İnsanlık tarihinin en sahtekar döneminden geçiyoruz. Bu zamanda ortaya çıkan yaratıklar, nesneler, fikirler ve olaylar arasında göründüğü, söylendiği ve bilindiği gibi olan çok az şey var. İçinde yer almayı istemeyeceğimiz işlerde aldatılarak kullanılmamak için, hiçbir şeyi, hiçbir şey zannetmeden sürekli olarak akıl ve mantık yürütmek zorundayız.

Siyasi amaçları olan yapı ve olaylarda, "Arkada gizlenen kim ?" sorusunun cevabını verebilmek için, kimin hangi işine yaradığına bakarken, fikir takibi ve mantık kullanmak gerekiyor.

Bu yöntemle daha önce "Wikileaks"in, "Mikiliks" olduğu anlaşıldığı gibi, "Anonymous" adını seçen gizli grubun da "Amerikos" olduğunu anlamak mümkün.

Wikileaks'in bizimle ilgili görünen görevleri arasında, "Türkiyeyi yönetenlere ve kamu oyuna ayar çekmek, ülkede işlenmiş ve ABD'ne ait olduğu bilinen veya sezilen suç ve kabahatleri devletimizin üstüne atmak, Türkiye ile ilgili olarak ABD'ne 'gözlemci' sıfatı kazandırmak" sayılabilir.

Sızdığı iddia edilen o belgelerin düzmece olmadıklarına inanır da, ne yazıyor diye bakarsak "ABD, Türkiye'ye hiçbir müdahalede bulunmuyormuş meğerse. Buraya resmi görevle gelen Amerikalılar sadece gözlemcilik ve habercilik yapıyorlarmış. Ülkede görülen yön verici siyasi gelişmelerin hepsinin de yalnızca ABD'ne yaramaları ve onun planlarına çok uygun olmaları tamamen tesadüfmüş" diye düşünmemiz gerekiyor.

Yani, dünyanın her tarafında gizli-açık, sivil-askeri, namuslu-namussuz işler çeviren, herkesi kendi çıkarı doğrultusunda yönlendirmek için çok fazla adam çalıştırıp çok büyük paralar harcayarak, hayli iddialı küresel projeler yapan bir süper güç, o projelerin kilit noktasında bulunan ve stratejik önem bakımından ön sıralarda yer alan Türkiye'de işini şansa bırakıp, kaderine razı oluyormuş.

2003 yılında kurulduktan sonra, Sony gibi dünya çapında bir çok büyük şirketin ve hükumetin resmi internet sitelerine düzenlediği saldırılarla adını duyuran hacker grubu Anonymous, en büyük eylemini Wikileaks'i KORUMAK ADINA PayPal, Visa ve MasterCard gibi firmalara gerçekleştirmiş.

Bunun dışında, 2009 yılındaki protesto gösterileri sırasında İran Dışişleri Bakanlığı sitesine, Mısır ve Tunus'ta çıkan isyanlar sırasında o ülkelerdeki resmi sitelere saldırmış.

Gazetelerde yer alan bir habere göre, Anonymous, FBI ile Scotland Yard arasında yapılan bir telefon konuşmasını internette yayımlamış. Konuşmadan, Avrupalı güvenlik güçlerinin, 17 Ocak'ta hacker gruplarıyla ilgili sürdürülen soruşturmaları ele almak için FBI tarafından bir tele konferansa davet edildikleri anlaşılıyormuş.

Avrupalıların, ABD'nden kendilerine yönelen bilgisayar saldırıları karşısında nasıl bir savunma hazırladıklarını öğrenmeyi hedefleyen bu gizli davetin sanki korsanlarca ele geçirilmiş gibi takdim edilmesiyle Amerikalılar "Kimse bizden şüphelenmesin. Bakın biz de onlara karşıyız" diyebilme şansını kazanıyorlar.

Anonymous geçen yaz, YouTube, Rapidshare, Fileserver gibi çok sayıda siteyi yasaklayan ve Google'ın hizmet ağlarına erişimi engelleyen filtre sistemi nedeniyle Türk Hükumetine savaş açmıştı. Bildiğimiz gibi, bu siteleri ve servisleri ABD istihbarat toplamak amacıyla kullanıyor.

Grup üyeleri sokak gösterilerinde ve basın toplantılarında "V for Vandetta" adını taşıyan bir film karakterinin maskesini takıyorlar. Bu karakter, geleceğin totaliter rejimle yönetilen İngilteresi'nde korkuyla sindirilmiş halkına egemenliğini geri verebilmek için şiddete başvuran bir kişi.

Bu bakımdan, AKP yönetimine karşı ABD'den yöneltilen ve frenleme amacını taşıyan eleştirilerle aynı doğrultuda hareket etmeleri normal ama, Ermeni iddialarını kabul etmemiz için yaptıkları şantajın anlamı ne ?

Soruyu, "Bağımsız bir idealistler grubunun örgütlenip, sivil inisiyatif kullandığı görüntüsü altında, Küresel Sermaye'ye karşı ulus devlet yapıları tarafından verilen savaşın sanal silahlı propaganda bölümünde yer alan bu maskeli hareketin, ülkeyi Küresel Sermaye'nin elinden kurtarmak için Amerikan ulusalcıları tarafından kurulan ve görevinde hayli başarılı olan AKP'nin yönetimindeki Türkiye'nin ulusal kimliğine ve karakterine saldırmasının bir mantığı ve anlamı var mıdır ?" diye sorunca, şu sonuca varılıyor ;

Eğer bu işin arkasında Türkiye'ye kendi kafasına göre ve kendi planları doğrultusunda şekil vermeye çalışan Amerikan ulusalcıları var ise, ancak o zaman yapılan bu saldırının bir manası olabilir. Aksi halde hiçbir anlamı yoktur.

Gerektiği zaman devreye girebilmesi için, hareketin Türkiye'deki kullanılabilirliğini sürdürmesi lazım. Bu da, maskenin düşmesini önlemekle olur.

Hareketin deşifre olmasını engellemek maksadıyla herhalde bir süre sonra "Efendim, aralarında bir Ermeni varmış da, o yüzden bu saldırı yapılmış" şeklinde bir söylenti ortaya atılır. Çünkü aynı konuda ABD yönetimine de şantaj yapmış olmaları, komik bir çocuk oyunundan öteye gidemiyor.

"Saldırının arkasında biz yokuz. Bakın işte bize de saldırıyorlar. Sizi çok sevdiğimiz için, sizin yüzünüzden zarar görmemize rağmen bu saldırılara göğüs geriyoruz" demelerinin, Ermeni Projesinin ABD'ne ait bir devlet projesi olması sebebiyle inandırıcı olma şansı hiç yoktur.

Bize göre bu maskenin, Ortadoğu ve Güney Amerika'da "Bahar" adı verilen siyasi ayaklanmaların temsil yüzü olarak seçilen güzel kızlardan bir farkı yok. Erkek egemen toplumlarda güzel kızlara karşı direnmenin zorluğunu hesaplayanlar, herkesin maske ile yaşadığı Batı toplumları için de, bir maske düşünmüşler.

Bu işte her şeyin bir merkezden idare edildiğini gizleyebilmek, işin kendisini yapmaktan daha zor oluyor galiba.

Selçuk Tınaz