
Örneğin ‘iktisat’ın bir ‘moral bilim’ olması hemen ‘ahlâk bilimi’dir diye çevrilebilir mi?
Ne yazık ki, böyle görüp böyle anlayan ‘akademisyen’ler olduğu kadar onlara özenen değeri kendinden menkul ‘danışman’lar da yok değildir.
Fransa’da ‘Akademi’ geleneği 1635’lerde başlıyor.
Tam yüz altmış yıl sonra, 1795’te, ‘iktisat’ın da artık ‘bilim’ olarak değerlendirilmesi üzerine ‘Moral ve Politik Bilimler’ Akademisi kurularak orada yerini alıyor.
Bu ‘Moral ve Politik Bilimler Akademisi’nin Osmanlıdaki karşılığı 1858’kurulan “Mekteb-i Fünun-u Mülkiye”dir.
Fransa’daki Akademi 1803 yılında kapatılıyor ama ‘1830 Devrimi’yle birlikte François Guizot’un etki ve yetkisiyle 1832 yılında yeniden açılıyor ve günümüze kadar geliyor.
Peki bunun bizim incelediğimiz konuyla ne ilgisi var denilecek olursa, ‘Sosyal Liberal’liğin kurucuları arasında yer alan François Guizot ve bu geleneğin günümüze kadar gelen ‘Moral bilimler’in ‘liberalizm’le olan derin bağından dolayı diyeceğiz.
‘Moral’ burada, ahlâk, gelenek-görenek, töre gibi anlamlar içerse de, bir ‘düşünce birliği’ ve bir ‘anlayış ve davranış’ tarzı olarak da anlaşılabilir.
Türkiye’de ‘sosyetik’ denilen ‘burjuva’ düşünce, anlayış ve davranış tarzı da ‘moral’ olarak çevrilebilir.
‘İktisat’ı getire getire ‘davranış’a bağlayan ‘düşünce akımları’, ‘burjuva’larınkini çağdaş olarak değerlendirirken, örneğin bir ‘proleter ahlâk’ının olup olmayacağını tartışmak bile istemezler.
Yeri gelmişken belirtelim ki, ‘proleter’ sözcüğünün sadece ‘işçi’ anlamına gelmeyip, ileride açacağımız üzere, ‘ulus’ ve ‘ulus ötesi’ çağdaş bir anlamının da olabileceğine değineceğiz.
Şimdi bu uzun girişten sonra, ‘Liberalizm’in günümüze kadar gelen ‘akademik’ gelişimi, Fransa’da ‘Moral ve Politik Bilimler Akademisi’ (Académie des sciences morales et politiques) sayesinde olmuştur diyeceğiz.
Ki Türkiye’deki ‘akademisyen’lerin, haydi çoğunluğu diyelim’, bu Akademi’nin ‘Moral’ yani ‘geleneği’ni sürdürmektedirler.
Ve yine, çok istenirse, ‘bu akademinin ahlâk anlayışı’nı sürdürmektedirler diyelim.
‘Liberalizm’in ‘neo’ biçimi, Fransa’da Jacques Rueff, Emile Mireaux, Daniel Villey ve Louis Rougier gibi yazar ve düşünürlerce geliştiriliyor.
Ekonomide, Louis Baudin, ‘Neo-liberalizmin Şafağı’ndan (1) söz ederken, hukuk alanında George Ripert, on yıl önceden nazizmin hukuku katlettiğine dikkat çekecekti (2).
Böylece, Louis Baudin’in işaret ettiği üzere, artık ‘kuramdan pratiğe’ ya da kendi deyişiyle ‘du contractuel à l'institutionnel’ yani kurumsallaşmaya geçiliyordu.
Nitekim, uluslararası ilişkilerde, Bretton Woods’ta IMF ve Dünya Bankası kurulacaktı.
Böylece sadece Fransa değil ama başta ABD ve İngiltere olmak üzere, neo-liberalizmin dünya genelindeki gelişmesine gelmiş bulunuyoruz.
O zaman büyük ekonomistlere geçmeden önce, bir ‘entelektüel’ olarak Amerikan Walter Lippmann’dan (1889-1974) başlanabilir.
Lippmann,1912 yılından itibaren, Bretton Woods’ta başkan olan Franklin Delano Roosevelt’in (1882-1945) amcası olan Theodore Roosevelt gibi (1901-1909) Cumhuriyetçi olan W.H.Taft’a karşı demokrat Woodrov Wilson’un (1856-1924) kampanyasıyla başlayan gözlemleriyle, başkanlık yarışmalarının ‘Erdem’ine inanan bir ‘demokrat’tır.
Ancak amca Roosevelt’in neo-nasyonalizm projesi ile Wilson’un neo-liberalizm (new freedom) projelerinden hareketle, kendisi de New Republic adlı bir dergi çıkarmaya başlayacak ve bu dergi günümüze kadar gelerek 2001 yılında yüz bin 2013 yılında ise elli bin basacaktır.
Dahası kişisel olarak Roosevelt’i beğenmesine karşın, Birinci Dünya Savaşı ertesinde ünlenen Wilson’un 14 maddelik ‘ilkeleri’nin sekizinin hazırlanmasına katkı verecektir.
Ancak amca Roosevelt’in Cumhuriyetçi Parti’li olmasına karşın bir Terakkiperver Parti (Parti Progressite) kurarak ayrıldığına dikkat çekilebilir.
Türkiye’de Amerikan Mandası taraftarlarının aynı adla bir parti kurmalarıyla ne kadar ilişkisi olabileceğini araştırmacılara bırakarak, sadece dikkat çekmiş olalım.
Lippmann’ın Keynes’le tanışıklığı ise, onun Versailles Konferans’ını eleştiren yazılarının kendi New Republic dergisinde yayınlamasıyla başlar ve Bretton Woods ve ertesine kadar gider.
1922 yılında kendi baş yapıtı olan Kamu Oyu’nu (Public Opinion) yayınlayan Lippmann, stéréotype deyimini geliştirecektir.
Stéréotype deyimi, bir toplumda belli bir grup insanı, içgüdüsel olarak kimi nitelikler yükleyerek sınıflandırmak demek.
Öyle ki, bunlar liberal, bunlar demokrat ve şunlar da sosyalist demek artık klişeleşmiş değerlendirmeler olmaktadır.
Kısası Walter Lippman, düşünsel plandan uluslararası ilişkilere değin öylesine etkin bir ‘entelektüel’dir ki, üzerinde durmaya değer.
Ulusal planda ise, ‘demokrasi’lerde uzlaşı üretimi (manufacture of consent) denilen tekniklerin de yaratıcısıdır denilebilir.
Yani medya aracılığıyla ‘kamuoyu’ üretilebilir ki, bu da ‘demokrasi’nin sözde ‘Erdem’leri arasındadır.
Kaldı ki, The Republic dergisinden ayrılarak, basında Pulitzer Ödülü diye bilinen ödülün kurucusu Joseph Pulitzer’in oğlu Ralph Pulitzer’in dergisi The World’a geçerek artık tam anlamıyla ‘global’ planda etkin olacaktır.
(Sürecek)
(1) l'Aube d'un nouveau libéralisme, Librairie de Médicis, 1953
(2) George Ripert, Le Déclin du Droit, Sirey, 1943
Kullanıcı küçük betizi
Habip Hamza Erdem
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1612
Kayıt: Cum Haz 26, 2009 20:01

Şu dizine dön: Tartışma ve Fikir Meydanı

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

cron

x