gönderen zfrtxt » Çrş Eki 01, 2008 12:41
simdi nerde A. Serdar Sacan dandanakondan icerde , olmedi oyleyse muthis savci devreye girer ve kodes .
Adil Serdar Saçan
4 senelik polis akademisi lisans eğitimini birincilikle bitiren bir adam.
üstüne istanbul üniversitesi hukuk fakültesini bitiriyor.
iü sbf kamu yönetimi bölümünde yüksek lisans ve doktora yapmış.
ülkenin değişen şartlarını değerlendirip organize suçlar şube müdürlüğünü kurmuş.
4422 sayılı çıkar amaçlı suç örgütleri ile mücadele kanunu daha çıkmadan organize suçu tanımlamış bir polis.
ve ardından bütün mafyaya kan kusturuyor. onun organize müdürlüğü sırasında şubesinden geçmeyen baba gerçek anlamda kalmayor.
adnan hoca operasyonlarını yapıyor.
recep tayyip erdoğan'ın istanbul büyükşehir belediyesi başkanlığı tarihinde belediyedeki akbil , bit operasyonları ile gündeme geliyor. ve sonra başbakanımızın şimdiki dünürlerini kapsayan albayraklar operasyonu...
gebze belediyesi ve niceleri..
nur cemaatini takibe alır yolsuzluk yapanlarını tespit ederek topluyor.
bu arada emniyet içerisindeki fethullahçı yapılanmayı dile getiriyor.
ve birden foto film şube müdürlüğü.
ardından hakkında işkence iddiası ve yargılama.
saçan mahkemeden beraat eder ama meslekten ihraç olur.
mahkemeden beraat;
meslekten ihraç....
ardından tüm düşmanları tehditlere başlarlar. "can güvenliğinin tehlikede olduğunu" bildiren durumu topladığı bilgi ve belgelere dayandırarak yazdığı mektupla önceki cumhurbaşkanı ahmet necdet sezer'e bildirir.
Bir adim daha gidelim adamin adi da heryerde var olmazki canim disarda dolasmasi tehlikeli oluyor .
Yeni Şafak-Ergenekon-Deniz Feneri...MEYYAL UYGUR
Ergenekon işinin ne olduğunu Nurseli İdiz bile 3 günde anladı. Dedi ki, her şeyi bir havuza dolduruyorlar
Havuzun temelinde, malum çete ve çete bozuntuları var. Bunların üstüne Malta Sürgünlerindeki İngiliz, Damat Ferit muhalifleri misali, AB-ABD karşıtları, AKP muhaliflerinden sular ekleniyor. 8. dalga operasyonunda da sanki bir dönemin mazlum ve mağdurları cenge katılmış gibi. Yeni Şafak Gazetesi, Tayyip Erdoğanın belediyesi ile gazete arasındaki yolsuzluk operasyonları üzerine, Örümcek Baskını, Hesap Verecekler başlıklarını atmıştı. Hakikaten iş örümcek gibi ve günü gelmiş olmalı ki, birilerinden fena halde hesap alınıyor.
En sondan başlayalım; Hafıza özürlü ya da geri zekalıyız ya, Yeni Şafak Gazetesinde arife günü şöyle bir haber vardı: Gazetemize baskında Özkan parmağı
Ergenekon soruşturmasınında tutuklanan Tuncay Özkan ile Adil Serdar Saçan arasında ilginç ilişkiler ortaya çıktı
Yeni Şafak, arşivlerine dönüp bir baksa, belediye operasyonları boyunca Özkan-Saçan bağlantısı hakkında ne haberler yaptığını, kaç kere iftira ekibi başlığı attığını görecek ama niyet iyi olmayınca, elbette bize de geri zekalılığı uygun görürler. Ben bu son başlığı, neye benzettim biliyor musunuz; Hani katil cinayeti işler, sonra ne var ne yok diye gidip, olay yerinde tur atar, buna da kan çekti denir ya, işte onun gibi bir şey
Evet kan çekiyor
Bu arada iki küçük not; O dönemde Albayraklar operasyonunda gözaltına alınanların sayısı 70ti. Bugün Ergenekonda tutuklu sayısı 70 oldu. Pişti!..Yeni Şafak, o dönemde Gazeteci Erdal Bilalları da iftira ekibinden ilan etmişti. Bilallar şimdi nerede, ne yapıyor, bunu da izlemek lazım!...
