"Öcalan'ın postacılığına razıyım"

Genel & Güncel Konular

"Öcalan'ın postacılığına razıyım"

İletigönderen antalyalim » Sal May 12, 2009 6:53

İSTANBUL - - Gazeteci Hasan Cemal, Kandil'e çıktı olay oldu. Terör örgütünün 1 numaralı ismi Murat Karayılan ile yapılan olay röportaja destek de var tepki de.

Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, Hasan Cemal'i kutlayanlar arasında. Genelkurmay'a açık dilekçe yazan Özkök, Abdullah Öcalan görüşmek için yanıp tutuşuyor. Öyle ki barış adına postacılığa bile razı olduğunu sözlerine ekliyor.

Birçoklarının cesaret edip söyleyemediğini Özkök dillendiriyor. Hasan Cemal'in ses getiren röportajı kadar, Özkök'ün çağrısı da çok konuşulacak gibi.

"(...)Bundan bir buçuk yıl önce Genelkurmay Başkanlığı'na başvurarak, "İmralı'da Abdullah Öcalan ile görüşmek istediğimi" bildirdim. "İnceleyeceğiz" dediler ama evet veya hayır diye bir cevap gelmedi.

Şimdi kamuoyu önünde talebimi tekrarlıyorum.
Aynı talebimi, bu açık dilekçeyle yeni Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e de iletiyorum. Bu görüşmenin ve sonunda yayınlanacak mülakatın Türkiye için çok hayırlı olacağına eminim.

Bana göre, başta Cumhurbaşkanı Abdullah Gül ve Başbakan Tayyip Erdoğan, Hasan Cemali hemen davet edip oradaki havayı birinci elden dinlemelidirler.

(....)Bir süre önce Türkiye, Güneydoğu ile ilgili gelişmelere psikolojik olarak kendini hazırlamalıdır diye bir yazı yazdım.
Geçen pazartesi Nuray Mert, Hürriyetteki köşesinde, bunu daha da açıkça ifade eden bir yazı yayınladı.
Şuna kesinlikle inanıyorum: Türk kamuoyu artık bu tür gelişmelere yatkın hale geliyor.

(...)PKK, silahlı mücadeleyle bu ülkeyi bölemeyeceğini anladı.
Kuzey Irak'ta oluşan yeni realitenin, onların işini kolaylaştırmayacağını, tam aksine hayatın daha da zorlaşacağını çok iyi biliyorlar.
İran faktörü, PKK üzerinde giderek Türkiye kadar etkili olmaya başladı.
Ama bizler de şunu anladık: Bizim çok ciddi bir "Kürt sorunumuz" vardır.
Ru sorunu sadece askeri önlemlerle çözmek mümkün değildir.
Bölgedeki gelişmeler ve 25 yıldır yaşananlar, PKK'nın aleyhine çalışıyor.
Ama bu demek değil ki, bizim lehimize gelişiyor.
Uluslararası konjonktür, 21'inci yüzyıl gerçeği, bir toplumun içindeki etnik sorunu ezerek, öldürerek, asilime ederek çözemeyeceğini giderek daha etkili biçimde gösteriyor.
Hasan Cemal, bize dağdan bir mesaj getirdi.
Keşke bana izin verilse de ben de İmralı'dan bir mesaj getirebilsem.
Belki hepimizin hak ettiği huzurun ülkemize geri gelmesine hizmet etmiş oluruz.
Ben böyle bir postacılığa hazırım."
Kaynak
"Mustafa Kemal'in Askerleriyiz" :turkiye:
Kullanıcı küçük betizi
antalyalim
Çeviri Takımı
Çeviri Takımı
 
İletiler: 522
Kayıt: Sal Ara 16, 2008 21:39
Konum: Evden

Re: "Öcalan

İletigönderen MansurSah » Sal May 12, 2009 7:01

.. Bir süre önce Türkiye, Güneydoğu ile ilgili gelişmelere psikolojik olarak kendini hazırlamalıdır diye bir yazı yazdım. ..
Geçen pazartesi Nuray Mert, Hürriyetteki köşesinde, bunu daha da açıkça ifade eden bir yazı yayınladı.
Şuna kesinlikle inanıyorum: Türk kamuoyu artık bu tür gelişmelere yatkın hale geliyor.
(...)PKK, silahlı mücadeleyle bu ülkeyi bölemeyeceğini anladı.


