'Öcalan'a daha özenliydiler'

Genel & Güncel Konular

'Öcalan'a daha özenliydiler'

İletigönderen Gilda » Pzt Tem 07, 2008 22:23

Ergenekon soruşturmasını değerlendiren Cindoruk önemli bir hatırlatma yaptı:

Öcalan’a gösterilen özen generallere gösterilmedi.

Ergenekon soruşturmasını değerlendiren Hüsamettin Cindoruk önemli bir hatırlatma yapıyor: “Gözaltına alınan emekli askerler, PKK’ya karşı yıllarca savaşmış. En azından Öcalan’ın yargılanmasında gösterilen özen onlara da gösterilmeliydi!” Bir de ciddi uyarısı var Cindoruk’un: “Askerlerin, komutanlarına yapılanları içlerine sindirdiklerini sanmıyorum!”

28 Şubat’ı da sayarsanız, aktif siyasi hayatında tam üç buçuk darbe yaşamış, iki anayasanın hazırlanışına şahit olmuş, parti başkanlıkları, Meclis Başkanlığı, hatta Cumhurbaşkanlığı Vekilliği yapmış merkez sağın önde gelen ismi Hüsamettin Cindoruk, aynı zamanda yılların hukukçusu...Yargının, Türkiye’nin geleceği açısından her zamankinden çok öne çıktığı bugünlerde, bir yandan da uzun süredir unuttuğumuz darbe söylentilerinin yeniden fısıldandığı bir ortamda, sorularımıza en açıklayıcı yanıtları ondan başkasından alamazdık diye düşündük.

Cindoruk, bize Ergenekon soruşturmasında yapılan hataları bir bir anlattı. Yargısal usullerin ayrıntılarına da girerek... Gözaltına alınma biçiminden tutuklanma süreçlerine kadar... Örnek mi, işte size dikkat çekici bir tane; “Öcalan’ın yargılanması sürecindeki özen emekli paşalara gösterilmedi!” Bir de siyasi saptamasını verelim, ki o daha da dikkat çekici, hatta tedirgin edici: “Bir kurumun başını tutukladığınız zaman reaksiyonları hesap etmek zorundasınız. Askerler rahatsız!”

OKKIR’IN ÖLÜMÜNDEN HEM SAVCI HEM DE YARGI SORUMLU

Ergenekon soruşturması kapsamında, emekli orgenerallerin gözaltına alınıp sorgulanması, hatta tutuklanması siyasi tarihimizde bir ilk. Nasıl yorumluyorsunuz?

Benim baktığım fotoğraf şudur: Bir defa hukukçu olarak da, siyasetçi olarak da bilmediğim bir davanın içine girmem. Yalnız davanın metoduna bakmakta fayda var. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (AİHS) 5. Maddesi’ndeki birtakım hükümleri, yargı tahkikat sırasında dikkate almadı. Almadığı için de ihtilaflar çıktı, sıkıntılar başladı. Bu kadar uzun süreli iddianamesiz tutukluluk hali olmaz. Özellikle o 5. Madde’de bu yazıyor.

“Bir iddianamenin süresi makul olmalıdır” diyor. Hatta Nabi Yağcı, Nihat Sargın davasında çok kesin kararı var. Yargının metodolojisi yanlış ve Anayasa’daki hükümlere aykırı olmakla kalmıyor, AİHM’deki kararlara da aykırı. 13 ay süreyle iddianame olmaksızın insanları tutuklu tutamazsınız. Adalet katıdır, ama kaba değildir. Adalette nezaket de vardır, insaniyet de vardır, hukukun zarafeti de vardır. Bu sanıklardan biri, Kuddusi Okkır, eğer ölüm döşeğinde serbest bırakıldıysa ve sonra da öldüyse, bundan hem savcı sorumludur, hem de tutukluluk halini kaldırmayan yargı. Savcı ve hakim kendisini sorumsuz, aşırı güçlü sayamaz. Hepimizin gücünün sınırı hukuktur.

