maydonos yazdı:ozkokun yazisini okuyun da artik nerenizle gulersiniz bilemem.ozal kurt degil miydi?adam diyor ki siz hic bir kurdu caumhurbaskani secermiydiniz?tanrim kaye su yaziyi ibretlik olarak suraya koyunda su turkiyenin en buyuk gazetecisi ile biraz kafa bulalim.

Bir Kürt'ü seçer miydinizDÜN sabah saat 05.30da kendime şu soruyu sordum:"Bir Türk için bir Kürtü cumhurbaşkanı seçmek, bir Amerikalı için siyah bir Amerikalıyı seçmekten daha mı zordur?"
Bir bölümümüze veya çoğumuza bu soru manasız, ondan da öte tehlikeli gelebilir.Ne yalan söyleyeyim, sabahın 5inde bir an kendimi, bu soruyu sorup, cevabını ararken buldum.
* * *
Bu soruyu manasız bulanların sığınabileceği şöyle haklı bir gerekçeleri olabilir:

Türkiyede bugüne kadar hiç mi Kürt başbakanımız, cumhurbaşkanımız olmadı?
Doğru, oldu.
Ama bu kişilerin hiçbiri, o makamlara,
"Kürt kimliğini", derisine renk olarak işlemiş biçimde oturmadı.
O nedenle, aynı soruyu şöyle sormak daha doğru olur.
"Bir Türk, açık açık
Ben Kürdüm diyen birini cumhurbaşkanı seçmek için oy verir mi?"
Bu gerçek bir demokrasi testidir.
Samimi olarak, siz bu soruya ne cevap verirsiniz?
Büyük bir iç rahatlığı ile
"Evet" diyebiliyor musunuz?
Tahmin ediyorum, şu sıralar, en azından önemli bir bölümümüz
"Evet" cevabı vermekte zorlanacaktır.
Yani, bugün Hürriyetin manşetine koyduğumuz
"Amerikan ihtilali" gibi bir ihtilalin Türkiyede de gerçekleşmesi, tekrar ediyorum, bugün için o kadar kolay değil.
* * *
Bu tahmin, eğer ülkemize ait bir gerçeğin ifadesi ise, o zaman şu sorunun cevabını da aramalıyız.
Neden böyleyiz?
Karakter olarak, böyle bir demokratik olgunluğa sahip değil miyiz?
Buna inanmıyorum.
Türk halkının demokratik olgunluğu bugün dünyanın birçok köklü demokrasisine parmak ısırtacak düzeydedir.
Bugün bu soruya o kadar rahatlıkla
"Evet" cevabı veremiyorsak, bunda,
"Türklük" adına yapılan yanlışlar kadar, son 25 yılda,
"Kürtlük" adına yapılan yanlışlar da çok önemli rol oynadı.
Bundan 15-20 yıl öncesine kadar, ırkçılığın en ilkel örneklerine sahip olan Amerikan halkı, o ülkede henüz ikinci kuşaktan gelen siyah Amerikalı bir vatandaşına oy verip başkan yapabiliyor.
Çünkü siyah Amerikalıların, gırtlağına kadar teröre bulaşmış bir PKKsı yok.
Ku Klux Klanını da bitirmiş, Siyah Panterlerini de.
Böyle olunca da, etnik aidiyetini derisinin rengi olarak taşıyan siyah derili biri başkan seçildiği akşam yaptığı konuşmada, derisinin rengine hiç atıfta bulunma ihtiyacı duymuyor.
İşte o nedenle, ırkçılığı ile ünlü eyaletlerinde bile, Cumhuriyetçilerin kalelerini yıkabiliyor.
Değişim talebinin üzerine ne çarşaf geçiriyor, ne türban takıyor, ne de siyah bir ambalaja sarıyor.
Dün sabah saat 5te bu soruyu kendi kendime sordum ve düşünmeye başladım.
Din duyguları üzerine siyaset, etnik temel üzerine siyaset bize nelere mal oluyor...
Önümüzdeki yıl yerel seçimlere gidiyoruz.

Terör örgütü ve DTP ne diyor?
"Kürtler Kürtlere oy versin."Hatta o bile değil.
Kürtler, örgütün Kürtlerine oy versin...
O zaman geriye ne kalıyor?
"Türkler de Türklere..."Ya pis kokudan geçilmeyen sokaklar, içinden pislik dereleri akan mahalleler, toplanmayan çöpler?
O hiç önemli değil...
Değişim başka bir bahara...
İşte bu yüzden Amerika,
"rüya gören" ve rüyalarını gerçekleştiren insanların ülkesi.
Bizimki ise, her gece kábus görüp, kan ter içinde uyanan zavallı bizlerin...
* * *

Tabii bu arada seçimi kaybeden
McCainin aldığı oya da dikkatinizi çekerim.

Yüzde 47...
Başka ülkelerde yüzde 47 ile
"milli irade" olunamıyor.
Yüzde 52 alanlar da ben tek ve tanrısal
"milli iradeyim" demiyor, diyemiyor...
Kaynak...