Bizler farklı değerlerle yetiştik, yetiştirildik.
Şimdi içi boşalmış olan değerler bizim zamanımızda henüz bu kadar yıpratılmamıştı.
Onun için de sevgiye değer verdik.
Aşka, emeğe, düşünceye, küçüğe, büyüğe, yaşlıya, gence en önemlisi insana değer verdik.
İşimize değer verdik sevmesekte.
Ekmek parası dedik.
Aşımıza değer verdik.
Pahalılık yoktu belki ama kolay bulunmuyordu bazı şeyler.
Her gün gofret çikolata alınmazdı.
Karne hediyesi olurdu belki...
Ama doyumsuz olmadık hiç bir zaman.
Kanaat ettik daima.
Sevdik mi tam severdik.
Öylesine değil.
Önemliydi birine "Benimsin" demek.. Ya da birinin bize "Benimsin" demesi.
İş olsun diye söylenmezdi bu kelimeler. Değer verilirdi "BENİM" denilene.
Korunurdu, kollanırdı, ezilmezdi, ezdirilmezdi.
Belki de tanışmanın verdiği zorluktu bu kadar sahiplenme.
Bu kadar kolay değildi her şey.
Facebook, twitter hesaplarımız ve cep telefonlarımız yoktu.
Komşu çocuklarımız vardı, yolunuz gözlediğimiz bir haber alabilmek için.
3 günde bir aşık olmazdık, olamazdık.
Zorluklarla elde ettiğimiz şeyin kıymetini bilirdik.
Ekmek gibi, su gibiydi aşk...
Ayrılıklar yok muydu? Tabii vardı...
Dünya kurulduğundan beri var olan şey bizim zamanımızda da vardı. Sevgimize sahip çıktığımız gibi, ayrılığımıza da sahip çıkardık.
Yıllar sonra gördüğümüzde birbirimizin gözünün içine bakamayacak durumda olmazdık.
Vatana değer verirdik, Bayrağa değer verirdik, dilimize değer verirdik. Yha, bys, nslsn, gzlmş demezdik. Ulusal değerlerimiz vardı. Maillerle, videolarla sahip çıkmazdık Vatan'a. Kalbimizle, yüreğimizle sahip çıkardık.
İçi boşaltıldı her kelimenin, her duygunun.
Her şey çok kolay elde edildiğinden belki de; kopyala yapıştır aşklar, delete ile son bulur oldu.
Güven kelimesi kimsenin umurunda değil artık.
Yalan söylemek bir bardak su içmek kadar kolay.
Sahip olduğu niteliklerle değil, facebook ve twitterin'da ne kadar çok isim ve takipçi olduğu ile değerlendirilir oldu insanlar.
İki ucu keskin bir bıçak olan Teknolojiyi bizler en keskin tarafıyla kullandık.
Biz sanalı kullanmadık, sanalın bizi kullanmasına izin verdik. Mahallelerimiz kayboldu, komşularımız çıktı yaşamımızdan. Şehirleşmeye çalışırken, şekilleşmeye başladık.
Başkası gibi, başkaları gibi olmak için sahip olduklarımızdan vazgeçtik.
Biz kimdik?
Siz kimdiniz?
Ne oldu bize ?
Nerede HATA yaptık ?
Levent Bulut
leventbulut@haberokur.com