News of Faruk HAKSAL

Çok seslilik nedir?..
Aynı notanın, birden çok kişi ve müzik aletleri ile birlikte çalınması.
Hayır değildir!
Aynı melodi, birden çok insan ve alet sesinin iştiraki ile çalınır ya da söylenirse, “çok sesli” müzik oluşmaz.
Aynı düşüncenin birden çok kişi tarafından, aynı açıdan ama, farklı farklı köşelerden anlatılması nasıl çok sesli bir düşünce platformu oluşturmuyorsa, müzikte de öyle...
Farklı oktavlarda oluşturulan bir melodinin ya da birbirinden farklı ama birbirleri ile uyumlu seslerin aynı anda insanın kulağının ...

Yusuf Albayrak bir emniyet müdürü.
Emniyet müdürü, emrinde çalışan emniyet müdür muavini tarafından “mevcutlu olarak” adliyeye götürülüyor.
Suç: çıkar odaklı suç örgütü kurmak ve yönetmek…
Savcılık emniyet müdürünün ifadesini alıyor ve tutuklanması talebiyle mahkemeye sevk ediyor.
Mahkeme dosyayı inceliyor…
Ve sonra…
Emniyet müdürünün tutuksuz olarak yargılanmasına karar veriyor.
Niçin?..
Emniyet müdürü kaçamaz mı?
Kaçabilir.
Deliller toplanmamış mı?
Toplanmamış olabilir.
Dosyada “kuvvetli suç şüphesi” yok mu?
Düşünün hele, siz bir emniyet müdürünü kuvvetli suç şüphesi olmadan ...

Şükrü Saraçoğlu stadında 40.000 Aziz Yıldırım’ın feryadı, hakemin hazırlık maçını tatil etmesi ile “ertelendi”…
Ertelendi, diyoruz, belki siz “bir başka bahara kaldı,” diyebilirsiniz.
Aziz Yıldırım’ların saha girmesi doğru değildi.
Belli medya mensuplarını dövmesi doğru değildi.
Medyaya ayrım gözetmeden sövmesi doğru değildi…
Ama doğru olan bir şey vardı: Bu tepki haklıydı, anlamlıydı, güçlüydü!..
Peki medyanın suçu neydi?..
Lig TV ekranlarına çıkan bir medya yetkilisi şunları söylüyor:
- Evet, haklısınız, Şike Soruşturması dosyasında gizlilik kararı vardır. Ama ...

Libya lideri niçin topun ağzındadır?
Çünkü Libya halkı, Afrika kıtasının en yüksek yaşam standardı içinde yaşamaktadır.
Çünkü sağlık hizmetleri, eğitim ve yakıt Devlet tarafından bedelsiz karşılanmaktadır…
Çünkü Kaddafi’nin Libya’sı, Afrika’da bebek ölümlerinin en düşük olduğu ve ortalama yaşam süresinin en yüksek olduğu ülkedir.
Kaddafi iktidara geldiğinde okuma yazma oranı nüfusun % 10’unun altında idi.
Bu oran şimdilerde % 90’ın üzerindedir.
Ülkedeki yetersiz beslenme oranı % 5’in altındadır.
Amman dikkat!.. Bu oran Amerika’dan daha düşük bir ...

Sinek küçüktür, ama mide bulandırır…
Küçücük bir mahlûk, ama insanın böğründe biriken kocaman bir tiksinti…
Sinek hangi ortamda ürer?
Hangi ortamda beslenir?.. Ve hangi ortamda cesaretlenip, konar ve insanı ısırır?... Bu soruların yanıtlarını biliyor musunuz?
Tabii ki, biliyorsunuz.
Peki o zaman, bu yazının yazılış amacı ne ola ki?
İşte bu nokta önemli.
Biz yine de yazmaya devam edelim…
Herşeyden önce sinek, bir pislik “ortamı”nda doğar, gelişir ve serpilir.
Ortamınız temiz ise, sineğiniz yok demektir!..
Önemli ...

