Muallim Muallim Penceresi Cam Cama Muallim

Muallim Muallim Penceresi Cam Cama Muallim

İletigönderen Feza Tiryaki » Cum Şub 17, 2012 15:31

MUALLİM MUALLİM
PENCERESİ CAM CAMA MUALLİM


Muallim, Arapça bir söz. İlm’den geliyor. Öğreten, eğiten demek.

Bizde de daha önce öğretmen yerine bu söz kullanılıyordu. Türk dil devrimiyle pek çok Arapça sözü dilimizden attığımız gibi bunu da attık. Yerine öğretmekten gelen öğretmen sözünü aldık. Öğret sözüne “ –men” yapım eki eklenerek. Eğit- eğitmen gibi.

Daha Kurtuluş Savaşımız sürerken, ulusumuzun başına geçerek önderlik eden Büyük Komutan Mustafa Kemal Atatürk, okullara şöyle dikkatimizi çekmiştir:

“Eğitim okul demektir.” (1919)

“Okul adını hep birlikte büyük saygı ile analım!” (1922)

“Gerçek zaferi siz (öğretmenler) kazanıp sürdüreceksiniz.” (1922)


Cumhuriyetimizin kurucusu Büyük Önder Atatürk, öğretmenleri dünyada ve Türkiye Cumhuriyeti’nde şöyle bir yere koyar:

“Okullarda öğretim vazifesinin güvenilebilir ellere teslimini, ülke çocuğunun, o görevi kendine hem bir meslek, hem bir ülkü sayacak üstün ve saygıdeğer öğretmenler tarafından yetiştirilmesini sağlamak için öğretmenlik, diğer serbest ve yüksek meslekler gibi, aşama aşama ilerlemeye ve her halde refah sağlamaya uygun bir meslek haline getirilmelidir.

Dünyanın her tarafında öğretmenler, insan toplumunun en özverili ve saygıdeğer unsurlarıdır. “(1923)


Daha sonra da, kanla ve irfanla kurulan Cumhuriyette öğretmenleri Cumhuriyet koruyucuları olarak görür:

“ Öğretmenler!.. Cumhuriyet, fikren, ilmen, fennen, bedenen kuvvetli ve yüksek seciyeli muhafızlar ister. Yeni nesli bu nitelik ve kabiliyette yetiştirmek sizin elinizdedir.”

“Cumhuriyet sizden "fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür" nesiller ister.” (Ağustos 1924)

Atatürk’ün gözünde öğretmen, millet olmanın en önemli görevlisidir:

“Milletleri kurtaranlar yalnız ve ancak öğretmenlerdir. Öğretmenden, eğiticiden mahrum bir millet henüz millet namını almak yeteneğini elde edememiştir...” (Ekim 1925)

Öğretmenlere verdiği şu öneme bakınız:

“Sizin başarınız, Cumhuriyetin başarısı olacaktır.”

Eğitime verdiği önemi anlatan bir sözü:

“Eğitimdir ki bir milleti ya özgür, şanlı, yüksek bir topluluk olarak yaşatır, ya da esaret ve sefalete terk eder.” 1924)

*


Şimdi gelelim bugüne.

Biz görevimizi iyi yapamadık ki ülkemiz bu duruma düştü.

Yedi koldan sömürgeciler, yayılmacılar sardı çevresini, sardı demek doğru değil, içine girdi, yönetimine sızdı… Bunların yardımıyla kafasını kaldıran palazlanan irtica, Cumhuriyeti yıkmak için bir kanser uru gibi hücrelerimize girdi.

Öğretmen, Atatürk döneminde en önemli devlet görevlisiydi. Sonra yavaş yavaş bu önemini yitirttirdiler, hem parasal yönden, hem toplumdaki yeri yönünden öğretmenleri aşağılara çektiler.

