Megalomanyak ne demektir…

Megalomanyak ne demektir…

İletigönderen Erkan Güçiz » Sal Şub 17, 2015 23:45

30 Ağustos 2009’da, Silivri L Tipi 4 Nolu Cezaevinden yazmış Perinçek, “Abdullah Öcalan İle Niçin Görüştüm” başlığı altında.

Buradaki kısa kesitte, bakalım Perinçek neler söylemiş, niçin söylemiş.

Apo'nun bu görüşmelerdeki vurguları şöyleydi:
‘Bende Kürtlük aşkı yok. Türkiye’nin Aydınlanma hareketinin bir parçasıyız.’

Mao’dan vazgeçen Atatürk’ten vazgeçer, Atatürk’ten vazgeçen Mao’dan vazgeçer. Bunların hepsi bir bütün. Atatürk’e sırtını dönerek bir şey yapılmayacağı gibi Mao’ya sırtını dönerek de yapılmaz” diyen ve kendisini Türkiye’nin Aydınlanma hareketinin vazgeçilmez öncüsü olarak gören Perinçek doğal olarak Apo’da kendine bir yoldaş bulmuş.

Öcalan, görüşmelerde kendi liderlik sırrının, PKK'ya ‘ilişki, para ve silah bulmak’ olduğunu vurguluyordu. Hep gözden kaçırılır: O zaman Öcalan, Suriye devletinin elindeydi.

PKK’nın para kaynağının uyuşturucu kaçakçılığı olduğunu herkes kadar Perinçek de biliyordu fakat Apo’ya bunu ne soruyor, ne de hatırlatıyor.
Ve sanki Suriye devleti, Türkiye sınırlarını geçip Apo’yu kaçırmış, zavallı Apo Suriye’nin her dediğini, istemeden, zorla yapmış.

Perinçek herkesi aptal yerine koyarken kendi kişiliğini de ortaya koyuyor.

Abdullah Öcalan, yakalandıktan sonra verdiği ifadede görüşmeyi şöyle özetledi: ‘Perinçek, bize ABD'nin ve Avrupa'nın peşinden gitmeyin.
Bu yoldan bir yere varamazsınız.
PKK'yi dağıtın, Türkiye'nin bütünlüğü içinde yer alın’ telkinlerinde bulundu.

Apo’nun bu sözleri kuşkusuz tarihe geçecek; Perinçek’in, Türkiye'nin Aydınlanma hareketinin önderi olduğunu bir kez daha kanıtlayacak.
Zaten bugün geldiğimiz yer de, Perinçek’in, aklın ötesinde bu çağrısının ne kadar etkili olduğunu gösteriyor.

Atatürk, Kurtuluş Savaşı'nı aynı zamanda Kürtleri kazandığı için başarmıştır.

Atatürk Büyük Nutuk’ta Kürtlerle ilgili neler demiş bir bakalım, bu sözü tartmadan önce.

Oluşmaya başlayan bu kuruluşlardan başka, memleket içinde daha birtakım girişimler ve kuruluşlar da ortaya çıkmıştı. Bu arada Diyarbakır (Belge 8 ve 9), Bitlis, Elazığ illerinde, İstanbul’dan yönetilen "Kürt Yükselme Derneği vardı. Bu derneğin amacı, yabancı koruması altında, bir Kürt devleti oluşturmaktı.

İlyas Bey bildirdiklerime verdiği karşılıkta ‘saldırı olursa kuvvetle karşı koyulması kesinlikle kararlaştırılmıştır’ dedikten sonra, ‘eldeki kuvvet, Malatya’yı uzun süre bir Kürt saldırısına karşı savunmaya yetmez. Bunun için olabildiğince hızla yardımcı kuvvet gönderilmesini sağlamanızı yeniden rica ederim’ dedi (Belge 76).

"İngiliz koruyuculuğundan bağımsız bir Kürdistan kurulması amacıyla propaganda yapmakta olan İngiliz binbaşılarından Mister Nowil’in din ve milletlerini satmış Kürt Beylerinden Ekrem, Kâmuran Ali, Celâdetle Malatya’ya geldiği ve İstanbul hükûmetini tutan yani millet ve vatan haini olan Harput valisinin de bunlara katıldığı ve Bedirhanilerden Malatya Mutasarrıfı Halil Beyle birlikte sözde postayı vuran hırsızları izlemek uydurma amacıyla Kürtleri getirmeye giriştikleri haber alındı. (Belge 65)."

"Bir yandan bu cinayeti işlemekle birlikte öbür yandan Sıvasta toplanan genel Anadolu ve Rumeli Kongresi üyelerini diri veya ölü olarak ele geçirmek için Harput Valisi Ali Galip adında bir haydutun, yanına Kürt aşiretleri alarak Sıvas üzerine yürümesini emrediyor (Belge 97)."

Tarihi bu kadar çarpıtmak politik hırsı gözlerini kör etmiş birisine çok yakışıyor.

