
HİKMET ÇETİNKAYA
Nazlı mı Nazlı...
Yazımı yazmak için masamın başına oturdum...
Nedense aklıma birden Haber-Türkte Ece Temelkuranla Erdoğan Aktaşın birlikte sundukları tartışma programında Nazlı mı Nazlı Hanımın çıkışı geldi...
70li yıllarda her emekçiyi, her demokratı, sosyalisti, sosyal demokratı, yurtseveri, komünist sanıp Anne öcü gördüm diye çığlık atan Nazlı mı Nazlı Hanım, demokrasi ve özgürlük dersleri vermeye başladı.
12 Eylül 1980...
Kenan Evrenin peşinde dolaşıyor, faşist darbecileri ayakta alkışlıyordu.
12 Mart 1971 sonrası çalıştığı gazete Türk-İslam Sentezinin savunucusuydu; Ziverbeyin baş işkencecisi Orgeneral Faik Türün yakın dostuydu, Süleyman Demirelin Güniz Sokaktaki evinden çıkmıyordu Nazlı mı Nazlı Hanım...
Ece Temelkuran, annesi Lale Temelkuran yaşındaki Nazlı mı Nazlı Teyzesine iyi ders verdi.

Ben Eceyi doğduğu günden beri tanırım.
Annesi resim öğretmeni Lale ve babası avukat Erol Temelkuran sosyalist bir çizgiden gelir. Büyük babası Halil Dağlı ise 1977-1980 döneminde CHPnin Manisa milletvekilidir. Anneannesi emekli öğretmen Nevin Dağlı da hâlâ politikanın içindedir.
Ece, yetenekli genç bir gazetecidir...
Annesi yaşındaki Nazlı mı Nazlı Hanıma yakın tarihi anlatacak kadar bilgi ve birikim sahibidir.
***
Toplumumuzda Nazlı mı Nazlı Hanım gibi faşizme çanak tutan, bunu demokrasi, insan hakları, özgürlükler ambalajıyla safdillere yutturmaya çalışan kadın-erkek bir sürü gazeteci, sözde bilim insanı var...
Hadigiller, Şahingiller, Fehmigiller, Bayramoğlugiller!
Say sayabildiğin kadar!
Bir de yeniyetmeler var Türkçe yazma özürlü...
Sapla samanı karıştırmada uzak ara gidiyorlar, tutabilirsen tut!
Nazlı mı Nazlı Hanım bir dönem Süleyman Demirel, bir dönem de Rauf Denktaşın yanından ayrılmazdı!
Ha, aklıma geldi...
Nazlı mı Nazlı Hanımın Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetinin Girne kentinin denize bakan yamaçlarındaki Bellapais köyünde tarihi bir manastırı var mı, yok mu?

Bellapaiste ki bu tarihi manastır çok görkemlidir.
Siz deyin on odalı, ben diyeyim on iki odalı...
İki İngiliz gay, tarihi köşkü lokanta olarak işletiyordu ve adı da çok ilginçti:
Abbey Houst
Türkçesi Manastır Ev anlamına geliyor...
Nazlı mı Nazlı Hanım bu evi nasıl aldı? Para verdi mi, verdiyse ne kadar?
Acaba sattı mı, sattıysa kaç yüz bin sterlin aldı?
Nazlı mı Nazlı Hanım, 70li yıllarda Özel Harp Dairesinin yani Ziverbeydeki Kontrgerillanın kalemşoruydu. Tercüman haber yapar, Fatsada operasyonlar yapılırdı. Kanlı Maraş katliamında Nazlı mı Nazlı Hanımın yazdıklarını unutmadık biz.
Bırakın otuz yıl önceyi, on dört yıl önce yaşanan Sıvas katliamında neler yazdı, yayımlayayım mı?
Nazlı mı Nazlı Hanımın günahları çok, saymakla bitmez!
Bahçelievler katliamı sanığı Haluk Kırcıyı, polisçe aranırken HBBde canlı yayına çıkarıp savunması, bunun en somut örneğidir.
***

Nazlı mı Nazlı Hanım bugün Sabahta yazıyorsa, bilgi ve birikimi için değil Fethullah Gülen aracı olduğu için yazıyor...
Ergun Babahan, dördüncü sayfadan alıp bilmem kaçıncı sayfaya attı. Birkaç televizyon kanalında bunu dillendirince, Fethullahçılar hemen devreye girdi.
Sonuç?
Ergun Babahanın dediği oldu, bir süre ağlayıp Fethullah Güleni aracı yaptı, uzlaşma sağlandı...
O döneme dikkat edin, Doğan Grubuna göz kırpıyordu, ne olur ne olmaz diye...
Bizde 12 Eylülün faşist darbecilerine alkış tutanlar, Sıvas katliamında Aziz Nesini linç etmeye kalkışanlar, 2008 yılında liberal-demokrat oldular...

Nasıl ama!
hikmet.cetinkaya@cumhuriyet.com.tr
.................................................................................................... .........................................................