“Occupy” felsefesi ŞİDDET YOK İŞGAL VAR!

Genel & Güncel Konular

“Occupy” felsefesi ŞİDDET YOK İŞGAL VAR!

İletigönderen Balasagun » Çrş Tem 10, 2013 13:58

Resim

“Occupy” felsefesi ŞİDDET YOK İŞGAL VAR!

Önce Wall Street eylemlerinde görülen “Occupy - İşgal Et” sloganı, tüm dünyadaki barışçı direnişlerin simgesi haline geldi, ancak Soros’un harekete açık desteği kuşkuları da beraberinde getirdi

Bütün dünya 17 Eylül 2011 sabahı yepyeni bir sloganla tanıştı: Occupy Wall Street. Yani, Türkçe söylersek Wall Street’i İşgal Et! Bu slogan iki yıldan kısa bir sürede hızla yayılarak, İngiltere, İspanya, Yunanistan, hatta Mısır gibi ülkelerdeki gösterilerin de ana sloganı haline geldi. Ve tabii Gezi Parkı direnişiyle başlayıp, Türkiye’nin birçok kentine yayılan eylemlerin de temalarından biri oldu. “Occupy” sözcüğünün Türkçe’deki karşılığı “işgal et”. Her şey tam da öyle oldu. Gençlerden oluşan kalabalık bir grup Gezi Parkı’nı işgal ederek çadırlarını kurdu. Tepkilerini barışçı bir direnişle ortaya koydular.

“Biz % 99’uz”

Şimdi, yeniden başa dönelim: Occupy, 17 Eylül 2011’de New York’ta, ABD’nin finansal kalbi Wall Street’te, Kanadalı aktivist grup Adbusters tarafından başlatılan halk eylemleri ve toplumsal hareketin simgesi. Eylemler barışçıldır ve eylemcilerin çoğunluğu eğitimli gençlerden oluşmaktadır. Amacı sosyal eşitsizliği ve şirketlerin ABD yönetimi üzerindeki nüfuzunu protesto etmektir. Eylemlerin Arap Baharı’ndan etkilenerek başladığı da söylenir. Protestocuların sloganı, “Biz % 99’uz” dur. Eylemler, hızla tüm ABD’ye yayılır. Eylemin büyüklüğüne rağmen, büyük medya kuruluşlarında fazla yer almamaktadır. Kapitalizmin mabedi nasıl New York’sa, New York’un finans sembolü Wall Street ve onun da simgesi Borsa binasıydı ve bu kez isyan ateşi o bina hedefe koyularak tutuşturuldu.

Wall Street’te toplanan göstericiler, çevredeki en uygun yerleşim alanı olan Zuccotti Parkı’nı mesken tuttular. Yanlarında getirdikleri çadırlarla işgal hareketini başlattılar. İsyanın odağında, ekonomik kriz, küresel ısınma, işsizlik ve hepsinden önemlisi tüm bunlara yol açtığına inandıkları doymak bilmez kapitalist sistem ve sistemin yarattığı sosyal eşitsizlik vardı.


Polis şiddeti

Hareket, Arap Baharı eylemleriyle ortaya çıkan, şiddet içermeyen taktiklerin benimsendiğini, gösterilere katılanlarla çevredekilerin zarar görmemesinin hedeflendiğini dile getirse de teorideki beklentiler, tıpkı Taksim Gezi Parkı olaylarında olduğu gibi pratikte karşılığını bulmadı. Bunda tıpkı ABD’de, daha sonra İngiltere, İspanya ve Yunanistan’da olduğu gibi polisin “orantısız” tepkisi olayları daha zorlu boyutlara taşıdı. ABD’de 1 Ekim 2011 günü Manhattan’ı Brooklyn’e bağlayan ünlü Brooklyn köprüsü, tüm uyarılara rağmen göstericilerce işgal edilip trafiğe kapatılınca polis harekete geçti ve 700’ü aşkın eylemciyi gözaltına aldı. 17 Eylül’den beri çadırlarda devam eden ve özellikle New York polisinin ses çıkarmadığı eylemin kaderi de o gün değişmeye başladı. Gösterilerin bastırılmasında uygulanan polis şiddeti ve gözaltına alınan insan sayısındaki abartı büyük tepki çekti. Tıpkı, 31 Mayıs ve 21 Haziran 2013 tarihlerinde Taksim Meydanı’nda ve Gezi Parkı çevresinde uygulanan polis şiddeti ve ardından gelen gözaltılar gibi...