Açıkça dediği şudur: Biz bölücüyüz, bu ülkenin bölünmesini istiyoruz, 30 yıldır bunun için çalışmaktayız. Ama ne yapalım ki bu PKK çok beceriksiz çıktı (yada TSK+Türk Halkı çok sağlam çıktı), tüm o AB-D desteklerine rağmen bölmeyi başaramadı. (Silahlı mücadeleye bel bağlamıştık ama böyle başarılamayacağını, biz anladık.) Eh napalım, biz de boş durmadık. Baktık ki silahla bölünmüyor, "demokrasi, insan hakları ve barış" ile bölelim diye halkın beynini yıkaya yıkaya, 30 yıldır hergün bu konuda yaza yaza, artık kamuoyunu, "bu tür gelişmelere" yatkın hale getirdik. Süperiz biz.


-----
(Hangisi olduğunu hatırlamadığım ama zaten pek de farketmeyen) Altan en son apo'yu çok seksi falan bulmuştu hatta ondan tahrik olmuştu ya, şimdi Özkök de apo'yla başbaşa kalmayı, onun postalarını hayal eder olmuş, bunun için etrafa dilekçeler vermekteymiş.
Fatih "Mansur Şah" Özaydın

Hem Cemaat hem Cumhuriyet olunmaz,
Ters mıknatıslanma yapar!!!
Kullanıcı küçük betizi
MansurSah
Bilim Adamı
Bilim Adamı
 
İletiler: 611
Kayıt: Cum Ara 07, 2007 18:04
Konum: Osaka, JP

İletigönderen İlteriş » Sal May 12, 2009 7:31

Toplumda herseye ragmen var olan adalet sistemine duyduklari inanci yokederlerse bunun altindan kalkamazlar.

Orgut kur, 10 binlerce insanin hayatina malolan bir teror hareketi baslat, evinde veya yakin akrabalari arasinda sehit veya gaziler bulunan milyonlarca insani hice sayan sozde aydinlar ciksin, hepinize af getirmek icin ugrassin!

Acaba topluma verilen bu mesaj ne kadar dogru? Bu insanlari suca ve terore tesvik etmek degil midir?

Hirsizligin buyugune ceza verilmeyen ulkemde, simdi de cinayetin kitleseline ceza verilmeyecek demek!

Vah o baklava calan cocuklara, vah ki vah o evine giren tecavuzcuyu oldurene!

"Aydin"larimizin bizlere verdigi mesajlar sunlar;

Calacaksaniz, ya siyasete girin ya da banka hortumcusu olun,

Katil olacaksaniz, bir orgut kurun ve kitlesel oldurun!

Biz gerisini hallederiz, toplumu hazirlariz, demokratiklestiririz!

Bugunku liberallik, demokratlik derslerimiz bunlar!

Cok merak ediyorum Bundan sonra ne sacmalayacaklar acaba?

Toplu tecavuzculere grup indirimi filan cikarabilirler, ensest iliskiyi savunan Altanlardan Ahmet'ten boyle bir "Acilim" bekliyorum!
"Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklâle sahip olmakla gerçekleştirilebilir"

Mustafa Kemal Ataturk
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş
Üye
Üye
 
İletiler: 1197
Kayıt: Cmt Eki 20, 2007 23:05

İletigönderen bozkurtlar diyari » Sal May 12, 2009 8:01

Su para denilen kagit parcasi, insanlari nasil iki yüzlü kaypak
serefsiz yapabiliyor.
Kardesim daga giden bir daha neden geri geliyor anlamiyorum.
Hepsi keske orada kalsa olmazmi.
Bunlarin isimleri sadece TÜRKce yaptiklari isleri inanin bana
en kötü düsman bile bu kadar düsmanlik yapip zarar veremez yaziklar olsun sizin gibi
yazar cizer takimlarina.
PAYLASIM icin tesekkürler.
TÜRK GENÇLİĞİNİN ANDI !!!

