NATO Sizleri Korusun!

İsrail, kendini koruma amaçlı “Demir Kubbe” ismini verdiği bir savunma sistemi geliştirmiştir. Gazze saldırısı ile bu yeni sistemi test etti. Kürecik radar üssü bu sistemin bir parçasıdır. ABD ile birlikte gerçekleştirdikleri ortak tatbikatla sistemin çalışması sağlanmıştı.

Türkiye’nin NATO’yu davet ederek Suriye bahanesi ile yerleştirmek istedikleri Patriot’lar bu sisteme entegre edilerek İsrail’in tam güvenliği sağlanacaktır. Amerikan başkanlarının hemen hepsinin, birinci önceliklerinin İsrail’in güvenliği olduğunu sözlü ve fiili uygulamaları ile tekraren gördük ve yaşadık.

Bu sisteme, ABD tam iki yüz milyar dolar harcamıştır. 2007 tarihinde başlanan bu sistem artık tamamlanmış çalışır vaziyette. Hamas’ın İsrail saldırısına karşılık fırlattığı binlerce roket, bu sistem sayesinde havadan imha edilerek yok edilmiştir. İsrail’e düşen sadece birkaç roket, sistemin on beş dakika arıza vermesiyle mümkün olmuş.

Aynı anda gelebilecek, bin iki yüzün üzerinde füze ve roketlere karşı bir saniyenin yarısı bir zamanda, cevap verebilen bu sistemin güvenilirliğini ispatlamıştır.

“Demir kubbe” sisteminin en çok zorlandığı yakın mesafeden gelen roketlerdir. Yani İran’dan gelecek bir füze, bu sistem için daha kolay bir hedeftir. Çünkü bu durumda hedefin vurulmasına en az on iki on beş dakika bir süre var demektir.

Demir Kubbe ve AKP kubbesi ile İsrail’in güvenliği tamam, Davutoğlu artık gülebilir. Ağlaması için bir neden kalmadı…

Ya varını yoğunu ecnebiyi korumaya adayan Türkiye’yi hangi sistem koruyacak? Parçalanmasını durduracak, bölünmenin önüne geçecek hangi imkânlara sahip? Yahut iktidarın böyle bir derdi var mı acaba? Başkanlık sistemine fiilen geçen Türkiye, çıkacak yeni Anayasa ile birlikte bütünlüğünü nasıl koruyacak?

Üç tarafı denizlerle çevrili ülkemizin, artık üç tarafı PKK ile çevrili hale gelmiştir. Terörist başı koalisyon ortağı konumuna getirilmiş, artık sadece örgütü yönetmiyor. AKP ile birlikte, “çözüm süreci” adını verdikleri “ne idiğü belirsiz” bir idare şekli ile Türkiye’yi de yönetiyor.

Tüm bu yaşananlara AKP tabanı ne diyor?

“Haklısınız, Amerika ve İsrail ile hareket etmek yanlıştır. Ama ne yapsın hükümet kim olsa aynı şeyi yapar. Kürecik’e üs kurmaya karşı çıkmak için ne gücün var? NATO’ya karşı gelinir mi hiç? Girmişiz bir kere çaresiz katlanacağız? İsrail’in arkasında Amerika var, Amerika ile mi savaşalım yani?”

Başka ne diyor?

“Apo ile görüşmeden demek ki çözülmüyor. Bu sorunları varsın APO ile görüşsünler. Amerika bunların arkasında, bunlara güç yetmez anlaşmak lazım…”

Yani dönüştürülmüş bazı insanlar artık Allah’ın güç ve kudretinin üstünde bir güç tanıyorlar. Hâşâ sümme hâşâ “Amerika’nın gücü her şeye yeter” inancı tüm benliklerini sarmış durumda. Olaylara böyle bakmayarak bugüne kadar nasıl kandırıldıklarını düşünen yüz binler de yok değil…

İsrail’in Demir Kubbesi var, Türkiye’nin hiçbir koruması yoktur. Ne müttefiki, ne sağlam duruşlu ordusu, ne de eskisi gibi inançlı ve birlik içinde bir halkı var artık. Müttefiki Katar, ordusu malum NATO ordusu, milleti ise bölücülük propagandaları ile birliğini kaybetmiştir.

Korunmak için ne kendilerine ne de Allah’a, güvenleri kalmış. Artık bir tek NATO’ya güveniyorlar.

Ne diyelim?

“NATO sizleri korusun…”

Yusuf KARACA, 3 Aralık 2012