Yoldan geçerken kendiliğinden ayağa kalkılıp saygı gösterilen , önünden geçilemeyen öğretmen ,Özal dönemlerinde limon satarak geçinir durumlara düşürüldü. Öyle oldu ki okumayan çocuğuna ana baba, “Madem okumayacaksın hiç olmazsa bir öğretmen ol!” demeye başladılar.

Öğretmen Okulları’nı daha sonraları da öğretmen Liseleri yapıp, öğretmen yetiştiren bu kurumların içini boşalttılar. Hele hele, yabancı dille eğitim yapılan Anadolu Öğretmen Liseleri Atatürk’ün kurduğu cumhuriyete açıkça yapılan bir ihanettir. Buralardan yetişenlerin öğretmen olamayıp bir de herkesle birlikte sınavdan geçirilmesi, işsiz bırakılmaları, sözleşmeli yaptırılmaları ise ihanetin en son yeridir…

Bunlar da yetmedi artık, gelecek yıllarda bizim elimizden eğitim görevimizi bile almak istiyorlar. Alıp yabancıya vermek, millîyeti olmayan bir kalabalık olarak Amerika’nın eğitim sistemine sokulmak.

Dünyanın her bir yerinde açılan Fethullah Okulları, ABD’nin okullarının , eğitiminin temsilcisidir. Amerika buralarda, bayrağıyla, diliyle boy gösterir, körpe beyinleri kendine bağlayarak emrine alır.

Türkçe dili işin bonbon şekeridir. Kandırmacasıdır.

Bu hoca bir figürdür, o olmazsa başkası olurdu onun yerine. Yapan , işin başında duran Amerika Birleşik devletleri, Amerika’nın emrinde kul köle olan, dini kullanan, büyük patrona hizmet eden ise, bu işten çıkar bekleyen Türkiye düşmanlarıdır.

Bu okullar bizde de açıldı vakıfların adı altında, özel okullar olarak, belli edilmeden.

Artık ortam öyle uygun duruma getirilmiş olmalı ki, bunlar da yetmedi, gelecekte her okulumuz Fethullah Okulu olacak. 2012 yılından sonra , Amerika Birleşik Devletlerine hizmet eden, onların emrinde olan… Amerika, diliyle, kültürüyle içimize girdi, giriyor…

Bu işin bütün taşları döşendi.

Millî Eğitimin millîsi, içinden çıkarıldı.

“Yeni teşkilat yapısı yayımlanan Milli Eğitim Bakanlığı'nın görev tanımından “Atatürk inkılap ve ilkeleri ile cumhuriyetin temel niteliklerine bağlı öğrenci yetiştirme” ifadesi kaldırıldı.” diye yazdı gazeteler.(15 Eylül 2011)

Şimdi geriye kaldı Atatürk’ün şeklen okullardan çıkarılması. Ruhen çıkarmayı da bundan sonra kolayca yapabileceklerini umuyorlar.

Bunun içinde arka arkaya yasalar çıktı. Ulusal bayramlarımızın kutlanma törenleri kaldırıldı. Atatürk köşesi sınıflardan çıkarıldı. Atatürk’ün Gençliğe Hitabı; Andımız hedefte. Bunlar da tamamen okullardan çıkarıldığı an, okullar artık Türk Milleti’nin okulları olmayacak!

Köylerimizden alınan bayrak, sırasıyla buralardan da alınacak. İstiklâl marşı da okunmasın deniyor. O da kalktı mı bu okullarda kim okuyor, bulana, bilene aşk olsun!

*

Buraya kadar yazdıklarım olanlar. Bunu milleti kandırarak, ne olup bittiğini anlamasına fırsat vermeden yapıyorlar. Hem de destek alarak. Her türlü aracı kullanarak.

Geçen ay bilgiağında herkes birbirine bir sesli kısa görüntü gönderiyordu. Bir türkümüz. Bu türkü görüntüsünü ABD’de bir okulda öğrencilerle çekmişler.

Bu görüntülü türkü bana da gelince, yüreğim daraldı, sonuna kadar bakamadım.