KİMLER İNTİKAM YEMİNİ ETTİ?
Bugün hem Ergenekondaki gelişmeleri, hem Deniz Feneri paniğini anlamak için Albayrak operasyonuna mutlaka uzanmak gerekiyor. Mülkiye Müfettişlerinin raporları üzerine İstanbul Büyükşehir Belediyesindeki yolsuzluklar soruşturulmaya başlandığında işin ucu Yeni Şafak Gazetesi ve bu gazetenin patronları Albayraklara da uzanmıştı. Albayrakların, çeşitli yol ve yöntemlerle belediyeden çok sayıda usülsüz ihale aldığı, böylece zenginleştiği öne sürülüyordu.
O günkü konumları itibariyle giderek, kimlerin neler söylediğini hatırlayalım:
AKP Genel Başkanı Tayip Erdoğan: Albayrak Şirketi'ne yönelik operasyon şahsıma yönelik "ahlaksız ve şerefsiz" bir kampanya. Devletin imkanları belirli siyasi parti ve siyasi amaçlı operasyonlar için kullanılıyor, devletin bürokratlarına suç işlettiriliyor. Buradan açıkça ilan ediyorum; bu işleri yapanlar, yaptıkları hukuksuz ve ahlaksız her türlü faaliyetin altında ezilecektir.
AKP Grup Başkanı Bülent Arınç: Buradan hedef olarak bazı kişilere sesleniyorum; Yaptığınız yanlıştır, ayağınızı denk alın, sizin kiminle telefonlarda konuştuğunuzu, kiminle birlikte olduğunuzu ve oturup hesaplar yaptığınızı, bu hareketlerinizle kimlere rant sağladığınızı çok iyi biliyoruz.
AKP Genel Başkan Yardımcısı Abdullah Gül: Türkiyenin büyük şirketlerinden birisi t
arumar edilmiştir, binlerce çalışanı olan bir şirketin dosyaları, evrakları sokaktan süpürülürcesine toplanmış ve taşınmıştır. Bunların hepsi yanlıştır. Bu yanlışların hesabı da sorulacaktır
Ben, o raporu okudum. O raporda bir müfettişin, bir devlet memurunun dili yoktur. Sokaktaki bir insanın dili vardır, yazım tarzı aynen böyledir. Bu kanaatlerimi o bakımdan cesaretle söylüyorum; bu bir siyasi operasyondur.
Erdoğanın Avukatı Hayati Yazıcı(O artık Başbakan Yardımcısı): Hukuka aykırı işlemler yapan herkes adalet önünde hesap verecektir.
Şimdilerde Ergenekonda daha daha temposu tutanların başında gelen, eski Yeni Şafakçı Mustafa Karaalioğlunun o günlerdeki bazı satırlarını da hatırlayalım:
-Elinizdeki iktidar, para ve medya imkanlarıyla dilediğiniz kişiyi hırsız, dilediğinizi vatan haini ilan edebilirsiniz. Bunun için hukuki belgeler düzenleyebilir ve kamuoyuna çok ciddi bir suç ile mücadele ettiğiniz imajını verebilirsiniz. Nasıl olsa, insanların zihinleri daha önceden hazırlanmış şablonlara göre biçim almaya da hazırdır.
-Yeni Şafak gazetesinin de sahibi olan Albayraklar Grubu'nu hedef alan ve bir hukuk cinayetine dönüşen saldırıları hep birlikte izliyoruz. Bu saldırının asıl hedefinin Tayyip Erdoğan'ın ismi üzerinden bir siyasi düzenleme yapmak olduğu da bir sır değildir.
-Peki, bütün bu olup bitenlerin sonucu nedir? Ortada, ne bir çete tanımına uyan organizasyonun, ne hortumların, ne de havuzların olmadığı görüldü. Temiz Şehir Operasyonu olarak lanse edilen ve insanların zihnine büyük bir yolsuzluğu ortaya çıkarma girişimi gibi kazınmak istenen gürültünün, arkasında hukukun güvenirliliğinin sorgulanacağı bir dizi soru bırakan, Kirli Hukuk Operasyonu'na dönüştüğü ortaya çıktı.