Ciddi bir iddia olmasaydı bunca süre tutuklu tutabilirler miydi peki?

En son tutuklamaları veya sorgulamaları bilmiyorum ama ilk sorgulamalardan bu yana geçen süreçte mutlaka sanıkları ve avukatlarını iddianameyle tanıştırmak lazımdı. Bir kere 2 bin 500 sayfa iddianame olmaz. En ağır ceza davasında bile 25-30 sayfalık bir iddianameyle fikrinizi söylersiniz. İddianamenizin temellerini sanığa ulaştırırsınız. 2 bin 500 sayfa dosyada evrak olabilir, dayanaklar, belgeler, çeşitli deliller olabilir. Onları avukatlar inceler...

Ama bir de başka bir şey var, yine AİHS’nin 5. Maddesi’nde yazıyor: Sanıklar hakkında gizli tahkikat yapabilirsiniz ama gizemli tahkikat yapamazsınız. Bunlar, gizli tahkikat değil, gizemli tahkikat. Sanığa diyorsunuz ki, ’Sizi tutukluyorum ama suçunuzu gizlilik kararı olduğu için söyleyemiyorum.’ Veyahut ’Sizi gözaltına aldım, ne var ki gizlilik kararı nedeniyle suçunuzun niteliğini, niceliğini anlatamıyorum.’ Bu bir gizemdir. Oysa sır olmaz adalette. Gizlilik olur ama her ceza davasında, her hazırlık soruşturmasında sır olmaz.

En azından savcı, sanıklar hakkında birtakım bilgileri onlara tebliğ etmekle, bildirmekle yükümlüdür.

Delilleri açıklamak zorunda olmayabilir ama insanları niçin yargıladığını, neden tutukladığını, neden gözaltına aldığını söylemek zorundadır. Bu tahkikatın eksiği budur. Kemal Alemdaroğlu ve İlhan Selçuk ne dediler? ’Bize gizlilik olduğu için daha fazla bilgi veremeyeceklerini söylediler.’ Böyle bir şey olmaz. Sanığa karşı gizlilik olmaz.

Dediğim gibi gizlilik başka, gizem başka. Bir sır perdesi altında ’Ben sizi ihtilale teşebbüsten veya darbe yapmaktan tutukluyorum’ denilemez. O sadece bir klişe laftır. İşin özünü sanık bilmek zorundadır. Neden? Öteki taraf nasıl bir iddianame hazırlığı içindeyse bir seneyi geçen süre içinde müdafaa da, savunma da delillerini hazırlamak zorundadır. Yarın mahkemede karşılaşacaklar çünkü.


MİNE ŞENOCAKLI/Vatan
yalakalar cok oldukca aydinlik tabiki los isikta nazli kiz gibi olur....
Kullanıcı küçük betizi
Gilda
Üye
Üye
 
İletiler: 1078
Kayıt: Pzt Mar 12, 2007 12:58
Konum: kendimden...

İletigönderen Çetin Taş » Sal Tem 08, 2008 14:26

Cindoruk.Demirel.Mesut Yılmaz.Tansu Çiller.Geriye doğru gidersek tüm merkez sağ parti lider ve yöneticileri.
Hepiniz suçlusunuz.

-Dinin siyasallaşmasına DUR demediğiniz,diyemediğiniz;
-feodalizmi bitirmediğiniz ve bitiremediğiniz;
-cehaleti engellemediğiniz ve engelleyemediğiniz;
-bu ülke insanlarının tamamını-sağcısı ve solcusu ile liberali ve futbolcusu ile kucaklamadığınız ve kucaklayamadığınız;
-sanayileşmeyi beceremediğiniz;
ve daha nice nice nice şeyleri beceremediğiniz ya da kasten becermediğiniz için suçlusunuz.

Bugünkü durum hep sizlerin suçunuz.

İstediğiniz kadar günah çıkartın.
Kemalistim.Vatanımı her şeyden çok seviyorum.
Kullanıcı küçük betizi
Çetin Taş
Üye
Üye
 
İletiler: 2354
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 22:02


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x