Ne olacak bu CHP'li belediyelerin hali... / Levent BULUT

Ne olacak bu CHP'li belediyelerin hali... / Levent BULUT

İletigönderen Oguzhan34 » Cmt Eyl 30, 2017 14:04

Gazetecilik mesleğinin duayenlerinden Rahmi Turan ağabeyi, Meydan gazetesi döneminden beri takip ederim. Meydan'dan sonra Gözcü gazetesinin başına geçmişti.
Gözcü kapatıldıktan sonra Hürriyet gazetesinde pazartesi günleri köşe yazıyordu.
***
İş aradığım dönemlerdi.
Rahmi ağabeye sosyal medyada çok okunan yazılarımdan birkaçını gönderip yardımcı olmasını istemiştim.
İş konusunda yardımcı olamamış, lakin yazılarımı takdir edip yazmayı bırakmamam gerektiğini söylemişti.
E tabiî yıllardır takip edip okuduğunuz bir yazardan aldığınız "aferin" moral motivasyon açısından tarifsiz katkı sağlıyor.
Keza Yılmaz (Özdil) ağabey de o dönem Hürriyet'teydi ve o da yazılarımı çok başarılı bulmuştu. Sonuç olarak iki kitap sahibi oldum. Ama yaklaşık 3 yıldır meslekte (muhabir, editör) olmama rağmen yazı hayatından uzak kalmasam da yazılarıma tam anlamıyla yoğunlaşamadım. Şimdi ise fırsat buldukça yazıyorum.
"Uzun süredir yazmıyordunuz; Levent Bey neredeydiniz?" diyen okurlar için bu kısa nottan sonra gelelim asıl konumuza...
***
Rahmi ağabeyi doğal olarak hâlen takip eder okurum.
Sözcü gazetesinde "Kılıçdaroğlu ve CHP'li belediyeler" başlıklı yazısında Kılıçdaroğlu'na haklı bir uyarıda bulunmuştu. "Vatandaş yana yakıla belediyeleri şikâyet ediyor" diyen Turan, "Fakat bu şikâyetler AKP'li belediyelerden değil, ne yazık ki CHP'li belediyelerden" demişti.
Emlak vergisinin belediyeler tarafından dört yılda bir tahsil edilen bir servet vergisi olduğunu kaydeden Turan, belirlenen rakamlarda yüzde 700'e varan artışların söz konusu olduğunu kaydetmiş ve Kılıçdaroğlu'na seslenenerek, "Bundan böyle Allah aşkına, lütfen belediye başkanlarını düzgün adamlardan seçin" demişti.
Rahmi ağabey son derece haklı bir uyarıda bulundu ama Kılıçdaroğlu'nun belediyeler konusunda bir adım atacağını, CHP'li belediyelerin de düzeleceğini sanmıyorum. CHP'de en büyük mesele, adında "halk" geçmesine rağmen halktan uzak bir siyaset yapıyor olması.
Bizzat yaşadığım bir olayı aktaracağım şimdi. İlk kez yazıyorum. Yazıyorum ki CHP'li belediyeler ne kadar halktan kopuk ve niçin yüzde 25 barajını geçemediği iyice anlaşılsın.
***
Meslek gereği röportaj, söyleşi vs. yapmak için ve bir engelli vatandaşın durumunu bildirmek için belediye sınırları içinde oturduğum Kartal'ın CHP'li belediye başkanını ziyaret etmek istedim. Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü'nü aradım. Ancak iletişim ve kurumsallıktan uzak bir anlayışla karşılaştım. Telefonu açan hanımefendi, kendini tanıtmadan ve yorgun bir sesle 'Alo' dedi. Şaşırıp "Kartal Belediyesi Basın Yayın ve Halkla İlişkiler Müdürlüğü'nü aramıştım" dedim.
"Evet" dedi.
Kısaca kendimi tanıtıp Kartal'da ikamet ettiğimi, Kartal Un Fabrikası önündeki araçların metroya giderken yayalara engel oluşturduğunu, bu durum yüzünden tekerlekli sandalye kullanan bir engelli vatandaşın, kaldırım yerine cadde üzerinden gittiğini belirterek bu konu hakkında görüşmek istediğimi söyledim. Aramızda şu konuşma geçti:
- Başkanla görüşebilmeniz için belediyeye gelmeniz lâzım.
- İşte bu yüzden arıyorum randevu talep ediyorum. Programı varsa nasıl görüşeceğiz?
- Hayır, buraya gelip dilekçe veriyorsunuz ve uygun görülürseniz aranıyorsunuz.
- İlk kez böyle bir uygulama duydum. Nasıl yani? Oraya gelip dilekçe ya da form mu doldurmamız gerekiyor?.
- Evet.
Üstüne basa basa 3 defa sordum. Yine "Gelip dilekçe verecekseniz" dedi.

Telefonu kapattıktan sonra Kartal Belediye Başkanı'na durumu anlatan bir e-posta attım, şunları sordum:
1) Sizi ziyaret etmek isteyen vatandaşların randevu taleplerini Özel Kalem ile Basın Yayın ve Halkla İlişkiler'de yaptırılmamasının sebebi nedir?
2) Adında "Halk" olan bir partinin belediye başkanı olarak vatandaşları belediyeye getirtip, adı dilekçe mi ya da form mu artık her neyse doldurtup uygun gördüğünüz bir zaman diliminde tekrar belediye çağırarak görüşmeniz "halkça" bir davranış mıdır?
3) Sizden randevu talep edenleri nasıl belirliyorsunuz? Kriterleriniz nelerdir?

Bu e-postanın üzerine Kartal Belediyesi sosyal medya ekibinden biri aradı. Gazeteyi taşra baskısına yetiştirmeye çalıştığımızı ve daha sonra aramalarını rica ettim. Bir saat sonra yine aynı arkadaş arayıp e-postama istinaden aradığını, benim de onlara ayıp ettiğimi, aradıkları zaman 'Daha sonra arayın' dememin şık olmadığından bahsetti.
Şaşırıp kaldım, sanıyorum ki, yukarıda anlattığım durumdan dolayı özür dileyecekler... Aksine özür yerine, suçlama yöneltti ve "Siz ön yargılısınız" dedi. Ayrıca Kartal'ın 500 bin nüfusu olduğunu, 500 bin kişiyle başkanın görüşmesinin mümkün olmadığını söyledi. Daha başka garip sözler etti.
Ben, gazeteci olarak ve aynı zamanda Kartal'da yaşayan bir seçmen olarak başkanla görüşemiyorsam vatandaş nasıl görüşecek?

Bu bağlamda Kılıçdaroğlu'na bir uyarıda ben yapmak istiyorum. CHP'de belediyecilik anlayışını düzeltemediğiniz sürece iktidar olmanız zor; ha 'Küçük olsun benim olsun' diyorsanız o ayrı tabiî.
Levent BULUT
Kullanıcı küçük betizi
Oguzhan34
Üye
Üye
 
İletiler: 214
Kayıt: Cmt Eyl 08, 2012 0:34

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x