Berco yazdı:AKP'nin kitlesi demokratik haklarını pek kullanmayan,sessiz tek sandık başında oy basan bir kitledir.
Seçimde AKP'nin oyunun çok fazla düşeceğini sananlar çok şaşıracaklar.
Zaten partilerin ittifakı hep bu korkudan dolayıdır.İttifak kurmazlarsa AKP hepsini yine süpürür.
Mitinge katılanları demokratik haklarını sonuna kadar kullandığı için -ki toplumumuzun en büyük eksikliğidir.Artık üzerimizden atıyoruz- tek tek tebrik etmek lazım...
Merhaba banlandığım siteye tekrar girmek adetim değildir fakat seçimler bu sitede çok tartışıldığı için birkaç söz söylemek istedim.Çok fazla rahatsız etmeyeceğim,merak etmeyin,geri gideceğim.(Ram'e selamlar

)
AKP hepimizin zihnini allak bullak eden biz zafer kazandı.
Ülkemizde uzun bir süredir iki egemen sınıf çarpışıyor,birisi ordunun önderliğini yürüttüğü bürokratik kanat diğeri ise TÜSİAD'ın önderlik ettiği liberal kanattır.Seçim sonuçları ile birlikte liberal kanat zaferini ilan etti.
AKP'nin zaferinin en büyük sırrı liberal kanadın yani büyük sermayedarların desteğini arkasına almasıdır.Aydın Doğan'ın medya grubu doğru düzgün bir AKP muhalefeti yapmamış tam tersi büyük bir destek vermiştir.İstese "Sayın Öcalan","Askerlik yan gelip yatma yeri değildir." sözleri üzerinden bile üzerine gidebilir ve yıpratabilirdi,yapmadı.Çünkü AKP tam da istediği gibi özelliştirme ağırlıklı bir politika yürütüp eğitimden sağlığa kadar herşeyi piyasalaştırıyor.Yüksek faizlerle para alıp,üretim yapmadan spekülatif para kazancını sağlıyor.Yeşil sermayenin sözcüsü Kanal7 ve STV'de sahte demokrasi söylemlerini de dillendirerek hem AKP'yi bürokratik kanadın karşısında güçlendirdi hem de muhafazakar dediğimiz çevrelerin -ki bu çok büyük bir orandır.- oyunun yönünü ampule yönlendirdi.Dolayısıyla liberal-sermayecilerde tam bir birlik vardı,hele ülkemiz şartlarında dini de arkasına almış durumda olmaları oyların tarafını müthiş ölçüde belirledi.Yeşil sermaye gücüne güç katmak için dine ihtiyaç duyuyor ve onu yok etmek isteyen orduya karşı TÜSİAD'la birlikte "demokrasi" noktasında müthiş bir birlik sağladı.
AKP Baykal'ın memleketi Antalya'da birinci parti oldu,CHP'nin kalesi diye adlandırılan İzmir'de de sadece %4'lük bir farkla ikinci oldu.MHP lideri Bahçeli'nin memleketinde ise eşit sayıda milletvekili elde etmeyi başardı.Yani en güçlü rakiplerini en güçlü yerlerinde bile şoka uğrattı diyebiliriz.AKP'nin asıl oy patlaması ise Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu'daydı.Oylarını yaklaşık %100 arttırdı.Buralarda da özellikle aşiret düzenin getirdiği dini yapı ve askere karşı tepki oylarının en önemli faktörlerini oluşturduğunu söylemek gerekiyor.Dolayısıyla AKP seçimden tam bir zaferle çıktı.
Peki AKP'nin karşısında görülen CHP neden zafere ulaşamadı?
İnsanlar artık korkular üzerine kurulan siyasetten hoşlanmıyorlar.CHP'nin laiklik propogandası hiç tutmadı.AKP sosyal demokrat,milliyetçi,muhafazakar birçok aday gösterdi,listelerinde alevi adaylara da yer verdi.Birçok liberal üniversite öğretim üyesini de aday gösterdi.Böyle kapsayıcı listeleri bu propogandanın iyiden iyiye çürümesine sebep oldu,zaten oy veren bu kitlenin laiklik düşmanı diyebileceğimiz militan kitlesi çok düşüktür,artık dünya daha doğrusu sermaye baskıcı rejimleri kaldıramıyor.Dolayısıyla sermayenin kendini baskıcı bir şeriatın altına sokacağını düşünmekte pek akıl karı değildir çünkü AKP'nin asıl dinamosu TÜSİAD'dır,TÜSİAD için de din pekte bir mana ifade etmiyor.Yeşil sermaye ise böyle bir rejime şu an için ihtiyaç duymuyor ve bunun için yeterli güce de sahip değil,ihtiyaç duymadığı için bu yönde bir eğilimi de yok,göstermelik dini reaksiyonlar tabanındanki yobaz,pasif tayfayı etkilemekten de öte gitmiyor.
