Maharetleri bu olsa gerek / Levent BULUT

Maharetleri bu olsa gerek / Levent BULUT

İletigönderen Oguzhan34 » Çrş Nis 21, 2021 12:47

Öyle bir ülke haline geldik ki; olmamışı olmuş, yapılmamışı yapmış gibi gösterenleri "Helal olsun!" deyip alkışlıyoruz. Meselâ; "Yerli uçağımızı yaptık." dediler, millet hâliyle alkışladı. Öyle ya kim sevinmez kendi uçağımızı yapsak?
Sonra "Uçağımız göklerde..." dediler ama gören yok.
Herhâlde kaybettiler!
Ne hikmetse vatandaşımız yine alkışladı.
*
Ülkeyi yönetenlerin siyaset anlayışı işte bu. Yapılmış iyi ne varsa "Biz yaptık." derken yapamadıkları ya da başka bir deyişle beceremedikleri her iş için de ya "dış güçler"i ya da muhalefeti suçluyorlar. İşin garibi ortada bir "eser" olmadığı hâlde "yaptık. İşte eserimiz!" demeleri.
*
"Maharetlerinin" son örneğini 26 Eylül 2019'da İstanbul'da yaşanan deprem sonrası gösterdiler. İstanbullular sokağa çıktı. Kimi ilçelerde bazı binalar mühürlenirken bazı okullar tatil edildi. Depremin ardından yaşanan artçı sarsıntılar ben bu yazıyı yazdığım sırada 300'ü geçmişti.
*
Açıkçası 5,8'lik depremde ülkece çuvallamışken Cumhurbaşkanı yardımcısı Fuat Oktay çıkıp, "İşte ne kadar sağlıklı bir sistem kurduğumuzu bu depremde gördük" dedi.
Oysa görünen kimsenin ne yapacağını bilmeyişiydi. Depremin yaşandığı andan itibaren iletişim hatları kilitlendi. Telefon hatlarında arama giriş ve çıkışı yapılamadı. Düşünün bu deprem 5,8 değil de 7 ve üzeri olsaydı halimiz ne olacaktı acaba? Allah muhafaza! Düşüncesi bile korkutucu...
*
Türkiye'nin deprem kuşağında yer alması ve büyük İstanbul depreminin beklendiği bilinmesine rağmen hiçbir hazırlık yok. "Sağlıklı bir sistem kurduk." diyorlar ama Türkiye'de depreme karşı devletin herhangi bir sistemi bulunmuyor. Üstelik 1999 Yalova depreminden sonra 496 adet büyük toplanma alanı belirlenmişken geçen süre içerisinde o alanların sayısı 70'e düşürülmüş.
Oktay'ın bahsettiği gibi bir sistem olsa, herhâlde toplanma alanı sayısı azalmaz, artardı.
*
Bu yazıyı 26 Eylül 2019'da yaşanan 5,8'lik İstanbul depreminin ardından 2 Ekim 2019'da yine bu köşede kaleme almıştım.
Türkiye'nin sağlıklı bir deprem sisteminin olmadığını, deprem toplanma alanlarının yerine AVM'ler konduğuna değinmiş ve yazımı şöyle sonlandırmıştım, "Böyle bir gerçekliğe rağmen devletin başı
"İstanbul'da on binlerce toplanma alanı var." dedi.
İddia ediyorum; İstanbul'un her ilçesindeki irili ufaklı parkları da tek tek dahil etseniz, sayısı bırakın on binlerceyi, on bini bulmaz.
*
Devletin başına bu yanlış bilgiyi kim ya da kimler verdiyse hadi biz muhalifiz çağırmıyorlar da, "yandaş" gazetecilere o alanları göstersin. Aksi takdirde ilk seçimde kendi tabanlarından sağlam bir ayar yerler. Zira deprem bu. Can tehlikesi var...
Hiçbir partili bu durumda kendi hayatı da dâhil, ailesi ve sevdikleri tehlikedeyken partizanlık yapmaz, yapamaz.
*
Bu yüzden tüm İstanbullular adına tekrar soruyorum; İstanbul'da on binlerce toplanma alanı hani nerede?
Cevap verin ey yetkililer!.."
*
Peki bunlara neden değindim…
O gün sorduğum "İstanbul'da on binlerce toplanma alanları hani nerede?" sorusu Gaziosmanpaşa Kaymakamlığı'nda düzenlenen muhtarlar toplantısına katılan Süleyman Soylu'nun açıklamalarıyla dolaylı olarak yanıt buldu da ondan.
*
Bakın İçişleri Bakanı diyor ki, "İstanbul özelinde ciddi bir deprem hazırlığı içindeyiz. Şu anda İstanbul'da son bir yılda yaptığımız çalışmalarla 5 bin 599 toplanma alanımız var. Kişi başı toplanma alanı 1.29 metrekareden 3.37 metrekareye çıktı."
İyi güzel fevkalade.
En azından depreme hazır olmadığımız görülmüş ve eksikler giderilmek isteniyor… Buna bir sözüm yok, amenna…
Fakat sormadan da edemeyeceğim, 'e hani on binlerce toplanma alanı vardı?'
Onlara ne oldu peki?
Cevap verirler mi dersiniz?
Hiç sanmıyorum!..
Kullanıcı küçük betizi
Oguzhan34
Üye
Üye
 
İletiler: 214
Kayıt: Cmt Eyl 08, 2012 0:34

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 4 konuk

x