-Her isteyenin elindeki iktidar gücünü istediğini karalamak için kullanma ve bunu da adalet adına yapma dönemi artık kapanmalıdır. Ve bu dönemin kapanması için de cellatların, işledikleri bu seri haysiyet cinayetlerinin hesabını vermeleri lazımdır.
Hatırlanması gereken çok şey var da, bu bölümü yine o dönemde Yeni Şafak Gazetesinde yer alan şu haberle bitirelim:
Daha dosya DGM'ye gönderilmeden önce Müfettişin hazırladığı dosya Milliyet gazetesine ulaştırılarak bir kampanya açılması sağlandı. Milliyet gazetesi müfettişin rapor hazırlama çalışmaları bitmek üzereyken manşetlerden Albayraklar ve yolsuzluklara karşı mücadele eden Yeni Şafak gazetesine karşı cepheden saldırmaya başladı. Dosyalar yargıya intikal etmeden sürdürülen iftira kampanyasının amacının yargıyı önceden etkilemeye yönelik olduğu belirtiliyor. Albayraklar üzerinden Recep Tayyip Erdoğan'ı köşeye sıkıştırma planının parçası olarak yapılan iftira kampanyası yargının ihtiyat-i tedbir kararına rağmen pervasızca sürdürüldü.
Albayrakları çıkarın Ergenekonu koyun. Nasıl da aynı şeyler yaşanıyor değil mi? Bu, düello değilse nedir?..
ALBAYRAK-NOTER-DENİZ FENERİ
Albayraklar operasyonunu bitirelim dedim, ama bitecek gibi değil
O dönemde Albayrakların sahte evraklar düzenlediği ve bunların İstanbul 28. Noterliğinde onaylattırıldığı öne sürülmüş, hatta Noterlik Başkatibi Nuran Erdoğan tutuklanmıştı.
Şimdilerde herkes Deniz Fenerindeki sahte vekaletname için 10. Noterle ilgileniyor ama bu 28. Noter işi de çok önemli. Niye mi? Zahit Akman, Zekeriya Karaman, Almanyada tutuklu Mehmet Gürhan ve Deniz Feneri yolsuzluğunda adı geçen bilumum zevatın 2001den itibaren İstanbul Eyüpte aynı adreste kurduğu şirketlerin tamamının kuruluşu, sermaye artırımı, ortaklık devri vs. tüm işleri bu 28. Noterde yapılmış.
Şimdilik, o 28. Noter kimdi, şimdi nerede diye sormakla yetinip, noktayı koyalım!..
YENİ ŞAFAK- DENİZ FENERİ BAĞLANTISI VAR MI?
Herkes Alman Savcının iddianamesinin Kanal-7 ve Zahit Akman kısmıyla ilgilendi. İyi ama iddiannamede bol bol Deniz Feneri-Yeni Şafak bağlantısı da anlatılıyor. Mesela 86-87 ile 102. sayfalarda şöyle yazıyor:
European Consulting & Marketing GmbH: Şirket Limited şirket olarak ve European Consulting & Marketing GmbH adı altında 28.03.2003 tarihinde kurulmuştu. 10.09.2003 günü şirketin adı Yeni Şafak Europa GmbH olarak değiştirilmişse de, bu isim altında şirketler siciline kaydı yaptırılmamıştır; dolayısıyla European Consulting & Marketing GmbH olarak şirket, her ne kadar Yeni Şafak Europa GmbH adı altında faturalar kesiliyorsa da, hâlâ devam etmektedir.
17.09.2003 tarihinde noterce satma ve devretme sözleşmesi yapılmıştı. Buna göre hissedarlar şu sermayelerine göre Euro-pean Food & Marketing GmbH şirketinde hisse sahibi olmuşlardı :
Weiss Handels- und Investment GmbH şirketi 49.000,00
Dr. Aykut Zahid Akman 1.000,00
Muzaffer Albayrak 16.700,00
Mesut Muhammed Albayrak 16.650,00
Ahmet Albayrak 16.000,00
Ancak hissedarlar arasında çıkan anlaşmazlık yüzünden bu sözleşme geri çekilmişti.
