Pakistan bağımsız bir üniter devlet mi?..
Evet, öyledir diyorsanız, lütfen, ABD’nin Pakistan toprakları içindeki silahlı, bombalı operasyonunun ne anlama geldiğine bir açıklama getirin de bu konuda kafaları karışık olan insanlar gerçeği öğrensin…
Türkiye bağımsız bir üniter devlet midir?
Evet, öyledir diyorsanız, lütfen aşağıdaki konulara da bir açıklık getirin ki, henüz aklı 18 yaşına erişmemiş insanlarımızın zihni az-biraz açılsın:
* Bir başka bağımsız, üniter [ve Müslüman] ülkeye karşı yürütülen askeri harekâtın merkezi nasıl oluyor da, bu konuda tarafsız olduğunu ileri süren bir ülkenin en büyük kentlerinden birisi olabiliyor?
* Türkiye Büyük Millet Meclisi nasıl oluyor da, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin bir başka bağımsız, üniter [ve Müslüman] ülkeye karşı yürütülen askeri harekâta katılması için izin tezkeresi düzenleyebiliyor?
* Türkiye Cumhuriyeti Hükümeti nasıl oluyor da, üniter devlet yapısının tam tersi nitelik taşıyan “bölgesel özerklik” yönündeki bir Anayasa değişikliğini programının başköşesine oturtulabiliyor?
* Türkiye’yi yöneten kadrolar nasıl oluyor da, Türkiye’nin ulusal çıkarlarının tam karşısında yer alan Yunanistan’ın Kıbrıs ve ABD’nin Ortadoğu ve Ermenistan politikaları ile aynı safta buluşabiliyor?..
*Türkiye’nin milli çıkarlarının bekçisi olma konumundaki iktidar ve ana muhalefet partileri, her Allah’ın günü birbirleri ile didişmelerine rağmen, nasıl oluyor da, ulusal değerlerimizin yabancılara pazarlanması anlamına gelen özelleştirme programlarında birbirleri ile uzlaşmış bir görüntü verebiliyorlar?..
Alt alta sıraladığımız bu soruları daha da genişletebilirsiniz.
Ama önemli olan bu soruların yanıtları konusundaki toplumsal mutabakattır.
Varılacak toplumsal mutabakatın çözüme yönelik reçeteleridir…
İşte Türkiye’nin gerçek gündemi bu olmalıdır.
Türkiye’nin öncü güçleri ve aydın birikimi, böyle bir gündem üzerinde yoğunlaşmalı, sorulacak soruları ve bu sorulara verilecek yanıtlar üzerindeki mutabakatları, kitlelerle kurulacak bağlar aracılığı ile zenginleştirmelidir…
Bizler, sorumlu bireyler ve vatandaşlık bilincine erişmiş yurttaşlar olarak bu zenginleşme uğraşısının neferleri olmalıyız.
Siyasi mücadele, gerçekte işte budur…
Toplusal mücadele, siyasi tansiyonun suni olarak yükseltildiği seçim zamanlarının alışılagelmiş koltuk mücadelesinin bir yan meşgalesi değildir.
Sokaklarda, siyasi partilerin kendi adlarına patentini aldıkları şarkı ve türkülerin gürültü patırtısı içinde sürdürülen Amerikan tipi seçim propagandası ile sarmaş dolaş olarak kendini yitirmek hiç değildir…
Siyaset, bir vatanseverliktir!
Ülkenin geleceğinden sorumluluk duymak ve bu uğurda kendine düşen görevleri, bir yerlerden talimatların gelmesini beklemeden üstlenmek ve gereğini yerine getirmektir!..
Yunan Ordusu İzmir’e ayak bastığında gazeteci Hasan Tahsin “ilk kurşun”u atmak için bir yerlerden emir beklememişti!..
O’nun yüreğinde var olan vatan sevgisi, karşı koyma bilinci ile birleşmiş ve Hasan Tahsin, Milli Mücadele direnişinin ilk kurşununu düşman üzerine sıkmıştı…
Düşman silahı ile vatanı işgal ediyordu.
Dolayısıyla ona silahla karşı konacaktı.
Oysa ki bugünün düşmanı, henüz silahına sarılmış değildir.
Emperyalizmin [henüz] elinde tuttuğu mücadele araçları çok daha başkadır.
Dolayısıyla bu mücadele araçlarına karşı yürütülecek mücadelenin silahları da çok farklı olacaktır.
Demokratik hakların kullanılması, hukukun adaletin çizgisinde seyretmesinin sağlanması, Cumhuriyet değerlerimizin ödünsüz bir biçimde savunulması, tam bağımsızlık bilincinin yerleştirilmesi ve benzeri demokratik mücadele yol ve yöntemleri [halen] bugünün savaş alanlarıdır.
Dolayısıyla Türkiye’nin tüm yurtseverleri, bu mücadelenin neferleri olmak, yürütülen savaşımın gereklerini özveri ile yerine getirmek ve kenetlenmek ve örgütlenmek ve sonra yine örgütlenmek zorundadırlar…
Tam bağımsız ve laik Türkiye Cumhuriyeti’ni yeniden inşa etmek için bir başka yol varsa, siz söyleyin biz dinleyelim…
soruyusormak@gmail.com
LÜTFEN “TIK”LAYINIZ:
http://www.soruyusormak.com
http://www.dnm-ler.com
http://www.kitlecizgisi.com