Kardeşlerim, ağustos başına kadar ART programlarına ara verdik, önce devam etmeliyim kararındaydım ancak program arkadaşım Gaye bir aile düğününde bulunmak zorundaydı fakat ben de çok yorulmuştum ve bir buçuk ay kadar ara verelim dedik. Tahminim geçmiş programlar yani arşiv yayını yapılacak. Aslında beni yoran konferanslar, bir şehre gitmek oradaki insanlara konuşmak tanışmak ve sıcak temasta bulunmak güzel ancak birkaç günüm heba oluyor. Hem yazmak hem de konuşmak için dünyadan uzak kitapların ve kendinle başbaşa kalmalısın ve unutmayın yazarlık ya da TV için mutlaka seri tempolu çalışma şarttır..
Kardeşlerim, belki ülkenizde belki dünyanın bir başka ülkesinde örneğine rastlanmayacak kadar sansür ve ambargo altındayım, konuşmalarım yazılarım aklınıza gelmeyecek kişiler ve kurumlar tarafından profesyonel bir incelikle yıllardır engellenmektedir. Bu yüzden sayıları yüzbinleri varan Facebook takipçilerine çok şey borçluyum, başta Alper hepinize çok teşekkür ediyorum. Ancak, diyelim, hem SKY'daki hem de Lale Şıvgın'la yaptığım sayıları ellinin üstündeki programlarından video parçaları maalesef sizlere ulaşamadı, bu teknik imkansızlık da şüphesiz hem maddiyatla hem de fazladan mesai isteyen bir şey, bu yüzden gönüllü arkadaşların bu videoları kendilerince bu siteye göndermelerinden başka şansımız da görünmüyor..
Sizinle sıradan günlük hayatıma dair şeyler de bölüşmek istiyorum, mesela geçtiğimiz üç ay içinde 20'ye yakın şehir kasaba ya da üniversitede konuşma yaptım. Bu toplantılar benim de ülkemi insanları ne düşündüklerini anlamam için çok faydalı. Ancak bir de şöyle düşünün, üniversite ve gönüllü dernekler için asla söylemiyorum, sadece belediyeler için şikayette bulunmak istiyorum. Mesela gittiğim her belediyede iki saatlik konuşma yapıyorum ve bulunduğum her salonu kargaşa izdiham çıkacak kadar ağzına kadar dolduruyorum. Ve belediye yetkilileri diyelim sıradan bir şarkıcıya dahi yirmi milyar otuz milyar lira para öderken bize de bir plaket verip ve bazen bir kuru fasulye yedirip gönderiyor.. Ben emekli değilim, hiçbir yerden maaş almıyorum, sadece yazılarım ve konuşmalarımla geçiniyorum ve bir konuşma için bir kaç günüm heba oluyor, işte bu tür şeyler ağrıma gidiyor.
Beni festivallerine davet etmek için kırk kez ararlar bin kez ricada bulunurlar olmadı araya kıramayacağım insanları sokarlar ve sen işini gücünü mesaini bırakıp iki üç günlük yola gidersin ve gördüğün sahne şu, osuruktan tabir edilen sanatçılar da aynı festivalde ve milyarlarca para alıyor, kimse kızmasın ama bir şarkıcı üstelik aynı şarkıları yani ezberindeki bilindik repertuvardan okuyor, bense, her hafta başka bir konuşma diyelim gündeme göre bir konuşma yapmak zorundayım, yani benim hazır otuz yıldır aynı şarkıları söylediğim bir repertuvarım yok.. Ve belediye başkanları beni çok güzel ağırlıyor, iltifatlar özen göstermeler nasıl incelikli ve güzel anlatamam, ama, burada Aziz Nesin gibi bağırmak istiyorum. Ben hiçbir yerden maaş almıyorum sigortam yok, emekli maaşım yok, o kurum bu kurum yok, sadece yazdıklarım satarsa, o kadar..
Hayatım boyunca kimseyle para konuşmadım kimseden para talebinde bulunmadım ancak bu şarkıcıya milyarlar ver yazara plaket ver gönder durumu artık canımı sıkmaya başladı, bir çözüm bulmak zorundayım ve nasıl yaşadığımı merak edenler de bunları mutlaka bilmeli.
Alper'e ve siteye katkıda bulunan arkadaşlara çok çok teşekkür ediyorum, ayrıca Alper bir şekilde ya ART'yi arayıp program sekreteri Tuba'dan ya da benim vasıtamla Lale Şıvgın'la yaptığım yirminin üstündeki programlara mutlaka ulaşmalı..
Bir de şunu söylemek istiyorum, bu sitede okuduğum yorumlarda bir çok arkadaş, Nihat Genç sağcı mı solcu mu nedir diye merak ediyor, bu soruların cevabı kitaplarımdadır, unutmayın, Berlin Duvarı'nın çöküşünden sonra dünyada sağcılık ve solculuk ideolojik duruşlarını kaybetti, artık bambaşka bir dünya tartışılmaya başlandı, diyelim Avrupa Birliği... Tüm insanlık dünya solunun büyük dertlerini baş tacı etmiş ve hayatın vazgeçilmezi kabul etmiştir, diyelim, altta kalanların ezilenlerin yoksulların çaresizlerin işsizlerin yanında olmak gibi, ve bugün tüm dünya, sağcılığın aile, ülke, gelenek gibi vazgeçilmez değerlerinden dünyalar değişse hiçbir şekilde zırnık taviz vermiyor, bizler gibi, topraklarımızın bağımsızlığı ve geleneğimizden süzülmüş mükemmel insani değerler bizlerin herşeyidir, hepsini birlikte yanyana yorumlamaya başladık işte. Sanırım bir ideolojik fetret dönemine girildi, birkaç on yıl daha, hem sağcılık hem solculuk kökten tartışılıp eleştirilerek çok daha mükemmel insanlık değerleri ortaya çıkacak.. Benim yaptığım insanlık değerlerini her şekilde savunmak ve ülkemin bağımsızlığını ve geleneksel değerlerini de iman gibi yeni nesle anlatmak.
Bir de şunu söylemek istiyorum, ben bu topraklarda bir bağımsız yazar yaşayabilir mi diye yola çıktım, öyle ambargolar öyle iftiralar öyle vahşi gizli duvarlar gördüm ki neye uğradığımı şaşırdım ama yoluma devam ettim, işte bu sansürlerin en zor gününde sizler yüzbinlerce beni kucakladınız ve önümü açtınız, söylemek istediğim, sağolun, sizlerin ilgisi bu topraklarda onun bunun adamı olmadan hiç kimsenin kölesi müridi olmadan da bir bağımsız yazar olabilir, evet olabilir.. İşte bunun için Nihat Genç yoluna devam edecek, Nihat Genç'i hiçbir sansür durduramayacak, bu toprakların güzel onurlu soylu çocuklarına bu bağımsız bir yazar yaşayabilir düşüncesine destek verdikleri için çok çok teşekkür ediyorum.. Saygıyla..
http://www.facebook.com/notes/nihat-gen ... 0646393224