Meyve - Sebze Ülkesi Türkiye Biber, Hıyar Krizine Nasıl Girdi ALİ ERALP

Meyve - Sebze Ülkesi Türkiye Biber, Hıyar Krizine Nasıl Girdi ALİ ERALP

İletigönderen Gamze Okur » Pzt Haz 28, 2021 10:52

Meyve - Sebze Ülkesi Türkiye Biber, Hıyar Krizine Nasıl Girdi

AKP’nin hikâyesi 90’lı yıllarda başladı.

Fazilet partisinden ayrılan ve “Milli Görüşçü” olmadığını söyleyen Siyasal İslamcı bazı politikacılar Amerika’ya çağrıldı. ABD’li devlet adamları ile kapalı kapılar arkasında gizli görüşmeler yaptılar.

Sözler alındı, sözler verildi. İmzalar atıldı.

Cumhuriyet, laiklik, Atatürk, Kemalizm sonlandırılacak, “Ilımlı İslam Devleti” oluşturulacaktı. Milli sanayi özelleştirilecek, devletçilik ortadan kaldırılacaktı. Zaten uzun zamandan beri ABD’nin kurmayları, teorisyenleri bunu açık açık dile getiriyorlardı.

Ama bütün bunları gerçekleştirebilmek için önce Atatürkçü komutanların tutuklanması, ordunun dağıtılması gerekiyordu.

Kollar sıvandı.

Beyaz Saray’da senaryolar hazırlandı, tertipler düzenlendi. Savcılar ayarlandı. Daha sonra da zamanın Genel Kurmay Başkanı Dolmabahçe Sarayına çağrıldı.

Bu buluşmanın ardından birer birer subayları tutuklamaya başladılar. Daha önce de ABD’liler subaylarımızın başına çuval geçirmişti. Amaç askerin onurunu zedelemek, onu itibarsızlaştırmak, yüzyıllar ötesinden gelen cesaret ve yiğitlik destanını ayaklar altına almaktı.

Bu olay üzerine, o yıllarda Recep Tayyip, ABD’ye “Nota verelim” sözüne, “Ne notası verelim, müzik notası mı?” diye yanıt vermişti.

Bütün bu olup bitenler karşısında o zaman ne muhalefetten, ne iktidar milletvekillerinden, ne de ordudan bir ses çıktı…

Bir yandan yurtsever Subaylar tutuklanıyor, bir yandan da insanları domuz bağı ile öldüren Hizbullah canileri serbest bırakılıyordu.

ABD’nin BOP planı tıkır tıkır işliyordu.

AKP, yılların birikimi, el emeği, göz nuru kamu mallarını, Cumhuriyet birikimlerini satarak işe başladı. Talana, vurguna, özelleştirmelere karşı çıkanlara, zamanın maliye bakanı Kemal Unakıtan “Babalar gibi satarım” demişti.

Sattı.

Günümüze gelinceye dek, tam 124 parça kamu malını bir yıllık kârına yandaşlara ve yabancılara peşkeş çektiler. Ama yerine bir şey koymadılar.

Bunun sonucunda üretim durdu, işsizlik arttı. Yoksullar ordusu ortaya çıktı.

Devletin hazine açığı, vergilerle, zamlarla, kamu malları ile kapatılırken; yoksullaştırılan insanların ihtiyaçları da sadaka ekonomisi ve dualarla, Ramazan çadırları ile muskalarla, din sömürüsü ile karşılanmaya çalışıldı.

Ama bir yandan da süper zenginler çığ gibi artıyordu. Japonya’nın milli geliri bizim 7,5 katımız idi, ama bizim milyarder sayımız onların 2 katıydı.

Salt oy kazanmak kaygusu ile boş gezen insanlara ve Suriyelilere maaş bağlandı.

Emekçinin, emeklinin, memurun, çalışanın yaşam hakları kısıtlandı. Milyonlarca vatandaş açlık sınırının altında yaşamaya mahkûm edildi.

