
Nasıl bir belge?
Avrupa Yerel Yönetimler Özerlik Şartı yerelleşme odaklı ve ademi merkeziyetçi bir yapıyı hakim kılmak amacıyla özellikle Doğu Avrupa’daki ülkelerde yerel yönetimlerin güçlendirilmesi ve geniş bir özerklik alanına sahip olmalarını temel almaktadır. Bu temel üzerinde yerel yönetimleri merkezi yönetimin müdahalelerinden korumak, esnekliğini sağlamak ve kendilerine en uygun yönetim yapısını seçmelerini sağlamak, söz konusu belgenin hedeflediği hususlar arasındadır. Böylelikle şartı onaylayan her ülkenin 12. maddede belirtilen paragraflardan en az 10 tanesi zorunlu olmak üzere 20 tanesini kabul etmesi istenmektedir. Avrupa Konseyi üyesi 47 ülkenin 45’i tarafından imzalanan belgenin bazı maddelerine 31 ülkenin çekince koyduğu görülmektedir.
Türkiye’nin çekinceleri
Türkiye’nin çekince koyduğu temel başlıklar şu şekildedir: (1) Görev alanlarıyla ilgili olduğu takdirde tüm kararlarda yerel yönetimlerin görüşlerinin alınması. (2) Yerel yönetimlerin kendi iç örgütlenmelerini serbestçe belirlenmesi. (3) Seçilmiş organların yasal güvencelerinin genişletilmesi. (4) Başka ülkelerin yerel birimleri ile serbestçe ilişki kurulması, uluslararası birliklere ve derneklere katılma hakkı verilmesi. (5) Dağıtılacak kaynakların nasıl dağıtılacağının yerel yönetimlere sorulması. (6) Özerk yerinden yönetimin korunması için yargıya başvurma hakkı verilmesi.
Türkiye’nin çekince koyduğu bu başlıkların bir bölümü, örneğin yerel yönetimlerin, yabancı ülke yerel yönetim birimleri ile kardeş şehir ilişkilerine girmeleri ve uluslararası birliklere üye olabilmeleri ve 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun ilgili maddelerine göre seçilmiş organların yasal güvenceleri sağlanmış durumdadır. Bu açıdan bakıldığında Türkiye çekince koyduğu bazı maddeler aslında fiilen uygulamaktadır.
Olumsuz algı güçleniyor
Şartın 4. maddesinde yer alan yerel yönetimlerin kendilerine tanınmış bütün hak ve özgürlüklerden yararlanmaları, 5. maddesinde; sınır uyuşmazlıklarının çözümünde ya da yeni sınırların tespitinde yerel topluluklara sorulması (referandum) 9. maddesindeki yerel makamların kanunun koyduğu sınırlar dâhilinde vergi, harç ve benzeri yükümlülükleri kendilerinin belirleyebileceği ve hükme bağlayabileceği şeklindeki ifadeler Türkiye’deki “siyasi özerklik” ve “bölünme” tartışmalarının kıskacında başka bir anlam kazanmaktadır. Her ne kadar “kanunlarla belirtilen sınırlar çerçevesinde” , “kanuna aykırı olmamak kaydıyla” vb.. ifadelere yer verilerek bu endişeler giderilmek istenmişse de Türkiye gibi bölünme ve ayrışma temelli gayretlerin yoğun olarak yaşandığı ülkelerde olumsuz bir algı meydana gelmesi çok zor olmamaktadır. Bu açıdan Avrupa Birliği Özerklik Şartı’nda yer alan bazı hususlar bu yöndeki soru işaretlerini giderme konusunda yetersiz kalmaktadır. (Haftaya Siyasal Partilerin Özerkliğe Bakışı...)
Kürşad ZORLU, 30 Mayıs 2015
kzorlu77@gmail.com