Uygar insan, demokratik haklarının her birine sahip çıkmalı ve hepsini eksiksiz olarak kullanmalıdır.
Örneğin, okuma yazma hakkına, kültürlü olma hakkına, adam olma imkânına mutlaka sahip çıkmalı ve bu hak ve imkânları sonuna kadar kullanmalıdır…
Ama çağımız yarış dünyası…
“Benden sonrası tufan” dünyası…
Dolayısıyla uygar insan, eğer çağdaş bir birey olarak bugünün çöplüğünde nefes alıyorsa, aynı zamanda, herkesin üstünde ve önünde olma hakkını da kullanmalı… “Ben!” demeli, Yeni Dünya Düzeni tarikatının çağdaş mensubu ve ...

Evet, ne yazık ki, hukukçuyum…
Ne yazık ki, içinde bulunduğumuz, tanımlanması oldukça zor olan bu dönemde bu mesleği yapıyorum.
Çarşıda pazarda, evde komşuda önüne gelen soruyor:
Soru, kat mülkiyeti ile, alacak-verecek ilişkisi ile, ticaretle, cinayetle, sövme ile, soyma ile ilgili olsa, kolay…
Soru zor…
Soruların içinde yaşanılan zaman diliminde yanıtlarını bulmak çok zor…
Hukuk, hiç bu kadar kirlenmemişti bu ülkede…
Hak arayışı hiç bu kadar umutsuz bir mecraya dökülmemişti.
Adalet, hiç bu kadar onun bunun ...

İlhan Selçuk’un 1971 yılında sıkıyönetim mahkemesinde yargılanarak beraat ettiği davanın iddianamesi, yapılan arama sonucunda Doğu Perinçek’in arşivinde bulunmuş…
Bulunmuş da ne olmuş?..
Ergenekon savcısı tarafından suç delili olarak dosyaya konulmuş.
Konulmuş da ne olmuş?
Bu önemli delil, “Hükümeti zor kullanarak yıkmaya teşebbüs” edildiği iddiası ile düzenlenen iddianamenin önemli bir unsuru olarak dosyasındaki “DEĞERLİ” yerin almış.
Peki, sonra ne olmuş?
Dağ fare doğurmuş…
İnsan düşünmeden edemiyor…
Binlerce sayfa iddianame yazacaksınız, çuvallar dolusu delil toplayacaksınız… Peki, bütün ...

“Hikâye bu,” deyip geçmeyin.
Özellikle de uydurma olmayan, gerçek hikâyeleri, sakın ha buruşturup, bir kenara atmayın.
Çünkü bu gerçek olayların “hikaye” vasfını kazanarak, dilden dile dolaşabilmesi için birden çok niteliğinin bir arada bulunması gerekir.
Örnek mi istiyorsunuz?..
Okuyun o zaman aşağıdaki gerçek öyküyü:
Sibirya’nın köylerinden birinde adamın birinin cenazesi, matemli ailesinin önü-sıra mezarlığa doğru götürülüyormuş. Cenaze alayı mısır tarlasının içinden geçerken, birden onu sırtlayan köylülerin elinden kayıp, dereye düşüvermiş. Tabutun aralık olan kapağı ardına kadar ...

Şairin biri,
- Ah ile vah ile geçti bu ömür, diye haykırmış gününü çark haline getirip, öğüten kaderin cilvesine…
Bir diğeri,
- Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine, buyurmuş…
Biz farklı menzillerden ateşlenen bu iki dizenin arasına sıkıştırdık geçtiğimiz iki haftalık zamanımızı!..
Baktık…
Silahlı terörün aldığı canlara hayıflandık biteviye:
- Kanları yerde kalmayacak!..
Sonra PKK’nın sanal parlamentosundan açıklanan “Özerklik” ilanına şaştık kaldık…
Sustuk, pıstık, apıştık “Ankara – medya – ...