Soros’un desteği

İşin bir başka ilginç yanı, Occupy hareketinin, tüm dünyanın sömürülmesine ön ayak olan Rothschild ve Rockefeller aileleri ile aynı küresel çetenin etkin isimlerinden George Soros’dan şimdiye kadar hiçbir talepte bulunmamış, bu küresel çetelere karşı hiçbir manifesto yayınlamamış olmalarıdır. Hatta Soros, Birleşmiş Milletler’deki bir basın toplantısında “Occupy Wall Street”i desteklediğini belirtmiştir. Occupy hareketlerinin bu bağlamda ülkeleri “istikrarsızlaştırma” projesi olduğu da söylenmektedir.




Sosyal medya

Resim

Gezi Parkı olaylarında sosyal medyanın en güçlü silahlarından tweeter’da en çok kullanılan etiketler “occupyturkey” ve “direngeziparkı” idi. Eylemcilerin bir kısmı ise #occupyturkey yazan tişörtler giymişlerdi. Yugoslavya’daki Turuncu Devrimi örgütleyen Otpor / Canvas, Mısır ve Tunus’taki Arap Baharını sosyal medya üzerinden örgütleyen Occupy -ki Otpor’un devamıdır- Wall Street işgalinin de arkasındaki oluşumdur. “Occupy”, Gezi Parkı eylemlerinde de başından beri sürecin içinde ve tweeter üzerinden yönlendiricisi durumundaydı. Eylemlerde kullanılan pankart ve afişlerde sıkça yer aldı. Hareketin sosyal medyadaki yansıması, bu kulvarın gücünü de ortaya koymak açısından önemli bir belirteç olmuştur. Hangi ülkede olursa olsun, bundan sonraki eylemlerde de sosyal medyanın önemini kimse göz ardı edemeyecektir.


V maskesi

Occupy eylemlerinin bir simgesi de V maskesidir. V maskesinin çıkış noktasıysa “V for Vendetta” adlı filmdir. “V for Vendetta”, 2005 yılı ABD - Almanya ortak yapımı olup 2006’da gösterime giren bir film. Wachowski biraderlerin sinemaya uyarlayıp yapımcılığını üstlendiği filmi, daha önce Matrix üçlemesinde yardımcı yönetmenlik yapan James McTeigue yönetti. V for Vendetta, Alan Moore’un yazıp David Lloyd’un çizdiği aynı isimli çizgi romandan beyaz perdeye uyarlandı. Filmin başrollerini Hugo Weaving (“V”) ve Natalie Portman (“Evey Hammond”) paylaşır. Hikaye, geleceğin İngiltere’sinde (2020) geçmektedir. Diktatör bir rejime bireysel bir başkaldırının nasıl toplumsal hale geldiğini gösterir. Ağustos 2006 itibarıyla “V for Vendetta” ABD’de 70 milyon doları aşkın gişe yapmış; uluslararası olarak 60 milyon dolar hasılat ile toplam kazancı 131 milyon doları geçmiştir.



Yeniçağ, 10 Temmuz 2013
“Efendiler, aziz milletime şunu tavsiye ederim ki, bağrında yetiştirerek başının üstüne kadar çıkaracağı adamların kanındaki, vicdanındaki aslî cevheri çok iyi tahlil etmek dikkatinden bir an feragat etmesin”
Kullanıcı küçük betizi
Balasagun
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 3523
Kayıt: Cum Eki 17, 2008 13:18

Re: “Occupy” felsefesi ŞİDDET YOK İŞGAL VAR!

İletigönderen parafmax » Prş Tem 11, 2013 13:51

Ne ilginçtirki Biz %99 uz derken doğru söylüyor fakat hiç bir eylemde Rockefeller yada Rotcihild ailelerine karşı bi slogan yer almıyor asıl ele başları bu iki aile +1 sarosla birlikte 3 aile.

Bu eylemlerin içinde Tüketme, firmaları zengin etme, kendi paranı kendin biriktir, yeşili doğayı satma, firmalar devletlerden daha zengin gibi hiç bir slogan göremedim. Bunlardan birini görseydim o zaman çok iyi inanırdım bu hareketin saf ve masumluğuna. Ha şuda bi gerçek çok şükürki diğer arap baharlarındaki gibi gibi silahlı ölümlü kanlı bir devrim olmadı.
Kullanıcı küçük betizi
parafmax
Üye
Üye
 
İletiler: 2
Kayıt: Prş Tem 11, 2013 13:38


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x