Başbakan Erdoğan ile görüşmek için Ankara'ya gelen CIA Başkanı Çuvalcı Petraeus, Irak'ın kuzeyindeki aşiret diktatörlüğünü bir devlet olarak tanırsak, oradaki doğalgaz ve petrolden pay alacağımızı söylemiş.

Hiç kül yutmayan, hırslı ve kindar bir politikacı olan Erdoğan, "1926 İstanbul Anlaşması ortadan kalktığı için, onlar zaten bizim. Başka ne vereceksin, sen onu anlat bakalım" demiştir mutlaka da, bir çuvalın içinden konuştuysa eğer, sesini duyurabilmiş olması biraz şüpheli bence.

Ortaklar daima birbirlerinin iyiliğini istediklerine göre, başbakana yardım etmek amacıyla buradan 'Stratejik' ortağımız ABD'ne bir teklifte bulunmamızda sakınca yoktur herhalde;

Madem ki devletlerin içinde özerk bölgeler olması gerekiyor ve Güneydoğu Anadolu bölgemizdeki feodallere özerklik vermemiz isteniyor...

Madem ki Irak'ın kuzeyindeki aşiret yapısı bir devlet oluyor...

"O zaman, Musul ve Kerkük bölgesi 'Özerk Türkmen Bölgesi' olsun... Batı Trakya ve Suriye'nin kuzeyinde özerk Türk bölgeleri kurulsun... Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti derhal bir devlet olarak tanınsın... Var mısın ortak?" diye bir soralım. Bakalım ne cevap alacağız.

'Stratejik' ortaklıktan, 'Model' ortaklığa yükseldiği iddia edilen ilişkimizin 'Model' mi yoksa 'Maket' mi olduğu, verecekleri cevaptan anlaşılır.

Uluslararası hukuk ile siyasi ve sosyal bütün kavramları ve değerleri her zaman, her yerde ve her konuda Türklere karşı kullanıp, bütün planları hep Türklerin aleyhine yapmak, 'ortaklık' denilebilecek hiçbir faaliyete benzemiyor.

Böyle davranana dünyanın bütün dillerinde aynı isim verilir; 'DÜŞMAN'.

ABD kurulduğundan beri hiç düşmansız kalmadık.

Selçuk TINAZ, 26 Mart 2012