Türkiye, Kürt kitlelerinin taleplerini karşılamalı ve kendi Kürdünü kazanmalıydı.
Kürdümüzü ABD'ye kaptırmamalıydık.
Irak bize ders olmalıydı.
Kürdünü ABD'ye kaptırmış ve bölünmüştü.

Kendi Kürdü” ne demek, “Kürdümüz” ne demek? Kim kimin malı, kim kimin sahibi oluyor?

Abdullah Öcalan görüşmeleriyle Türkiyemize, halkımızın geleceğine bir hizmette bulundum.
Doğru yaptım.
Önyargısız okuyanlar bunu görecektir.
Kimliğim, kişiliğim bellidir.
Kendime güvenirim.
Herkesle görüşürüm.
Niçin görüştüğüm ve görüşmenin neye hizmet ettiği önemlidir.
Düşmanın saldırısından korkmam, gereğinde tehlikeleri üstlenirim.

Onbinlerce masum insanın ölümüne sebep olan, Türkiye Cumhuriyeti’ni bölünmenin eşiğine getiren “Abdullah Öcalan’la görüşmeleriyle Türkiyemize, halkımızın geleceğine bir hizmette bulundum; doğru yaptım” diyebilen kişi için değer biçmek gereksiz.

Türkiye'nin önündeki sorun, 1980'lerden beri şudur: Kürtlerimizi ABD emperyalizmine kaptırmamak! Dün ne yaptı isek, Kürdümüzü Kemalist Devrim'i tamamlama mücadelesine kazanmak için yaptık.
Bugün de aynı çizgideyiz.

Perinçek yine takılmış, “Kürtlerimiz”, “Kürdümüz” diyerek sahipleniyor.

Kişi kendini ne sanıyor, nerede görüyor; ayrıca tarife gerek yok buradan öteye.

Siz adını koyun artık…
Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir. Meclislerin öyle kararları olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebilir.
Gazi Mustafa Kemâl Atatürk

Erkan Güçiz

Facebook - TC ERKAN GÜÇİZ
Kullanıcı küçük betizi
Erkan Güçiz
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 421
Kayıt: Çrş Eyl 29, 2010 5:18

Re: Megalomanyak ne demektir…

İletigönderen Erkan Güçiz » Çrş Mar 04, 2015 1:25

3 Mart 2015

ARINÇ'A GÖREV VERECEĞİM
Bir gazetecinin Bülent Arınç'ın Vatan Partisi ile ilgili açıklamalarını hatırlatması üzerine Perinçek, “On para etmez açıklamalar. Eğer vatanı cumhuriyeti savunuyorsa Vatan Partisi'ne gelsin, "ben " ona bir görev vereceğim" dedi.
Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir. Meclislerin öyle kararları olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebilir.
Gazi Mustafa Kemâl Atatürk

Erkan Güçiz

Facebook - TC ERKAN GÜÇİZ
Kullanıcı küçük betizi
Erkan Güçiz
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 421
Kayıt: Çrş Eyl 29, 2010 5:18

Re: Megalomanyak ne demektir…

İletigönderen baragakal » Prş Mar 05, 2015 2:06

Erhan Güçiz,

Ülkenin durumundan bahsetmeye gerek yok.
Gelinen noktada namuslu, şerefli, kimlik ve tarih bilincine sahip insanların yapması gereken de belli.
Bir araya gelmek.

Şu anda partiler dışında net bir seçenek göremiyorum. İP ve Hepar'dan bahsediyorum.
Bazı dernekler, meslek odaları ve sendikalar da sayılabilir; neticede yakın görüşten insanların bir araya geldiği yerler.
Banu Hanım'ın enerjisi ve karizması sayesinde, çevresinde biriken insanları memnuniyetle izliyorum.
Öncülüğünü yaptığı Milli İrade Bildirisi etrafındaki sanal kalabalık pek ümit vermiyor.

Bunlar arasında en ciddi toplanma İP çevresinde. En çok o cephe çaba harcıyor.
Bu güne kadarki mücadeleye Ulusal Kanal aracıyla öncülük ettiler.
Çabalarının nerdeyse hepsini saygıyla izliyorum.
Zor koşullarda mücadele ediyorlar, bırakmadılar.
Evet, başlarında Perinçek var.

Hepar'ın çaba konusunda İP'yle alakası yok ama seçenek.
Sizin bakış açınızla bir megaloman da orada.