Bu da yetmedi, iç ve dış siyasetini din, mezhep, cemaat temelinde şekillendiren AKP, Suriye’de Beşar Esat rejimini yıkabilmek için yüzbinlerce ÖSO, El Kaide, El Nusra canisine maddi, manevi yardım sağladı. Binlerce Suriyeliye kamp açtı. Emeklisinin, çalışanının, memurunun, yetimin maaşından, sosyal haklarından kesip onlara verdi.

O da yetmedi, toprak satışını hızlandırdı.

“AKP iktidarı günümüze gelinceye dek yabancılara binlerce metrekare toprak sattı. 98 bin taşınmazı yabancıların mülkiyetine geçirdi. Yabancı ülkelerin şirketlerine, 29 ya da 49 yıllığına 150 bin kilometrekarelik (Türkiye’nin yüzölçümünün yüzde 17’si kadar) maden alanını işletme hakkı tanıdı.

AKP döneminde yabancılara satılan arsa ve arazilerin, 1923’den bu yana satılan arsa ve araziler toplamına oranı yüzde 80’i geçti. Aynı dönemde satılan kat mülkiyetli taşınmaz sayısının, toplam içindeki oranı ise yüzde 85’i aşmış bulunuyor.” (Prof. Dr. Cihan Dura)

AKP, üretmeden, satarak savarak, borçlanarak yönettiği ekonomi ile en çok halk yığınlarını yoksullaştırdı. Halk borçlanarak yaşamaya alıştırıldı.

2002 sonunda 6 milyon civarında olan kredi kartı günümüzde yüz milyonlara ulaştı.

Kredi kartı ile borçlanmalar sonucunda icralar, yargılamalar da birbirini izledi. Toplumda gerginlik, bunalım, kriz, ahlak çöküntüsü, adam öldürmeler, cinnet geçirmeler, intiharlar en yüksek düzeyine vardı. Bu kötü gidişe bağlı olarak, fuhuş yüzde 220, ırza geçme ve çocuklara cinsel taciz yüzde 125 oranında arttı.

Ayrıca, bu pisliklerin yanında meyve - sebze ülkesi Türkiye biber, hıyar krizine girdi…

Millet çöplerden meyve, sebze toplamaya başladı… Sabah akşam haline şükreden yoksul, gariban halkımıza bu ortamda bizim bir tavsiyemiz var:

Eğer bu bozuk düzenden, perişan hayattan kurtulmak istiyorsan, çoluğunun çocuğunun geleceğini düşünüyorsan, çoluğuna çocuğuna acıyorsan, her şeyden önce AKP’den kurtulmanın yollarını arayacaksın… Aramalısın…

Çünkü yoksulluktan kurtulmanın yolu, AKP’den kurtulmaktan geçer…


(alieralp37@gmail.com)
Kullanıcı küçük betizi
Gamze Okur
Üye
Üye
 
İletiler: 466
Kayıt: Cmt Tem 07, 2018 10:48

Re: Meyve - Sebze Ülkesi Türkiye Biber, Hıyar Krizine Nasıl Girdi ALİ ERALP

İletigönderen Gamze Okur » Sal Haz 29, 2021 16:09

Mükemmel bir yazı. Yüreğine, kalemine sağlık can dostum. Mücadele arkadaşım. Herkes okumalı. Selamlar, sevgiler.
Kullanıcı küçük betizi
Gamze Okur
Üye
Üye
 
İletiler: 466
Kayıt: Cmt Tem 07, 2018 10:48

Re: Meyve - Sebze Ülkesi Türkiye Biber, Hıyar Krizine Nasıl Girdi ALİ ERALP

İletigönderen Ali Eralp » Pzr Tem 04, 2021 10:38

Teşekkürler değerli arkadaşım. Sağolasın, varolasın. Yüreğine sağlık.
Kullanıcı küçük betizi
Ali Eralp
Üye
Üye
 
