Madenler ve Emperyalizm / Kaan TURHAN

Kitapları bu bölümde tanıtabilirsiniz.

Madenler ve Emperyalizm / Kaan TURHAN

İletigönderen Başkomutan » Prş Ara 09, 2010 16:37

Madenler ve Emperyalizm

Türkiye, gelmiş geçmiş en büyük yıkımlardan birini yaşamaktadır. Ulusal varlıklarımız, yeraltı ve yerüstü kaynaklarımız yabancı sermayeye, yabancı madencilik şirketlerine pazarlanabilmektedir.

Emperyalist Avrupa Birliği'nin dayattığı "uyum" adı altındaki yasalarla Türkiye, topraklarını, madenlerini ve zenginliklerini "işletme hakkı", "mülkiyet hakkı" gibi tartışmaların konusu haline getirebilmiştir.

Türk mühendisleri, Türk şirketleri her türlü yerli çaba desteksiz bırakılmakta ve yabancı şirketlerin kapitalist hâkimiyet alanlarında satılabilir değişkenler olarak, kaynaklarımız günübirlik politikalara hapsedilmektedir.

Çevresel sorunlar olarak dillendirilmeye çalışılanların, "yapay gündemler", "ajitasyon politikaları" ve Türkiye'yi "kültürel Vandalizm"le suçlamak ötesinde bir anlamı bulunmamaktadır.

Bilim insanları bağımsızlık birinciyle çalışmalarını sürdürmekte ve ne yazık ki sabotajlarla, "elektronik harp" temelli yeni nesil suikastlarla yok edilebilmektedirler.

(Tanıtım Bülteninden)

Kaan Turhan
Asya Şafak Yayınları

ilknokta.com




BİRİNCİ BÖLÜM

Bergama Sonrası Hasankeyf Kalkınma Politikalarının Tasfiyesi

Sözde Çevrecilik Hareketleri Kapsamında Kalkınmanın Engellenmesi

Bergama Olayı ve Türkiye'yi Kültürel Vandalizme Hapsetmek

Türkiye ve Altın Varlığı

Akkuyu, Yusufeli, Yortanlı Kalkınma Projelerini Yabancıların Engelleme Girişimleri

Avrupa ve İsrail'in Dicle ve Fırat'a İlgisi ve GAP'ın Yükselen Değeri Ilısu

Türkiye'nin Nükleer Enerji Atağı Hangi Ülkelerin Çıkarlarına Ters Düşüyor

Ilısu Barajı ve Hasankeyf: Ajitasyon Politikalarında Doruk Nokta


İKİNCİ BÖLÜM


Sözde Çevreci Hareket Yeşillerin Boğaziçi Rüyası: Kürtçülere Ev Sahipliği

Türkiye'de Yeşiller Partisi

Avrupalılık ve Yeşiller

Yeşiller ve Kışkırtılan Etnik Milliyetçilik

Sözde Çevrecilerin İlgi Alanına Girmeyen Çevre Sorunları

Maden Rezervleri ve Atlasjet Uçak Sabotajı


Önsöz

Türkiye, gelmiş geçmiş en büyük yıkımlardan birini yaşamaktadır. Ulusal varlıklarımız, yeraltı ve yerüstü kaynaklarımız yabancı sermayeye, yabancı madencilik şirketlerine pazarlanabilmektedir. Emperyalist Avrupa Birliği'nin dayattığı "uyum" adı altındaki yasalarla Türkiye, topraklarını, madenlerini ve zenginliklerini "işletme hakkı", "mülkiyet hakkı" gibi tartışmaların konusu haline getirebilmiştir. Türk mühendisleri, Türk şirketleri her türlü yerli çaba desteksiz bırakılmakta ve yabancı şirketlerin kapitalist hâkimiyet alanlarında satılabilir değişkenler olarak, kaynaklarımız günübirlik politikalara hapsedilmektedir.

Bu savaşım ortamında gerçekleşenler, Türkiye'nin sömürgeleştirilmesinin görünür kılınmasının son örneklerindendir. Yabancı madencilik şirketleri, onların Türkiye'deki yerli işbirlikçisi vakıflar, dernekler; istihbarat verileri sağlamada çalışan ve bölgesel çapta geniş bir ağ içinde jeolog, antropolog gibi bilim insanı görünümlü etki ajanlarıyla, aleyhte propaganda sağlanmaktadır. Güneydoğu Anadolu Projesi, hidroelektrik Santralleri, barajlar; Türkiye'nin kalkınmasının önüne geçmek açısından engellenebilmektedir.

Çevresel sorunlar olarak dillendirilmeye çalışılanların, "yapay gündemler", "ajitasyon politikaları" ve Türkiye'yi "kültürel Vandalizm"le suçlamak özetinde bir anlamı bulunmamaktadır. Bilim insanları bağımsızlık bilinciyle çalışmalarını sürdürmekte ve ne yazık ki sabotajlarla, "elektronik harp" temelli yeni nesil suikastlarla yok edilebilmektedirler.



Türkiye'yi bitiren gerçekleri katıksız olarak Türk okuyucusuna ulaştırmak için işsiz kalmayı göze alarak, yazacağı yerleri sınırlandırarak yalnızlaştırmayı sağlayan "media"ya, patronlarının kulları, şeyhlerinin müritleri olan onlarca yayına ve olanağa sahip kimselere rağmen sadece kalemiyle değil tüm bedeniyle savaşanlar, Mustafa Kemal Atatürk'ün ve şehitlerimizin manevi mirasına sahip çıkarak, savaşmayanların savaşanları yönetme beceriksizliğini ortadan kaldırmaya kararlıdır ve var olmayı sürdüreceklerdir. Çünkü Türk'üz ve başka Türkiye yok!

Türkiye'ye biçilen kara gömleği yırtmak üzere çıktığım yolda beni yalnız bırakmayan anneme, varlığıyla beni güçlendiren Murat Gülsün'e ve Süleyman Özmen'e; eşsiz desteğiyle değerli ağabeyim İsmet Arslan’a ve yayınevi çalışanlarına teşekkürü borç biliyorum.



kaanturhana@gmail.com
Kaan Turhan
Ankara, Eylül - 2010
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Şu dizine dön: Kitap Tanıtımları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x