MASON PADİŞAH

Masonluk bir tür gizli örgüttür.

Masonlar birbirlerini işaret ve amblemlerle tanırlar, “loca” denilen bölümlerde örgütlenirler.

1911 Mason Kongresi tutanaklarında şu yorumlar yer almaktadır:

“Unutmayalım ki, biz masonlar din düşmanıyız. Ve localarımızda bütün gayretlerimizi göstererek dinin her türlü ortaya çıkışını yok edeceğiz.”

Dindar kimseler localara kabul edilmezler.

Türkler tarih boyunca masonluğa karşı çıkmışlar, masonlardan uzak durmuşlardır.

Şimdi bu temel bilgiler ışığında Osmanlı tarihinden bir sayfa çevirelim.

Bundan 142 yıl önce bir Osmanlı veliahdı Masonluğa girdi hem de 18. dereceye kadar yükseltildi. Üstelik tahta da çıkmıştı bu hanedan üyesi.

Mason olan Osmanlı veliahdının öyküsünü, bize Prof. Dr. Remzi Sanver anlatacak.

Öyleyse önce Prof. Dr. Remzi Sanver’i kısaca tanıyalım.

1970 doğumlu Prof. Dr. Sanver, 33. derecede mason.

Hür ve Kabul Edilmiş Masonlar Büyük Locası eski Üstad-ı Azam’ı.

Prof. Dr. Remzi Sanver, Bilgi Üniversitesi Rektörü.

Şimdi, Prof. Dr. Remzi Sanver’i dinleyelim.

“Sultan Abdülaziz, 1867 yılında yeğenleri şehzade Murat ve Abdülhamit ile oğlu Yusuf İzzettin efendilerle birlikte bir Avrupa seyahatine çıkar.

Paris, Londra, Viyana derken dönemin kralları, kraliçeleriyle tanışırlar.

Bu gezi sırasında çok iyi Fransızca bilen şehzade Murat, görüştüğü devlet adamlarını hemen etkiliyor, liberal fikirleri Avrupa’nın siyasî merkezlerinde göz dolduruyordu.

Bu 27 yaşındaki şehzade, er ya da geç Osmanlı Devleti’nin başına geçecekti. Öyleyse üzerine oynanabilirdi. Nitekim Osmanlı Devleti üzerindeki planlar, artık geleceğin V. Murat’ına endekslenmişti.

Kendisi de Mason olan tarihçi Prof. Enver Ziya Karal, V. Murad’ın, bu gezide Galler Prensi’nin girişimleriyle Masonluğu kabul etmeye karar verdiğini ve böylece İngilizlerin ondan faydalanmak istediklerini açıkça söyler.

Nitekim 20 Ekim 1872 Pazar akşamı saat yedi sularında Kadıköy’de, Proodos Locası’nın kurucusu Louis Amiable’ın Mason lokali haline getirilen evinde Veliahd Murad Efendi, “tekris” töreniyle Masonluğa ilk adımını atar.

İş burada da kalmaz, kardeşi Nurettin 8 Ağustos 1873’te, öbür kardeşi Kemalettin ise 24 Ağustos 1875’te aynı törenle Masonluğa girerler.

Nureddin Efendi’nin tekris töreni yapılırken bir adım daha atılmış ve Veliahd Murad’ın Masonlukta 18. dereceye yükseltilmesi töreni icra edilmiş, yani artık ‘Üstad’ olmuştu.

Bu konuyla ilgili belgeler, Masonların matrikül defterindeki kayıtlar Paris’teki Bibliothêque Nationale’dedir.

Dahası, Boğaziçi Üniversitesi öğretim üyesi Prof. Edhem Eldem’in dediğine bakılırsa, V. Murat’ın oğlu Salahattin Efendi “İhtimam” adlı hatıratında babasının Masonlarla yazışmalarından genişçe bahsetmektedir.

Anlayacağınız, kanıtları bol bir olay karşısındayız.”

Şehzade Murat Efendi, 30 Mayıs 1876 günü bir askerî darbeyle tahta oturtulur. Ancak hesaplar tutmaz, kendisine büyük ümitler bağlanan V. Murat kısa sürede aklî dengesini yitirir.

Sadece 93 gün sonra tahttan indirilir…

Hem Osmanlı padişahı hem de tüm Müslümanların Halifesi V. Murat’ın iki şehzadeyle birlikte Mason olmasını nasıl açıklayabilirsiniz?

4-5’i dışında Osmanlı padişahlarının hiçbiri “Kuran Müslümanı” değildiler. İşlerine geldiğinde Kuran’ı da hiçe sayan Osmanlı şeriatçılarıydılar.

Bu gerçekleri günümüz gençlerine anlatarak onları Osmanlı şeriatının propagandasını yapanlardan korumalıyız…

Yılmaz DİKBAŞ, 9 Ocak 2015
dikbas@kalinka.com.tr
0532 233 31 52