İletiler: 313
Kayıt: Prş Ağu 16, 2018 18:02

Re: Meyve - Sebze Ülkesi Türkiye Biber, Hıyar Krizine Nasıl Girdi ALİ ERALP

İletigönderen Kurtlu Adalet » Pzr Tem 04, 2021 12:58

İKİ KERE İKİ DÖRT EDER
Büyük bir medeniyet kurmak için yapmamız gereken sosyal adaleti ve eşitliği sağlayacak "iki kere iki dört eder" kuralını uygulamak. Bir kişi en fazla diğer bir kişinin iki katı fazla çalışabilir. Bir kişi 8 saat çalışıyor ise diğer bir kişi en fazla 16 saat çalışabilir. Bir kişi diğer bir kişinin en fazla iki katı zeki olabilir. Dolayısıyla bir kişi diğer bir kişiden en fazla dört kat üretken olabilir. İki kere iki dört eder. Zeka gen havuzunun bir sonucudur, eğer zekadan kaynaklanıyor ise farklılık, gen havuzu da bütün insanlığın bize sunduğu bir gerçekliktir, herkesin payı vardır gen havuzunu sağlamada. Genetik olarak üstünüm, ben daha çok tüketeceğim denemez. Eğitim gibi diğer bazı özellikler toplumun sana yaptığı bir yatırımdır, toplumun sana verdiği bir şeydir. Ben iyi eğitimliyim, daha çok tüketeceğim denemez.
İnsanlığın tarihiyle bize getirdiği çok şey vardır, geçmişteki savaşlar ve acıların bir sonucuyuz. Ben bu dünyanın daha fazlasını kullanacağım ve tüketeceğim denilemez. Bir kişinin tüketim gücü diğer bir kişinin tüketim gücünün dört katını geçmemelidir. Bu büyük bir medeniyet kurmanın temelidir. Sosyal adaletin çözeceği çok fazla problem var. Bu sayede toplum çok hızlı bir atılım gerçekleştirecektir. Bir kişinin tüketim gücü diğer bir kişinin dört katından fazla olmasın. Eşit, kardeş, ve de asker bir toplum olalım.
Sadece tüketim üzerinde bir kısıtlama vardır. Üretimde hiçbir kısıtlama yoktur. Üretimdeki patlama pastayı büyüteceğinden ve eşit paylaşma olacağından, herkesin tüketim gücü de artacaktır. Girişimci ve yaratıcı insanlar sahip oldukları sermaye ile istedikleri yatırımları yapabilecekler. Kapitalizm ve komünizm bir arada işleyecek. Sadece tüketim gücü paylaşmacı olarak 1x 4x ile sınırlanacak, fakat üretimdeki patlama tüketim gücünü de artıracaktır. Yatırımcılar toplum nezdinde saygınlık kazanmak için yatırım yapacaklardır. Yat ve kat almak için değil.
Türkiye'nin medeniyetler yarışında Çin ve Hindistan ile yarışabilmesi için nüfusunu artırması gerekmektedir. 2 milyar nüfuslu toplumlar çıkardıkları dahiler ve girişimler ile büyük işler başaracaklardır. Onları medeniyetler yarışında yakalamak için büyük bir Türk Dünyası kurmak gerekmektedir. Bunun için Türk Cumhuriyetlerini bir şekilde bir araya toplamak gerekmektedir. Türkiye'deki su ve tarım kaynakları iki milyar insanı besleyecek düzeydedir. Su kaynaklarının ülkeye dağıtılması 10 milyar dolarlık bir yatırım ile sağlanabilir ve tarım kapasitesi çok yükseklere çekilebilir.
Kullanıcı küçük betizi
Kurtlu Adalet
Üye
Üye
 
İletiler: 299
Kayıt: Sal Nis 28, 2020 14:33


Şu dizine dön: Ali ERALP

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x