EY TÜRK'ÜN BÜYÜK ATASI GAZI MUSTAFA KEMAL ATATÜRK !!!

Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize namus ve şeref sözü verip, kendimizi büyük Türk Milletine adarız.
Kullanıcı küçük betizi
bozkurtlar diyari
Üye
Üye
 
İletiler: 570
Kayıt: Cum Ara 19, 2008 11:27

İletigönderen türksolu » Sal May 12, 2009 8:16

bozkurtlar diyari yazdı:Su para denilen kagit parcasi, insanlari nasil iki yüzlü kaypak
serefsiz yapabiliyor.
Kardesim daga giden bir daha neden geri geliyor anlamiyorum.
Hepsi keske orada kalsa olmazmi.
Bunlarin isimleri sadece TÜRK'ce yaptiklari isleri inananin bana
en kötü düsman bile bu kadar düsmanlik yapip zarar veremez yaziklar olsun sizin gibi
yazar cizer takimlarina.
PAYLASIM icin tesekkürler.


hasan cemal son zamanlarda sol düşmanlığı yapıyordu ne işi var kandilde
Kullanıcı küçük betizi
türksolu
Üye
Üye
 
İletiler: 2
Kayıt: Sal May 12, 2009 8:14

İletigönderen İlteriş » Sal May 12, 2009 8:19

türksolu yazdı:
bozkurtlar diyari yazdı:Su para denilen kagit parcasi, insanlari nasil iki yüzlü kaypak
serefsiz yapabiliyor.
Kardesim daga giden bir daha neden geri geliyor anlamiyorum.
Hepsi keske orada kalsa olmazmi.
Bunlarin isimleri sadece TÜRK'ce yaptiklari isleri inananin bana
en kötü düsman bile bu kadar düsmanlik yapip zarar veremez yaziklar olsun sizin gibi
yazar cizer takimlarina.
PAYLASIM icin tesekkürler.


hasan cemal son zamanlarda sol düşmanlığı yapıyordu ne işi var kandilde


Niye kandil solcu mu ki? Sende!

Emperyalizmin taseronu, bogazina kadar Turk kanina batmis olan ve bu kanlarla bogulacak olan, oldurmekten ote hicbir degeri olmayan, gerisi propaganda olan bir orgutten bahsediyoruz. Elbette H. Cemal'le anlasirlar.
"Temel ilke, Türk milletinin haysiyetli ve şerefli bir millet olarak yaşamasıdır. Bu ilke, ancak tam istiklâle sahip olmakla gerçekleştirilebilir"

Mustafa Kemal Ataturk
Kullanıcı küçük betizi
İlteriş
Üye
Üye
 
İletiler: 1197
Kayıt: Cmt Eki 20, 2007 23:05

İletigönderen bozkurtlar diyari » Sal May 12, 2009 9:36

Sevgili GÖK-TÜRKMEHMET
Inan bana ben bazen artik zorlaniyorum,kim ne yapmak istiyor kim nerede kimin
eli kimin cebinde ne yapilmak isteniyor gerceketen anlayamiyorum.
Adam dün siyah dedigine bu gün beyaz diyebiliyor.
Bence cok seyler anlamini kaybetmis gözüküyor.
Sana yürekten katiliyorum.
Bunun da bir sonu olacak diye düsünüyorum.
TÜRK GENÇLİĞİNİN ANDI !!!

EY TÜRK'ÜN BÜYÜK ATASI GAZI MUSTAFA KEMAL ATATÜRK !!!

Her zaman, her yerde ve her durumda Atatürk ilkelerinden ayrılmayacağımıza, çağdaş uygarlığa geçmek için bütün zorlukları yeneceğimize namus ve şeref sözü verip, kendimizi büyük Türk Milletine adarız.
Kullanıcı küçük betizi
bozkurtlar diyari
Üye
Üye
 
İletiler: 570
Kayıt: Cum Ara 19, 2008 11:27

İletigönderen MansurSah » Sal May 12, 2009 9:53

GöktürkMehmet yazdı: .. Emperyalizmin taseronu, ...


