Milli Birlik
Milletimizin gelişebilmesi, kalkınabilmesi için her şeyden evvel milli benliğine, milli varlığına dönmesi lazımdır. Bir milletin yükselmesi, milli değerler meydana getirmesiyle, milli değerlere kıymet vermesiyle mümkün olur. Milletler milli ahlak sahibi olursa, tarihine, dinine, imanına, törelerine sahip olursa gücünü kuvvetini muhafaza edebilir, gelişip yükselebilir. Kendi benliğinden uzaklaşan, benliğini hor gören, kendi kendini beğenmeyen, başka milletleri kendinden üstün zanneden, başkalarını kopya eden ve bunu bir marifet, gibi kabul eden bir millet kökünden kopan bir çınar gibi, kendini kaybetmiş, çoktan ölmüş olur.
Onun için bizim milletimizi kalkındırmak için açtığımız mücadelede her şeyden önce üzerinde durduğumuz husus: Biz Türk'üz, kendimize benzeriz. Kuvvetli, vasıflı, meziyetli, ahlaklı bir milletiz. Başkalarından aşağı, başkalarından eksik bir tarafımız yoktur. Başkalarını kopya ederek yükselmemiz mümkün değildir. Kendi benliğimize güveneceğiz.
Kendimize dayanacağız, kendi özelliklerimize döneceğiz, kendi milli adetlerimize, ahlakımıza döneceğiz. Ama modern ilmi, modern tekniği de alıp, onda da bir an önce yükselmenin çarelerini bulmak suretiyle memleketin kalkınmasını sağlayacağız.
Kalkınma faaliyetlerinde, bir milletin yaşaması, gelişmesi faaliyetlerinde her şeyden evvel düşünülecek bazı önemli başka meseleler de vardır. Bu meselelerin başında o milletin milli birliğinin korunması içi güvenliğinin teminat altında bulunması, vatan topraklarının bütünlüğünün korunması meselesi gelir. Bugün Türkiye'miz gerek vatan bütünlüğümüze kastetme bakımından, gerek milli bütünlüğümüze, milli varlığımıza kastetme bakımından ciddi fesat hareketleriyle karşı karşıyadır. Bu fesat hareketlerinin başında, bütün fesat hareketlerinin anası olan komünizm gelmektedir. Komünizmin bir kanadının altında mezhepçilik, diğerinde partizanlık gibi bir takım fesat hareketleri yatmakta, bu fesat hareketleri komünizm tarafından beslenmekte ve. yürütülmektedir. Bu fesat hareketlerinin hedefi Türk Milletini içten zaafa uğratmak, Türk Milletinin birlik beraberliğini parçalamak, Türk vatanının bütünlüğünü bozmaktır.
Şimdi, burada komünizmin ne olduğu üzerinde uzunca durmağa lüzum görmüyorum. Komünizm yüz sene evvel, yüz seneden daha eski bir zamanda, yabancı bir memlekette, bir Yahudi tarafından ortaya atılmış bir fikirdir. Bugün ilmi sağlamlığı, değeri kalmamış; yapılan incelemeler, tenkitler neticesinde tutulacak bir tarafı kalmamış bir fikir, bir görüştür. Üstelik gerek milliyet fikrine, gerek din fikrine, gerekse aile fikrine aykırı bir görüştür. Dünyanın tanıdığı en vahşi, en korkunç emperyalizmin, Moskof emperyalizminin milletleri esir etmek için kullandığı bir yem, bir aldatma vasıtasıdır. Bugün komünizmin tuzağına düşmüş memleketlere göz attığımızda bu durumu apaçık görmek mümkündür. Macaristan'ın, Çekoslovakya'nın başına gelen olaylar, bize bunun hakkında kâfi fikir verecek durumdadır, Güzel Türkiye'mizde de bu tip olaylar, dışardan idare edilen hain eller tarafından tezgâhlanmakta, birlik-beraberliğimize kasteden bu kışkırtma yürütülmektedir. Bu kışkırtmaların hedefi, birlik beraber1iği bozmak, Türkiye'yi parçalayarak ele geçirmek, Türkiye'yi düşmanlarının kucağına teslim etmektir. Bu kışkırtmaların arkasında Türk'e hıyanet vardır, arkasında Türk Milletine, Türk Vatanına suikast vardır.
Biz Türkiye'yi geliştirmek, kalkındırmak isteyen Türk Mi1liyetçileri olarak birlik ve beraberliğimizi zedeleyecek, ortadan kaldıracak her harekete karşı duracak, onu yok etmeye ortadan kaldırmaya çalışacağız.
Alparslan Türkeş