Sonra araştırdığımda gördüm ki, bu görüntüyü TRT Haber , haber bülteninde haber olarak yağlayıp ballayarak vermiş:

“Amerikalı öğrencilerin “Muallim “ adlı klibi sanal alemin gözdesi oldu. İzlenme rokorları kırıyor. “

Bu sözleri derken türkülü film oynamaya başlıyor. Amerikan bayrakları okul girişinde koridorun her iki yanında duvara asılı. İki koldan halay çekiyor üstü bordo renkli, altları krem renkli eşofmanlı kızlar, oğlanlar.

TRT sunucusu coşmuş:

“Bu klipteki oyuncular oyuncu değil, öğrenciler.

Klip “Muallim “ adlı türkü eşliğinde öğrencilerin halay çekmesiyle başlıyor.

Ardından her yaş grubundan öğrenciler sınıfta, koridorda klibin ritmine uyuyor. Muallim türküsünü Mustafa Topaloğlu söylüyor. Bu klip internette en çok izlenenler arasında yerini aldı. Okul personeliyle, Türk öğrenciler de klipte rol alıyor.”


Açıkça Fethullah Okullarının reklâmını yapmaya başlamışlar. Devletin televizyonu bu propaganda kasetini almış millete hap diye yutturuyor.
Bundan sonra zaten bu sesli görüntüyü oynatmayan ne haber sitesi kalmış, ne televizyon…

Açıp bakıyorum her yerde bu açıklamayla yayında.

“Amerika Birleşik Devletleri’nde bir okulda Türkçe sınıfı öğrencileri Muallim türküsüyle bir klip çekti.”

Ne kadar izlendiğine bakıyorum,eğer doğruysa her biri binlerce, yüzbinlerce kez.

Sonra altına yazılan yorumları okuyorum (kendi imlâlarıyla):

Elif demiş ki: “ super Rabbim bu okullarin sayisini arttirsin”
Ayşe: “ Süpersinizz..!!! Sağolun Gençler...
Serkan: “ helal olsun size ve hoca efendiye “
Fethiye: “ muhteşem olmuş... “
Bunu yazan adını yazamamış: “ellerinize saglik dillerinize de saglik
derdimizi anlatamadiklarimiza da azicik EL INSAF “

Bu da isimsiz. İsim yerine 61 yazılmış. Demek ki yaş yaşamış ama akıl yaşı bebek: “ah bu türk okulları ah halen sizi göremeyen körler var “
Sena: “gittiğimiz heryerde kendimizi belli ediyoruz iyi öğretmişiz hehe “
Bu da isimsiz: “helal olsun be onlarda bize benzicekler artık”
Özkan: “Çok iyi daha düne kadar türkiyenin nerede olduğunu bilen yoktu.”
Salih: “ helal olsun türk okulların açanlara “
Ertan: “Bencede bir türk okulu helal olsun gülen okularina türkce ögrtenenlere cünkü duvarda turkish yazior bu ögrencilerde gelecegin türkce ikinci dil yada yabanci dil ögrencileri…”
Bunu da Bernande yazmış: “Gülenin Türk Okullarıdır kesin. Hay Allah razı olsun ya. harika ötesi olmuş.”

Övgüler böyle sürüp gidiyor. Süper, harika deyip deyip durmuşlar… Bu yazıyı yazarken bu sözü edilen görüntüleri belki on kez izledim. Ayrıntılarını ve beyne verilen iletiyi anlamak için.

Bir kere on dört kez Amerikan bayrağı çıkıyor ortaya. Nerede mi?

Okul girişinde, koridorda,duvarda. Koridorda kapının yanında, koridorda tavana yakın yerde, sınıfta, sekreterlikte, öğretmenlerin yanında, sınıfta halay çekenlerin baş tarafında.