Sorumlu Genel Müdürler şunlardı :
Aykut Zahid Akman (28.03.2003 24.08.2006)
Mehmet Sıddık Balıkçı (28.03.2003 10.09.2003)
Firdevsi Ermiş (28.03.2003 10.09.2003)
Mesut Muhammed Albayrak(17.09.2003, Tescil Kayıtlarında şerh yok)
Firdevsi Ermiş (24.08.2006 aktüel)
Mehmet Gürhan (24.08.2006 aktüel)
Almanyada toplanan yardım paraları ya Gürhan tarafından, ya da görevlendirip yetkilendirdiği kişiler (Ermiş, Taşkan, Kurum) tarafından bankalardan keş çekiliyor ve Türkiyeye, oradaki Deniz Fenerinin gayrı resmi başkanı olan Zekeriya Karamana götürülüp teslim ediliyordu. O da parayı tekrar Almanyaya, kurulan şirketlerin (Atlas Media, Weiss Handelsgesellschaft, Euro 7, Yeni Şafak ve European Consulting) sermayesi olarak havale ediyordu. Paralar da, Deniz Fenerine borç olarak gayri resmi muhasebeye geçiriliyordu. Kurulan şirketlerin sermayeleri bu şekilde finanse edilmiş.
İDDİANNAMEDEKİ AHMET DAVUTOĞLU KİM?
Deniz Fenerinden Başbakana, yok Başbakanlığa para gönderildi, gönderilmedi, yok tercüme hatası tartışmaları da yaşandı.
İddianamenin 142. sayfasından itibaren Deniz Fenerinden yardımların kimlere, hangi yollarla ve ne amaçlarla verildiği anlatılıyor.
Mesela deniyor ki; Ele geçirilen evraklara göre, Makedonyadaki Kültür ve İnsani Dayanışma Derneği CHOM dan Adnan İsmailiye, keş olarak kurbanlık alımları için Andullah Severden 21.500,00 verilmiş. Aralık 2005te Islamska Verska Zaenicb Makedonya ya toplam 128.800,00 , Arnavutluk ve Makedonyada 2006da kurbanlık sığırlar alımları için havale edilmiş.
Bu iddiaların devamında karşımıza çok tanıdık bir isim çıkıyor. Sayfa 143ten okuyalım:
2005 yılında 77.500,0 IIARC İstanbul Derneğine, 21.000,00 da Fondatsiaya, Ahmet Davutoğluna havale edilmiş. Bu paraların gerçekten nerelere kullanıldığı ile ilgili belgeler ve paraların miktarı ve alanlarla ile ilgili veriler çelişkilidir (örneğin, kurban bayramından sonra, kurban bayramı için verilmiş olması). Bununla ilgili olan bayan Jacob un notlarına dikkat çekilir. Ayrıca 35.000,00 kurban bayramından sonra IIARCa, 10.000,00 Shoqata VHK Istanbul örgütüne, 13.000,00 da Kryesiae bash-kesie Islamete örgütüne ödenmiş. Bu paraların nerelere ve ne için kullanıldığına dair herhangi bir belge mevcut değildir.
Bu ne büyük isim benzerliği!..Herhalde iddiannamede adı geçen Ahmet Davutoğlu, hem Cumhurbaşkanı Gülün, hem Başbakan Erdoğanın dış politika baş danışmanı Ahmet Davutoğlu değildir
Değil mi?...
DOKTORLAR-AVUKATLAR NEREDE?
Son iki soru:
Albayraklar operasyonunda Albayraklara işkence yapıldı raporunu veren doktorlar kimdi ve şimdi neredeler?
Ya o zor günlerde Kanal-7 ve Yeni Şafakın avukatlığını yapan cesur kadınlar?..
Birilerinin Deniz Fenerindeki ölçüsüz, kontrolsüz tepkisinin arkasında eski defterlerin açılıp, daha büyük bağlantıların ortaya çıkma ihtimali, intikam yeminlerinin devr-i iktidarda nasıl yerine getirildiğinin sorgulanması ve vefa borcuyla kimlerin nereye getirildiğinin ortaya saçılması korkusu olabilir mi?
Bizden şimdilik bu kadar
Muhalefet ve büyük medyamız takibini yapmazsa, arkasını da getiririz!..