Tek başına bu söylediğin bile, PKK'nın zinhar solcu olmadığına yeterli bir kanıttır. Ama bu aşikar kanıta rağmen, birçok "loş", uzun yıllarca PKK'yı solcu göstermeye çalıştı. Bakmayın dünyada ve Türkiye'de solculuk falan pek kalmadı da artık o etiketi yapıştırmaya gerek görmüyorlar.

Misal, Yaşar Kemal ne buyurduydu: "Teröriste gerilla dedik".

Güneş balçıkla sıvanmaz denir ama, bunlar kelimelerin sözlük anlamlarını ve asırlarca sürmüş mücadeleler, kavgalar savaşlar sonucunda oturmuş kavramları ters düz etmekteler. Sanki onlar öyle dedi diye öyle oluyor. Olmuyor da işte, diye diye, diye diye kabul ettirmeye çalışıyorlar. Sanki Yaşar Kemal, "gerilla" ve "terörist" kavramlarını bilmiyor mu, İspanya'dan Latin Amerika'ya gerilla tarihinden bihaber mi, tutup onlarla pkk'nın en temel farklılık ve zıtlıklarını ortaya koyamıyor mu?

Tıpkı Şerif Mardin'in, cemaat (ki artık FETÖ yani silahlı terör örgütü olduğuna kanaat getirilen bir cemaat) için "sivil toplum kuruluşu" demesi gibi.

Cemaat s.çmaya hazır olduktan sonra, imamın bir yellenmesi yetiyor, günün birinde bir bakıyorsun ki "türksolu" takma adlı biri, forumda, PKK'nın solcu olduğu kanılı birşeyler yazıyor. Sen önce git Türksolu Dergisi'nde, konuya dair yayımlanmış yüzlerce makaleyi oku.
Fatih "Mansur Şah" Özaydın

Hem Cemaat hem Cumhuriyet olunmaz,
Ters mıknatıslanma yapar!!!
Kullanıcı küçük betizi
MansurSah
Bilim Adamı
Bilim Adamı
 
İletiler: 611
Kayıt: Cum Ara 07, 2007 18:04
Konum: Osaka, JP

İletigönderen Ram » Sal May 12, 2009 10:34

Yorumda kinaye var sanırım.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

Ahmet B. ERCİLASUN - yenicaggazetesi

İletigönderen Ram » Çrş May 13, 2009 11:53

[quote="kush"][/quote]

Devletin gücü yetmiyor mu?


Ne oluyor? Bir avuç çapulcuya devletin gücü yetmiyor mu? Nedir bu gidip gelen kuryeler? Bölücübaşı muhatap alınmalıymış... O olmazsa Karayılan... O da olmazsa bunların siyasi partileri... Adam, on binlerce kişinin katili olarak idama mahkûm edilmiş. Öbürü, Irak’ın kuzeyinde mevzilenmiş; durmadan Türkiye’ye silahlı terörist gönderiyor. Siyasi partileri de “Kürdistan’ın sınırlarını çizdik” diyor... Türkiye Cumhuriyeti Devleti bunları muhatap alacakmış!... Kimin, hangi mevkinin Türkiye’yi bu kadar güçsüz, çaresiz, zayıf göstermeye hakkı var? Adamlar, daha geçen günlerde, uzaktan kumandalı mayınlarla onlarca askerimizi şehit etmedi mi? Neredeyse her gün şehit vermiyor muyuz? Bunların elebaşıları muhatap alınacakmış... Birileri bizimle şaka mı ediyor? Koca koca gazeteler, adı büyük yazarlar katillerle gidip konuşuyor; konuşma talep ediyor. Bunun da adı arabuluculukmuş... Gerekirse devletin en mühim makamları da bunlarla görüşebilirlermiş... Bu bir şaka değilse bir kâbus mu? Türkiye Cumhuriyeti Devleti, yıllardır eşkıyalık edip on binlerce insanımızı katleden çetecilerle masaya mı oturacak? Bu kadar âciz miyiz; bu kadar küçüldük mü?