Okulun her deliğinde Amerikan bayrağı dikili anlayacağınız. Kocaman bayrak asılı. Gölgesinde bunlar. Türkü süresince iki kez, bir an hayal meyal o da, sınıf içinde bir yanda Türk bayrağı, bir yanda Amerikan bayrağı görünüyor ama saniyenin kaçta kaçı ben diyemem, görmenizle kaybolması bir oluyor. Şöyle kayboluyor: Birinde yürüyen oğlanın başı o saniyede tam kapatıyor görüntüyü, diğerinde amuda kalkan oğlanın kıçı kapatıyor. Havaya kalkan kıçı bayrağımızı örtüveriyor. (Her türlü pisikolojik saldırı düşünülmüş) Bunu dışında hiçbir sahnede Türk bayrağı falan yok. Ama Amerikan bayrağı her yerde. Önünü kapatan da yok.Tepede, yanda, üstte, ötede, girişte çıkışta hem de uzun uzun görüyorsunuz, beyniniz görüntüyü bir güzel alıyor. Turkish Class yazmışlar bir sınıfta, bir küçük kartona.

Bizim, gözleri görmez, yürekleri hissetmez olanlarımız bununla övünüyor. Türkçe tek harf, tek kelime yok ortada. Dil millettir. Kasetten çalan bir türküye uyup ağız burun oynatmalarına, tepişmelerine, Amerikanvari ayak sıçratmalarına, kırıtmalarına bir matahmış gibi bayılmışlar.

Ne demiş biri: “Bu mudur? Budur. Tebrikler”

Güzel kardeşim neyi beğendin, neyi tebrik ediyorsun?

Çalınan türküyü mü? Öyküsü ve sözleri eğer doğruysa tabii, ibretlik türkümüzü mü?

Oynayan Amerikalı kızları, oğlanları, öğretmenleri, aşçıyı mı beğendin? Naylon çiçek demetini zerdali diye gösteren başı türbanlı kızı mı? Perdeli derken gösterdikleri muşamba rulo perdeyi mi?

Cam sileceği ilâçla, camı gösteren kızı mı?

Tek bir karesinde Türk milletinden iz bulunmayan okulu mu? Neyi ?

Amerikan bayrağının gölgesinde çalınan müziğini mi? Bu müziğin çalınırken müziğe hiç uymayan kıvırtmaları mı?

Türk okulu takma adıyla seni kandırdıklarını daha bilmiyor musun yoksa? O okulların Amerikan Okulu olduğunu, işi örtbas etmek, her yere özellikle müslüman ülkelere kolaylıkla girebilmek adına bunlara göstermelik Türkçe dersi konduğunu hiç mi işitmedin?

Tüm derslerin İngilizce yapıldığını bir söyleyen de mi olmadı? Amerika’nın buralarda kültür sömürüsüyle beyinleri devşirdiğini de mi anlayamadın?

*

Eğer doğruysa , bu türkü iki eş alan birine yakılmış. Evli öğretmen eşinin üstüne diğer kızı da istemiş. Bir Ermeni kızını. Önce zorluklar yaşamışlar aile vermemiş falan. Öğretmenin ikisinden de çocukları olmuş. Mutlu bir yaşam sürmüşler. Türkünün öyküsü böyle, Boyabat gazetesinde yazdığına göre. TRT arşivinde buna Ortaanadolu türküsü demiş. Boyabatlılar dilekçe vermişler, bu bizim türkümüz diye. İki eşli öğretmen orada yaşamışmış, başarılı bir öğretmen olarak çok öğrenci yetiştirmişmiş… TRT’ye böyle yazıp dilekçe vermişler.

Türkünün sözleri :

Penceresi cam cama muallim/ Selâm söyle amcana muallim
Amcan kızını vermezse muallim/ Turşu kursun fincana muallim
*
Penceresi kapalı muallim/ Kolu altın saatli muallim
Sen böyle değil idin muallim/Ablasından öğütlü muallim
*
Penceresi perdeli muallim/ Çiçek açtı zerdali muallim
Yenice bir yâr sevdim muallim/ O da benden sevdalı muallim

*

Hadi bununla Okyanus ötesinden alıştırma yapıyor birileri diyelim. Peki aynı türküyü aynı görüntülerle, aynı sayıda öğrenci grubuyla bir okulun girişinde, koridorlarında , sınıfında aynı şekilde çeken Türkiye’deki bir okulumuza ne diyeceğiz?

