can.dundar@e-kolay.net
Önceki gece NTVde Prof. Dr. Binnaz Toprakın Mahalle Baskısı araştırmasını tartıştık.
Prof. Toprak, Alışveriş merkezleri, toplu konutlar, otoyollarla çok gelişmiş görünen Anadolu kentlerinde moderniteyi deşince altından bunalım çıkıyor dedi.
Bu bunalım, yayın boyunca Neden izleyicilerinin yolladıkları mesajlarda bir feryada dönüştü adeta...
Anadolunun dört bir yanında mahalle baskısına maruz kalmış izleyiciler şikâyet yağdırdılar.
Araştırmadaki bulguları doğrulayan bu mesajlardan birkaç örneği burada sizlerle paylaşmak istiyorum:
* * *
İSTANBUL - Gaziosmanpaşa Belediyesinde görev yapan bir memurum. Bizim belediyede 1994ten beri her Ramazanda yemekhane ve çay ocakları sürekli olarak kapalı tutuluyor.
ALİAĞA - 23 Eylül 2008de, içki ruhsatı olan Tuna Restoranda garson bana AKPli Belediye Başkanının Türk vatandaşlarına içkiyi yasakladığını, ancak yanımdaki yabancının içebileceğini söyledi.
YOZGAT - Çekerek ilçesinde cumartesileri kurulan pazarda belediye hoparlöründen Kuran okunmadan satış yasaktır deniliyor. Yasağa uymayanları zabıta cezalandırıyor.
TRABZON - Turla gittiğimiz Uzungölde akşam yemeğinde rakı içmek istedik, restoran sahibi Sadece İsrailli müşterilere içki servisi yapıyoruz dedi.
İSTANBUL - Geçen Ramazanda oruç tutan başı açık bir arkadaşımla iki bayan olarak Gaziosmanpaşada iftar için bir restorana girdik. Burası aile yeri. İki bayanı almıyoruz dediler.
ADANA - 67 yaşındayım. Belediye otobüsüne bindim, kimse yer vermedi. Arkamdan 22 yaşlarında başörtülü hanımlar bindi. Şoför bey Lütfen hanımlara yer verelim diye yolcuları uyardı.
İSTANBUL - Ümraniye, Ferah Mahallesinde başım açık camdan bakarken bile rahatsız oluyorum. Hayırlı akşamlar yerine İyi akşamlar dememin bile garip kaçtığını hissediyorum. Yazın mahalleden çıkana dek gömleğimin üstüne ceket giyiyorum.
KAYSERİ - Bir yıl öğretmenlik yaptım. Örtünmeden dışarı çıkarsanız uygunsuz kadın anlamına gelen hakaretlere ve cinsel tacize maruz kalırsınız. Sürekli komşularınız tarafından izlenirsiniz. Ramazanda açık restoran bulamazsınız.
BURSA - Mudanya sahilindeki balık lokantalarına belediye içki ruhsatı vermiyor. Esnaf, kola kutuları içinde içki satıyor.
İSTANBUL - Arkadaşım Yeşildirekte toptan iplik dükkânı açmıştı. Hayırlı olsuna gelen esnafın tamamına yakını Duvara seccade asmazsan müşteri gelmez dedi. Arkadaşım seccade asmak zorunda kaldı.
BURSA - Kemalpaşada öğretmenim. Her Ramazan oruç tutamayan bir Müslüman olarak mahalle baskısını had safhada yaşıyorum. Çalışırken taşlanacağım korkusu bile yaşadım.
İSTANBUL - Sirkeci ve Eminönü tarafına toptan mal almaya giderken eşimi götüremiyorum. Esnaf kasten taciz edici şekilde bakıyor.
İZMİR - Cuma öğleyin Kemeraltında bir dükkâna gittik. Kapalıydı. Zili çalınca bir erkek satıcı gelip Cuma öğlenleri kapalıyız dedi. Namaza gitmeseler de kapalı tutup cumanın bitmesini bekliyorlar. Ve burası İzmirin merkezi...
İSTANBUL - Ermeni arkadaşım devlet ihalelerinde iş alamadığından ismini değiştirdi ve çocuklarına Türk ismi koydu. Ermeni olan karısı da, okula giderken dayak yediklerini, üzerlerine tükürüldüğünü, alay edildiklerini anlatıyor.
* * *
Mesajlar böyle uzayıp gidiyor.
Kendi yorumumu ve çareleri bir başka yazıya bırakayım.
Mahalle, daha uzun süre gündemde kalacağa benziyor.
