MİLLİ MERKEZ...

MİLLİ MERKEZ...

İletigönderen Noyan Umruk » Pzr Nis 21, 2013 11:48

MİLLİ MERKEZ…/ Dr. Noyan UMRUK :turkiye:



Gelin, bugün ağaçlarla uğraşmayı bırakıp, ormana bakalım…



2013-2015 “Zor Yıllar” dedik…



Yerel, genel, cumhurbaşkanlığı seçimleri ve belki de anayasa referandumu sarmalına giren ülkenin politik gündemi ışık hızı ile değişiyor…

Dün konu, Suriye idi.

Bu gün, PKK ile “barış(!)” ya da koalisyon, buna koşut “bölünme anayasası”… Aslında emperyalizmin öncelikleri ülkenin gündemini oluşturuyor.



Emperyalizmin Kadim Talepleri:



- Şu anda öncelikli talep: Irak’ın kuzeyindeki G. Kürdistan’a, Suriye sınırı boyunca Batı Kürdistan ve koridorunun, Türkiye’de K. Kürdistan’ın yaratılması ve eklemlenmesi. Sonrası, İran ve Doğu Kürdistan Allah kerim…Bu durum, ikinci dönem Obama’sının eşbaşkanından beklentisinin Anadolunun güneydoğusu ile Irak’ın kuzeyi arasına sıkıştığını gösteriyor. “Erdoğan bu güne kadar çok becerikli bir ‘ip cambazı’ idi ama şimdi çok daha etkili bir orta oyuncusu olduğunu göstermek zorunda!”(1) Orta oyuncusu bu aşamada, PKK’nın, Suriye’nin kuzeyinde özerk bir Kürdistan oluşturmasını, dolayısı ile Türkiye’nin 900 km.lik güney sınırının kuşatılmasını desteklemek zorunda…

- Asya ve Pasifik’in denetimi için emperyalizmin sırasını bekleyen taleplerinin başında, Montreux antlaşmasının rafa kaldırılması ile Boğazların uluslar arası bir komisyonca yönetilmesi,

- Ülkemizdeki “sınır aşan suların”(Fırat ve Dicle) uluslar arası denetime açılması,

- Lozan Anlaşmasının öngördüğü dini azınlıklara ilave olarak yeni dini, etnik azınlıklar yaratılması,

- Türkiye’nin komşularıyla sorunlarının emperyalizmin iradesine göre çözümlenmesi (Ege, Kıbrıs, Ermenistan vb) ,“sözde ermeni soykırımının” kabul edilerek, tazminat ve toprak taleplerine yol açılması,

- Böylece Cumhuriyetin belkemiğini oluşturan Lozan Anlaşmasına son verilerek parçalanan, küçültülen Türkiyenin Sevr sınırlarına hapsedilip, kolay sindirilebilir hale getirilmesi, protektora(2) altına alınması.



Bu bağlamda, toplumun önünde iki seçenek var:

- Özellikle son 10 yıldır hızla dönüştürülen Türkiye’de değişmeyen ‘tek şey’olan AKP ile yola devam etmek, emperyalizmin taleplerine, özetle Türkiye’nin siyasi, fiziki ve moral anlamda küçültülmesine meşruiyet kazandırmak; zaten “sisteme” angaje olagelmiş siyasal iktidarı bu tür baskılara ve istemlere daha da açık pozisyona getirmek.



-İkinci seçenek, Atatürk’ün Balkanlar ve Ortadoğuyu içeren bölgesel paktlarında, İsmet Paşanın vakt-i zamanında 1964 Kıbrıs krizi sırasında Johnson mektubu(3) üzerine “Yeni bir dünya kurulur,Türkiye de orada yerini alır” tümcesinde tarihi temeline oturan seçenek.

Bugün, bu seçenek Şangay Beşlisi,(4) BRİCS(5) gibi çok kutuplu dünya projeleri ve Batı Avrasya Birliği gibi emperyalizme karşı komşu ülkelerle oluşturulacak bölgesel paktlarda ifadesini buluyor. Bu yöndeki ilişkileri pekiştirmek, Türkiye’nin üstüne atılan ve kendisini fazlasıyla bağımlı kılan ilişkiler ağını parçalayabilecek. Sorun ilk aşamada siyasi, ikinci aşamada ekopolitik.



Sonuç:



2002’de % 32 ile başlayıp, desteğini %50’lere kadar yükselten siyasi kadronun, varlık nedeni olan birinci seçeneği, kendisine dikte edilen şekilde izlemekten başka şansı yok.

Bu seçeneği ya da gidişatı T.C. nin sonu olduğunu gören başta muhalefet partileri olmak üzere en sağdan en sola kadar tüm antiemperyalist siyasi kadroların ise üzerinde uzlaşılması artık pek de zor olmayan bir ekonomi politik program ve siyasi işbirliği ile bir araya gelip, ülkenin geleceğini ipotekden kurtarmalarından, ikinci seçeneği yaşama geçirmelerinden başka çareleri yok.

İşte, 23 Nisan’da Ankara’da toplanacak olan MİLLİ MERKEZ budur.

O halde, 23 Nisan’da bütün yollar Ankara’ya çıkıyor…



(1): http://nationalinterest.org/commentary/ ... ssues-8024
Morton ABRAMOWİTZ, Jessica Sims, 28 Ocak 2013, AYDINLIK G, 03.03. 2013

(2) Protektora (Fransızca: Protectorat), uluslararası ilişkilerde, bir sözleşme ya da tek taraflı bir karar uyarınca, (güçlü) bir devletin, zayıf bir diğer devleti koruma ve denetimi altına aldığı hukuksal rejim.

(3) ABD başkanı Lyndon B. Johnson tarafından başbakan İsmet İnönü’ye 5 Haziran 1964’de gönderilen, Türkiye'nin Kıbrıs’a müdahalesini önlemek amacıyla tehditkar, kaba ve küçültücü bir üslupla yazılmış mektup.

(4) Genelkurmay'ın "daimi üye olmak Türkiye'nin çıkarınadır" dediği Şangay İşbirliği Örgütü'nün üyeleri; Rusya, Çin, Kazakistan, Tacikistan, Kırgızistan ve Özbekistan'dan oluşuyor. Örgüt, bölgesel bir güvenlik örgütü niteliğini taşıyor. Ortak manevralar yapılıyor. İstihbarat paylaşımı ve teröre karşı ortak mücadele ilgi konuları.

(5)BRİCS: Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Güney Afrika ekonomik işbirliği örgütü

AYDINLIK G, 21.03.2013


--
Kullanıcı küçük betizi
Noyan Umruk
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1067
Kayıt: Pzr Mar 08, 2009 13:39

Şu dizine dön: Dr. Noyan UMRUK

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

cron

x