Ne yapmalı?
Marx'ın dediği gibi:"Bir toplumdaki egemen görüşler o toplumun egemen sınıflarının görüşleridir." Güler Sabancı sonuçların ilk açıklandığı dakikalarda "AKP artık merkez partisidir." diyerek dolaylı desteğini boşuna belirtmemiştir.Özellikle dillendirilen "istikrar" da aslında sermayenin istikrarıdır.Egemen sınıflar kendi görüşlerini medya aracılığıyla sürekli empoze ettiler,karşı tarafında herhangi bir karşı atak sunamaması sonucu hüsran olarak gösterdi.Fakat AKP'nin birinci parti olmuş olması onun halkın yararına çalışacağını asla göstermez.Unutmayalım ki Hitler'de seçimlerde zafere ulaşmıştı.
AKP halkın mallarını özelleştirmektedir,inanılmaz bir cari açığa sahiptir,geçenlerde Ali Babacan "Bu açığı kapayamazsak 200 km hızla duvara çarparız." demişti.Sağlıkta inanılmaz yanlış politikalar yapılıyor.Müthiş bir faizle borç alınıyor.Tabii sermayedarlar bundan memnun olduğu için kitle iletişim araçlarıyla felaketi öngörmüyorlar fakat uzun vaade de bu politikaların çöküşü kaçınılmazdır.
Türkiye'de "sol" artık gerçekten sol olabilmek için sırtını orduya dayamayı bırakıp gerçek sahasına varoşlara,esnaflara yani toplumun tabanına gidip kendisini anlatmak zorundadır.Halkı adam yerine koymama anlayışı ve bunun sonucu gelişen tepeden inme yönetim fikri iflas etmiştir.Baykal gibi TÜSİAD'dan destek aramaya kalkarsanız ise sol parti olamazsanız.Cumhuriyet Mitinglerinde sürekli dillendirilen bir slogan vardı:"Ne ABD ne AB,Tam bağımsız Türkiye".Bunun nasıl gerçekleşeceğini insanlara anlatmak gerekiyor.TÜSİAD'larla,Koç'larla,Sabancılarla bu işin olmayacağını anlatmak gerekiyor.Çünkü çıkarı olduğunda her sermaye sahibi gönül rahatlığıyla diğer ülkenin işadamlarıyla ortaklık kurabiliyor bu da direk sizi diğer ülkenin devletine bağlıyor.Ülkemizdeki aptalca "sol" anlayışının sonucu olarak özelleştirme olsun ama gavura gitmesin Türk'e gitsin anlayışı da bizi hüsrana uğratmaktadır.Yurdumuz solu bakımından anti-emperyalizm yabancı düşmanlığı olarak algılanmaya başlandı.Hakeza laiklik konusunda Alevi,Ermeni cemaatleri konusunda net bir görüşü yoktur.Zaten Alevi kuruluşlar seçim desteğini CHP'den çekmişti.Ayrıca kanayan yara Kürt sorununa dair de "sol"un net bir bakışı yoktur.RTE bile "Kürt sorunu vardır,çözmek boynumun borcudur." deme cüretini göstermişti,tabii kulağı çekilince geri adım atmıştı.Tabii en önemlisi solun liderlik sorunu vardır.Deniz Baykal,Zeki Sezer,Doğu Perinçek gibi adamların solu temsil etmesi mümkün değildir.Solda hem liderlik sorunu hem de ilke sorunu vardır fakat ümit verici olan halk potansiyelinin varlığıdır.
İlk adım olarak Ufuk Uras bağımsız sol aday olarak meclise girdi.Umuyorum ki çevresinde oluşturacağı toplumsal muhalefet dalgası yeni oluşumlara gebe olur.Herkes yapabildiğince elini taşın altına koymalı...
Selamlar...