Elginkan Anadolu Lisesi. Vakıf lisesiymiş. AB ile, Comenius Projesiyle mi ne ilişkiliymiş okul. Böylece sosyalleşeceklermiş.(?) Okulun adının başına E CA harfleri koymuşlar. (Kurucuların adlarıymış) Çekilen aynı türkülü filmde, okulun girişi diğerini taklit etmiş ama bir fark var: Tek bir bayrak yok. Hiçbir yerinde. Atatürk resmi yok! Duvarda Gençliğe Hitabe yok. Türkiye’de bir okul olduğuna dair tek bir işaret yok!

Türkiye Cumhuriyeti’nin tek bir simgesi yok. Bayrak yok bayrak! Atatürk yok!

Bizim beynimizle, algımızla oynuyorlar.


*

Yüzlerce binlerce türkümüzün içinden bunun seçilmesinin sebebi öğretmen sözünün eski söylenişi olabilir. Muallim. Eski dilden.
Eskiye, Osmanlıya dönüş.

Öğretmene her iki kelimeden sonra seslenen bir türkünün seçilmesi bu özelliği nedeniyle de olabilir: Öğretmene vurgu yapmak. Öğretimi hedef almak.

İki eşliliği anlatan öyküsü nedeniyle de olabilir. İki ve daha fazla evlilik yeni yazılan masallarımıza bile girdi çünkü. Hedef şeriat değil mi? Vekillerin bile çoğu iki evli değilmiymiş?

Amerikalı’nın diline, bayrağına bizi alıştırmak, bizden bir türküyü okuyorlarmış gibi yaptırıp yarı akıllıları mayıştırmak…

En son hedefleri de gizli saklı değil ki artık, kustular açıkladılar içlerindekini:

Atatürk’ü, Atatürk ilke ve devrimlerini eğitimden öğretimden çıkarmak.
Milliyetsiz bir toplum yapısı oluşturmak…


Amerika bayrağını dikecek.

Kahraman Türk Milleti, canını vererek bu yurdu kurtaran, Cumhuriyeti kuran milletimiz bayrağını okuluna dikemeyecek öyle mi?

Dünyanın en güzel dili Türkçeyi bırakıp el diliyle konuşacağız, yazacağız bu akıllara bakarsak… Çünkü böyle yaparsak bölücülerin de önü açılıyor. Türkçeye eş bir dilleri olmadığı için, eğitim ve öğretimi İngilizce yapıp, biraz da kendi yerel ağızlarından çerezlik ders koyacaklar. Oldu size devlet içinde devlet, oldu size bölünme…


Atatürk neler demiş yurdu kurtarırken, yeni devletimizi kurarken…

Şimdi bize neler deniyor…

Nelerle sınanıyoruz…

Penceresi cam cama geldi ABD’nin ve Türkiye Cumhuriyeti’nin…

Öğretmenler, sözüm sizedir.

Atatürk’ün bu sözünü hatırlamanın da tam zamanıdır!

"Milli his ile dil arasındaki bağ çok kuvvetlidir. Dilin milli ve zengin olması, milli hissin gelişmesinde başlıca etkendir. Türk dili, dillerin en zenginlerindendir. Yeter ki, bu dil şuurla işlensin. Ülkesini, yüksek bağımsızlığını korumasını bilen Türk milleti, dilini de yabancı diller boyunduruğundan kurtarmalıdır."
Gazi Mustafa Kemal Atatürk



Feza TİRYAKİ, 15 Şubat 2012
Kullanıcı küçük betizi
Feza Tiryaki
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1012
Kayıt: Sal Kas 09, 2010 14:12

Şu dizine dön: Feza TİRYAKİ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x