Neer gen ek onmuş!!!
ERGENEKON terör örgütü davasının başlar başlamaz verilen bir ara kararla iki gün sonra yeniden başlatılmasına karar verilmesi tüm yurtta, dış temsilciliklerimizde ve yavru vatan Kıbrısta sevinçle karşılandı.
Ara karardan sonra televizyona çıkan eski köy imamlarından Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahinin, tutuklu sanıklarla tutuksuz sanıkların ayrı ayrı yargılanması kararını da veren İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesinin başkanı Köksal Şengünden arkadaş diye söz etmesi ise ayrı bir sevinç fakat aynı zamanda büyük bir merak konusu oldu. Neyse ki İslamcı iktidarın Başbakanı ve Ergenekon davasının gönüllü savcısı RTEnin, şair Fazıl Hüsnü Dağlarcayı rahmetle anmak için Faruk Nazif Çamlıbelin şiirini okuması ile halkın merakı büyük ölçüde giderildi. Meraklanmaya devam edenler için, İslamcı iktidarın Cumhurbaşkanı seçtiği Abdullah Gül, okuduğu şiirden sonra RTEyi hararetle alkışlamak suretiyle hem yüreklere su serpti hem de devletin kurumları arasındaki dengeyi sağladı.
Abdullah Gülün sağladığı denge üzerine çok önemli gelişmeler yaşandı. Dava başlar başlamaz iki gün sonraya ertelenen duruşmanın başlangıcında davanın sanıklarından bir mafya babasının, adil yargılamanın selameti için salonun güvenliğini sağladığı görüldü. Bir sanığın, savunma avukatları arasında yer aldığı fark edildi.
Bir mübaşirin ise duruşmadan sonra tutuklu sanıklarla beraber cezaevine gönderildiği anlaşıldı. Mübaşirin tahliye talebinin yeniden ertelenmezse iki gün sonraki duruşmada ele alınması bekleniyor.
Bu arada dava başlar başlamaz duruşmaların iki gün sonraya bırakılması ve tutuklu sanıklarla tutuksuz sanıkların ayrı ayrı yargılanmasına karar verilmesi üzerine, davaya eklenmesi beklenen ek iddianame ile tutuklu sanıkların ve tutuksuz sanıkların da kendi aralarında yeni gruplara ayrılarak yargılanabileceği gündeme geldi.
Örneğin mesela 50 yaşına kadar olan tutuklu sanıklarla 50 yaşından gün almış tutuklu sanıklar ayrı günlerde, boyu 1.70 metreden kısa tutuksuz sanıklarla boyu 1.70 metreden uzun tutuksuz sanıklar ayrı günlerde yargılanacak. Böylece mahkeme salonunda Avrupa kalitesinde bir ferahlık yaratılacak.
Kalbi sıkışmış, konuşamamış!
FETOŞUN Amerikada yarı vatandaşlık sayılan oturma iznini alabilmek için ABD Göçmen Bürosu ile yaptığı temasların bir kısmı ortaya çıktı.
Bürodakiler, Fetoşu karşılarına alıp konuşmuşlar, niye Amerikada yaşamak istediğine ilişkin sorular sormuşlar. Konuşmaya başlamadan önce Fetoşa doğruyu söyleyeceğine ilişkin yemin ettirmişler ve görüşmeyi videoya kaydetmişler.
Büronun raportörü David Spaulding, yazdığı rapora göre, görüşme sırasında konu cemaatin mal varlığına gelince Fetoş rahatsızlanmış ve yanındaki özel doktorunun hafif bir kalp rahatsızlığı geçirdiğini bildirmesi üzerine görüşme kısa kesilip bitirilmiş ve bu nedenle bazı sorular sorulamamış. Kalbi teklediği için Fetoşa sorulamayan sorulardan bazıları şöyleymiş:
Cemaatin mal varlığı nedir; banka hesaplarında ne kadar para var; bazı bankalarla ilişkileri nedir; paralar nereden geliyor, nereye gidiyor; kimden geliyor, kime gidiyor, satın alınan bunca gayrimenkulün parasının kaynağı ne; İslamcı terör gruplarına verilen maddi destekle cemaat arasında ilişki hangi boyutta; cemaatin eğitim konularındaki amacı ne?..
Vallahi ah kalbim!
Billahi vah kalbim!
Tamamen kalbi bir durum!
Saat
M. Ali Kılınç: Acaba saat kaç? Mesut Barzaninin Türkiyeden toprak talebine iki Aktütün baskını var!
Yağmur Deniz
16 Mart katliamı davası
düşmüş...
Ergenekona yazsalardı!
Ruhsat
Kemal Öncü: Alkollü içkilerin satışına ağır sınırlamalar getirilirken içki içenlere de ruhsat alma zorunluluğu getirilsin!
Pas
Avni Kurtuldu: Pentagonun Tarafa yanlış pası RTEyi ofsayta düşürdü: Siz kimin medyasısınız!
Üniversite
T. Doğan Özdinç: İstanbulda okuyan öğrenciler iki üniversite bitirmiş gibi oluyormuş. Kasımpaşadan yetişenler de başbakan oluyor.
- 16 Mart katliamı zamanaşımına uğratılmış...
Derin hikâye!