Sorun, ne Güneydoğu Anadolu sorunu, ne terör, ne de Kürt sorunudur. Sorun bölücülük sorunudur efendiler! Eşkıya silahla veya siyasetle senin devletine ortak olmak istiyor; senin vatanından parça koparmak istiyor; Kürdistan’ın sınırlarını çizdik, diyor. Tam da hamaset söyleminin yeridir. Bu taleplere tek bir şekilde cevap verilebilir: Mehmetçiğin silahıyla. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da devlete başkaldıran, devlete silah çeken karşısında Türk ordusunu bulur. Siyasi irade yalpalamazsa Türk ordusu bu işi birkaç ayda bitirir. Siyasete düşen, sonuna kadar ordunun arkasında durmaktır. Şehitlerin cenaze namazlarına katılarak kendinizi mazur gösteremezsiniz.

Siyasi irade, devlet makamları, bölücü söylemleri hiçbir şekilde müsamaha ile karşılayamaz; bölücü söylemlerin sahiplerini makamlarında ağırlayamaz. Devletin ciddiyetini ve gücünü makam sahipleri göstermeyecekse kim gösterecek? Eşkıya ne yılışık gülümsemelerle sindirilir; ne de yaptırımı olmayan parmak sallamalarla. Siz siyasiler, bölücülük karşısında gösterilmesi gereken kesin tavrı takınınız; gerekli kanuni tedbirleri alınız; sonrasını Türk askerine bırakınız! Bunu yapınız; mesele halledilir.
Uluslararası ilişkiler mi? ABD ve AB ne der, kaygıları mı? Onlar bir şey diyecek diye her gün bunca insanımızın şehit olmasına müsaade mi edeceğiz? Memleketimize Türk milletinin yanında bir ortak kabul etmek için masaya mı oturacağız? Ne zamandan beri yabancı güçler, bir ülkenin bölünmesine yol açabilecek müdahalelerde bulunuyorlar? Bu tür müdahaleleri kabul eden ülkeler bağımsız sayılabilir mi? Yoksa zaten bağımsızlığımız elden gitti de milletten mi saklıyorsunuz? Bu kadar yılışma, bu kadar kıvrılışma, bu kadar bükülüşme bu sebeple mi? Dik durmak, millete gerçekleri anlatmak o kadar zor mu?
Bağımlılık her şeyi yok eder. Hürriyeti, şerefi, haysiyeti, namusu... her şeyi yok eder. Ancak bağımsız bir ülkenin vatandaşları sokaklarda başları dik dolaşabilirler; şeref ve haysiyetleriyle yaşayabilirler. Ancak bağımsız bir devletin yöneticileri, makamlarında şeref ve haysiyetleriyle oturabilirler. Bağımsızlık yoksa bunların hiçbiri yoktur; o makamlarda oturmanın da bir anlamı yoktur. Ben, Türkiye’nin hâlâ bağımsız olduğunu düşünüyorum. Eminim ki Türkiye’yi yönetenler de böyle düşünüyor. O hâlde nedir bu gidip gelen kuryeler? Nedir bu filanın veya falanın muhatap alınacağı söylentileri? Nedir bu eşkıyanın siyasi temsilcilerini ağırlamalar? Kimin, hangi makamın Türkiye’yi bu kadar güçsüz, çaresiz, zayıf göstermeye hakkı var? Devletin gücü, bir avuç çapulcuya yetmiyor mu? Yetmiyor mu?


KAYNAK
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İsrafil K.KUMBASAR - yenicaggazetesi

İletigönderen Ram » Çrş May 13, 2009 11:53

[quote="kush"][/quote]

Hasan Cemal'i o dağa elçi gönderen kimler?


