Normalleşme

Normalleşme

İletigönderen bezgin » Prş Eki 08, 2009 15:22

Normalleşme


Deniz Som - 8 Ekim 2009 - Cumhuriyet

TÜRKİYE ile Ermenistan arasındaki ilişkilerin normalleştirilmesi amacıyla protokol hazırlandı ya… Medya bu işi kamuoyuna normalleşme diye duyuruyor ya… İktidar, normalleşmeyi sağlıyor ya… Bülent Esinoğlu “Hiçbir şey almadan vermenin adı ‘normalleşme’ oldu” diyor:

“Amerika’nın talimatları ile memleket yönetme diye işte buna derler. Ermenistan’la normalleşme adına hiçbir şey elde etmeden neleri kaybettik alt alta sıralayalım:

Haysiyetimizi kaybettik.

Dedelerimizin katil olduğunu kabul ettik.

Azerbaycan’ı kaybettik.

Doğu’nun tüm kapıları yüzümüze kapandı, kardeş kapılarını bile kaybettik.

Enerji üssü olma şansını kaybettik.

Önce haysiyetten başlayalım. Neden haysiyetimizi kaybettik? Çünkü onurlu bir millet talimatla iş yapmaz. Ulusal çıkarlarını öne çıkarır.

Ermenistan ile sınırlarımızı belirleyen, üstelik Ermenilerin kendi imzasını taşıyan Kars Antlaşması’nı tanımayan bir ülke ile yeniden masaya oturmak, kaybetmektir. Ermenistan sınır kapısının açılması demek, Doğu’nun tüm kapılarının yüzümüze kapanması demektir.

Ermenistan’ı kazanamayacağımız gibi, üstelik Azerbaycan’ı kaybettik. Türk Cumhuriyetlerinden gelecek enerjinin üssü olma şansını yitirdik. Artık olsak, olsak bir nakil ülkesi olabiliriz. Bu durumu Hıristiyan ülkeler elbette destekler. Bunu bir matahmış gibi, ‘Falan ülke de Ermenistan-Türkiye ilişkilerinin normalleşmesini destekliyor’ diyerek halkı kandırırlar ama bu ilişkilerin normalleşmesi değil, Türkiye’nin anormalleşmesidir.

Amerika’nın güdümündeki siyasi İslamın normalleşmeden anladığı; Amerikan talimatlarına uyarak, ülkemizden bir şeylerin verilmesidir.

Bölücü Kürtlere devlet ver, normalleş!

Kıbrıs’ı ver, normalleş!

Katilliği kabul et normalleş!

Osmanlı da böyle normalleşe, normalleşe 1919’a gelmişti. Sonra geriye dönüp bir bakıldığında imparatorluk diye bir şey kalmamıştı.

Evet, Osmanlı hanedanı da, kendi saltanatta kalsın diye her şeyi vermişti. Başta haysiyetini verdi, arkasından toprakları verdi.”

Açılımın amacı ara açmak!

HENÜZ açıklanmamış olsa da açılımın açılımının belli olduğunu söylüyor Kemal Öncü:

“Çankaya’daki AKP’linin ‘tarihi fırsat’ diyerek müjdelediği açılımın ne menem bir şey olduğu hâlâ tartışıladursun, açılım sürecinde yaşananlarla ‘açılım’ derken yüzyıllardır birlikte yaşayan Türk ve Kürtlerin ‘arasının açılması’nın kastedildiği anlaşıldı! Bugüne dek birbirlerinin etnik kökeninin ne olduğunu merak bile etmeyen insanlar ‘açılım’ gündeme getirildi getirileli birbirine diş biler oldu, araları açıldıkça açıldı…

Öte yandan ortada fol yok yumurta yok iken ‘tarihi fırsat’ diyerek açılımın düğmesine basan Çankaya’daki AKP’li, Meclis’in açılışında yaptığı konuşmada ‘Eğer biz bu açılımı kendi irademizle yapmazsak, başka güçler yapar, bu meseleyi çözer’ diyerek ‘başka güçler’ adına ‘milli irade’ye gözdağı verdi!

Bu arada Türkiye Cumhuriyeti’nin en yüce makamında, ‘Kendi sorunlarımızı biz kendimiz çözeriz, süper güç bile olsa başkalarının iç işlerimize karışmasına asla izin vermeyiz, biz Irak değiliz” diyebilen bir devlet adamı değil, ‘başka güçler’ adına Türk ulusuna aba altından sopa gösteren bir AKP’linin oturduğu da anlama özürlüler dışındakilerce kuşkuya yer bırakmayacak şekilde anlaşılmış oldu.”


Türk

Işık İşgüden : “600 yıl ‘hödük’ sayılan, 300 yıl ‘şamar oğlanı’ yapılan Türk’e 80 yıldır ‘ne mutlu’ olması çok görülüyor!”

Yağmur Deniz

Gül: Üniversiteler üst seviye

siyaset yapmalı…

Seviye

tespit

sınavını da AKP yapmalı!

Bölücü

Aydın Türkaydın: “Önce duble deyip yolları böldüler. Sonra laik diye insanları. Şimdi de açılım diyerek ülkeyi bölüyorlar!”

Faşist

İlker Çamkır: “Eğer bugün yaşananlar demokrasi ise, Hitler’e neden faşist diyorlar?”

Nazi Almanyası’nda papaz Martin Niemöller’in günlüğünden: “Önce sosyalistleri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü ben sosyalist değildim. Sonra sendikacıları topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü sendikacı değildim. Sonra Yahudileri topladılar, sesimi çıkarmadım; çünkü Yahudi değildim. Sonra beni almaya geldiler; benim için sesini çıkaracak kimse kalmamıştı.”
İşgâlciler ölmeli! :turkiye:

"Bir ülkenin nüfusunun yarıya yakın bölümünün bir bölgede, dörtte birinin bir şehirde yaşaması, başlı başına tezgahtır."
Kullanıcı küçük betizi
bezgin
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 1394
Kayıt: Prş Eki 30, 2008 1:35

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x