Perinçek'i 2000'e doğruyu çıkardığı sıralar beğenmiyordum, son 10 senedir izlediği yol tartıştışmaya açık.
Yeni yeni yanına aldığı bazı partililer, şahsın belki hırsının, belki kazanma arzusunun derinliğini gösteriyor.
Bir ara Tsk'nın subay profili hakkında başlık açmış kişileri yorumluyordum; 2 gün önce oraya İsmail Hakkı Pekin için
birkaç satır karalayayım dedim kısmet buraya yazmakmış. Sayın komutan, Tsk'yı koruma güdüsü ve çakma istihbaratçı kafasıyla
Süleyman Şah'ın toprak kaybı olmadığını söyledi. Bir hanımla röportaj yapmış, Hakan Fidan için "zeki ve çalışkan" bir arkadaş diyor!
Arkasından da "Erdoğan'a çok sadık" olduğunu ifade ediyor. İstihbaratçıya bak ki, başka bir istihbaratçıyı sadakat bağlamında
sıfatlandırmış! Üstelik bahsettiği kişi pılıyı pırtıyı toplayıp makamdan tüyen, paçayı kurtarmak için Davutoğlu'ndan adaylık izni alan,
karşılığında ne vermeyi vaadettiğini henüz bilmediğimiz Hakan Fidan (Tayyib hayatı boyunca bundan büyük kazık yememiştir).
Şahıs İP'de sağ kol oldu gezdiriliyor. Belki de bu Perinçek'i gezdiriyor bilinmez.

Konunuza dönersek, sıfatlandırmanızı yanlış bulmuyorum, lakin yazdıklarınız bana, insanları bir amaç için toplamak ve eyleme geçirmek
konusunda deneyimsiz olduğunuzu düşündürdü. Arkadaş çevremi, yakınlarımı, mahallelimi bilgilendirmeye, bir takım meselelerde tepki
vermelerini sağlamaya çalışan biri olarak büyük kitleleri toplamanın ne zor bir iş olduğunu farkedenlerdenim. Bu işi başarabilenlerin
biraz deli, biraz megaloman, biraz pervasız, biraz yanlış olabilmelerini anlıyorum.

Bir şey daha eklemek isterim:
Ulusal Kanal, İşçi partililer, TGB'liler ve bazı şeyleri beğenmese de o tarafta toplananlar sadece Perinçek üzerinden değerlendirilmemeli.

Gün ola harman ola.


-
Kullanıcı küçük betizi
baragakal
Salık Takımı
Salık Takımı
 
İletiler: 377
Kayıt: Prş Şub 21, 2008 11:51

Re: Megalomanyak ne demektir…

İletigönderen Erkan Güçiz » Cum Mar 06, 2015 2:47

Sayın baragakal,

"Gelinen noktada namuslu, şerefli, kimlik ve tarih bilincine sahip insanların yapması gereken de belli." diyorsunuz.

Katil PKK teröristlerini, tek tek ellerini sıkarak kutlayan kişi bence "şerefsiz"dir, megalomanyaklığının üstüne.

Başka ekleyeceğim bir şey yok...
Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir. Meclislerin öyle kararları olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebilir.
Gazi Mustafa Kemâl Atatürk

Erkan Güçiz

Facebook - TC ERKAN GÜÇİZ
Kullanıcı küçük betizi
Erkan Güçiz
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 421
Kayıt: Çrş Eyl 29, 2010 5:18

Re: Megalomanyak ne demektir…

İletigönderen Erkan Güçiz » Cum Şub 05, 2016 3:32

4 Şubat 2016

Güneydoğu’da kan gövdeyi götürüyor; Perinçek, "Hayatımın en mutlu dönemlerindeyim diyebilirim."


"Hayatımın en mutlu dönemlerindeyim diyebilirim. Türkiye'nin geleceğine güvenle bakıyorum. Birçok karamsar var Türkiye'de. Hiç karamsar bir süreçte değiliz. Bir vatan savunmasında Türk Silahlı Kuvvetleri büyük başarılar kazanıyor. Bu başarıdan mutluluk duyanlarla duygudaşım. İkincisi cemaatler, Fethullah Gülen cemaati falan bunlar tutturamadı Türkiye'de. O da önemli bir gelişme. Fethullah Gülen cemaatinin temizlenmesi, bu da insana umut veren bir gelişme. Üçüncüsü, borçlanma ekonomisinin Türkiye sonuna geldi. Türkiye üretim ekonomisine geçecek. Dördüncüsü, Türkiye Asya'da nefes almaya başladı. En büyük ticaret ortaklarımız, Rusya, Çin Almanya. Komşularımız ilişkiler bizi kardeşliğe zorluyor. Irak, İran, Suriye, Azerbaycan, bunlarla hem güvenliğimiz hem ekonomimiz için işbirliği yapmak zorundayız. Bunların hepsine toplam baktığımız zaman Türkiye Asya'daki yerine yerleşmeye doğru gidiyor. Bunların hepsine baktığımızda bunlar umut veren süreçler. Bunun için ben hayatımın en mutlu dönemini yaşıyorum."


Kaynak: http://www.gazeteciler.com/roportaj/perincekten-bomba-aciklamalar-hayatimin-en-mutlu-donemindeyim-95021h.html
Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir. Meclislerin öyle kararları olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebilir.
Gazi Mustafa Kemâl Atatürk

Erkan Güçiz

Facebook - TC ERKAN GÜÇİZ
Kullanıcı küçük betizi
Erkan Güçiz
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 421
Kayıt: Çrş Eyl 29, 2010 5:18


Şu dizine dön: Erkan GÜÇİZ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x