ABD Ankara Büyükelçiliğ’inin verdiği gizli yemeklerin baş konuklarından birisi olarak olarak tanınan ve bu yüzden ‘Ali Kemal’ ödülüne aday gösterilen Hasan Cemal’i Kandil dağına göndererek terör örgütünün elebaşısı Murat Karayılan ile görüştüren odaklar, yeni bir ‘ihanet senaryosu’ ile kamuoyunun karşısına çıktılar.
Senaryoyu yazanlar, bu kez ‘Cumhurbaşkanlığı’ makamında oturan zatı başrole yerleştirdiler.
‘Tarihi fırsat’ diplomasisi sanki Çankaya’dan yürütülüyor, ‘Başbakanlık’ makamını işgal eden zat, sanki işin içerisinde değilmiş, olup bitenlerden hiçbir haberi yokmuş gibi bir hava yayıyorlar.
‘Gazeteci-yazar’ kisvesi altında malum medyanın köşebaşlarını tutan şakşakçılar, geri dönülmez bir şekilde ülkeyi ‘bölünme’ noktasına sürükleyecek olan gelişmeleri, ‘yumuşama dönemi’ olarak kamuoyuna sunmaya çalışıyorlar.
Peki ülkede akan kan sona mı erdi?
Değişen ne oldu?

* * *

Bölücü örgütün elebaşısı Murat Karayılan, düz ovada gönüllü sözcülüğünü üstlenen Hasan Cemal kardeşine aynen şöyle dedi:
- “PKK eskiden bağımsız Kürt devleti isterdi. Bu geçmişte kaldı. Bakın biz artık demokratik özerk Kürdistan diyoruz. Bu, devletin üniter yapısını da bozmayan bir çözümdür. Mahalli İdareler Kanunu değişir, yerel yönetimler güçlendirilir. Sonra sıra Kürt kimliğiyle ilgili kültürel haklara ve kimilerinin af olarak anladığı toplumsal uzlaşma projesine gelir. Gönüllü birlikteliği yansıtacak yeni bir anayasada uzlaşmaktır.”
De buyurun da bu cümleleri tercüme edin.
En ahmak insana sorun, özerkliğin ‘tam bağımsızlığa’ giden yolda ‘ilk adım’ olduğunu bilir.
‘Dağda’ başvurduğu terörist yöntemler ile hiçbir sonuç alınamayacağını anlayan PKK, artık taktik değiştirerek ‘ovada’ konuşlandırdığı siyasi uzantıları vasıtası ile ‘sınırları’ çizip, nihai hedefine doğru adım adım ilerliyor.

* * *


Duyduk ki daha önce Bush ve Barzani ile birlikte bir ‘Terörle Mücadele Koordinatörlüğü’ oluşturup büyük başarılara imza atan AKP iktidarı, şimdi de ‘Terörle Mücadele Müsteşarlığı’ adı altında yeni bir mekanizma kuruyormuş.
Kurulda, ‘bir müsteşar’, ‘iki müsteşar yardımcısı’, ‘altı daire başkanı’ ve ‘uzmanlardan’ oluşan ‘90’dan fazla’ personel istihdam edilecekmiş.
81 vilayette de ‘Sosyal Etüt ve Proje Müdürü’ atanacakmış.
Koca koca adamlar, Türkiye’yi kurtardılar, şimdi de müsteşarın ve personelin maaşının ‘kaç para’ olacağını düşünüyorlar.
Bak, bak, bak.
Bunların derdi terörü bitirmek falan değil.
1-) Devletin sırtından yeni bir ‘istihdam’ imkanı yaratarak, kendilerinden olan bir kaç kişiyi daha yüksek ücretle iş sahibi yapmak.
2-) İstihbarat kaynaklarını birarada toplayarak ‘daha etkin’ bir yönlendirmeye gitmek.

* * *


“Bütün TSK’yı göndersek Kandil’i temizleyemeyiz” diyen Genelkurmay Başkanları’nın, örgütün taleplerini ‘yeni bir önerisi’ imiş gibi mevcut yöneticilere tavsiye eden Encümen-i Daniş üyelerinin, ‘ülkenin er geç bölüneceğine’ inandıklarını söyleyen ‘vatansever’ stratejistlerin, ‘Apo’nun avukatlarının’ ellerini sıkıp sırtlarını okşayan ‘çok milliyetçi’ muhalefet liderlerinin olduğu bir ülkede millet kime güvenecek?
Kime?



KAYNAK
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x