Oktay Sinanoğlu'ndan Türk Gençliğine Mektup

Oktay Sinanoğlu'ndan Türk Gençliğine Mektup

İletigönderen Başkomutan » Pzr Oca 31, 2010 0:13

Oktay Sinanoğlu'ndan Türk Gençliğine Mektup

Dünyaca ünlü bilim insanlarımızdan Prof. Dr. Oktay Sinanoğlu 26 yaşında atom ve moleküllerin çok elektronlu kuramı ile doçent, 50 yıldır çözülemeyen bir matematik kuramını bilim dünyasına kazandırıp Profesör unvanını aldı. Moleküler biyoloji dalının ilk birkaç profesöründen birisi. Bilimsel hizmetlerini dünyanın ve ülkemizin çeşitli üniversitelerinde hâlâ sürdürmekte ve bilim insanları yetiştirmekte.
Özellikle Türk okuyucusu onu eserlerinden tanıyor. “Bye Bye Türkçe”, “Hedef Türkiye”, “Dayatmalar Kabusu”, “Türkçe Giderse Türkiye Gider” . Sıkı bir Türk kültürü savunucusu ve Türklüğüyle gurur duyan bilim insanlarından birisi. Gençler için öylesi güzel bir yazı hazırlamış ki bu mail bana da ulaştırıldı. Ben de aynen köşeme taşıyıp sizlerle, gençlerle paylaşmak istedim. Teşekkürler Sinanoğlu...
“Gençler, Türkiye’de adet haline gelmiş göstermelik işlerden kaçının, sırf üniversite bitirdi desinler diye, ananız babanız Amerika’da mastır yaptı diye öğünebilsin diyerek yüksek öğrenime gitmeyin.
Sonunda ancak kendinizi kandırırsınız. Temel gayeleriniz kendinizin ufak çıkarları ötesinde, kendiniz dışında, bu ülke, bu ulus, Türk Dünyası, Avrasya, insanlık için olsun, yüksek hedefleriniz için çalışın. O zaman kendi durumunuz da kendiliğinden düzelecektir. Maddiyat ve maneviyatı dengeleyin.
Formülünüz bilim ” + “ gönüldür. Bu iki kanadın biri eksik olursa ne kendinize ne de insanlığa hayrınız dokunur. Gündelik siyaset, çıkar grupları, dışarıdan güdümlü gizli veya açık cemiyetlerden uzak durun.
Atatürk’ün dediklerini bol bol okuyun. Onları işte bu günler için demiş, yazmış. Türkiye’nin şerefli, refahlı, itibarlı ve bağımsız geleceği için Atatürk yolumuzu çizmiştir. Dış ülkelerden ve onların yerli kuyruklarından medet ummayın.
Gayeleri bize yardımcı olmak değil, Türkün adını tarihten silmektir. Dünyanın neresinde olursanız olun kimliğinizi, Türk dilini, Türk tarih ve kültür bilincini binlerce yıllık geleneğini kaybetmeyin. Dış ülkelerde ne kadar kimliğinizi korursanız yabancılar da size o kadar itibar edecektir.
Başkasını taklit etmeyin. Kendi yolunuzu çizip azimle yürüyün. O zaman herkes sonradan sizi taklit edecektir. Eğitimde önce bir meslek, gerçek bir beceri, bir altın bilezik sahibi olmaya bakın. Ne yaparsanız yapın en iyisini yapın. Siyasetçinin, bilimcinin en kötüsü olacağınıza tamircinin parmakla gösterilen en iyisi olmak yeğdir. Bulabilirseniz Türk okuluna, eğitimin Türkçe verildiği okullara gidin. Konulara merak sarın, not için çalışmayın. O meslekte yararlı olacak bir yabancı dil öğrenin. Bülbül gibi konuşup yabancıdan ayırt edilemez hale getirmek hiç şart değil.
Unutmayın ki Türk olmak bir kafa, gönül işidir. Türk kültürüyle, diliyle, ata sevgisiyle Türk’tür. Soy sop meselesi karıştırarak o her şeyimizi borçlu olduğumuz şerefli atalarımızı karalamaya çalışan iç düşmanların kitaplarına, yaygaralarına kulak asmayın. Kültür genleri, ırk genlerinden daha önemlidir. Vatanı, milleti için her türlü fedakarlığa hazır bir taban gerekiyor. Bu taban son elli yılda hayli eritilmiş, kafası, gönlü karıştırılmış, birbirine düşen kesimler, dışa bağımlı sahte aydınlar içinde vatanın geleceğini düşünmeyen daha da acısı vurdumduymazlaşmış kalabalıklar oluşturulmuştur. Bu durumda gerçek bir önder çıkabilse bile başarılı olma şansı pek azdır. Şimdi yapılacak iş hızla bu toplumun yeniden kaynaşmasına, bilinçlenmesine vatanını, milletini kendisinden önce düşünen insanların çoğalmasına ön ayak olmaktır. Türkiye’yi tekrar Kuvay-i Milliye ruhu, Atatürk ruhu kurtaracaktır.”
Türk’ün Türk’ten başka dostu yok der eskiler. Ne doğru sözdür. Biz bizi anlamalı gençliğimizi de aynı azim ve irade ile yetiştirmeliyiz. Bilimi ve kültürü koruyan genç bilim ve sanat insanlarının yoluna ışık tutmalıyız. Ne Mutlu Türküm diyebilenlere...

Serap BESİMOĞLU / 31 Ocak 2010 / YENİÇAĞ
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Oktay Sinanoğlu'ndan Türk Gençliğine Mektup

İletigönderen Deli Haydar » Pzr Oca 31, 2010 1:02

Başkomutan yazdı:Temel gayeleriniz kendinizin ufak çıkarları ötesinde, kendiniz dışında, bu ülke, bu ulus, Türk Dünyası, Avrasya, insanlık için olsun, yüksek hedefleriniz için çalışın.

Başkomutan yazdı:Maddiyat ve maneviyatı dengeleyin.

Başkomutan yazdı:Formülünüz bilim ” + “ gönüldür. Bu iki kanadın biri eksik olursa ne kendinize ne de insanlığa hayrınız dokunur.

Başkomutan yazdı:Atatürk’ün dediklerini bol bol okuyun. Onları işte bu günler için demiş, yazmış. Türkiye’nin şerefli, refahlı, itibarlı ve bağımsız geleceği için Atatürk yolumuzu çizmiştir. Dış ülkelerden ve onların yerli kuyruklarından medet ummayın.

Başkomutan yazdı:Gayeleri bize yardımcı olmak değil, Türkün adını tarihten silmektir. Dünyanın neresinde olursanız olun kimliğinizi, Türk dilini, Türk tarih ve kültür bilincini binlerce yıllık geleneğini kaybetmeyin.

Başkomutan yazdı:O meslekte yararlı olacak bir yabancı dil öğrenin. Bülbül gibi konuşup yabancıdan ayırt edilemez hale getirmek hiç şart değil.

Başkomutan yazdı:Unutmayın ki Türk olmak bir kafa, gönül işidir. Türk kültürüyle, diliyle, ata sevgisiyle Türk’tür.

Başkomutan yazdı:Şimdi yapılacak iş hızla bu toplumun yeniden kaynaşmasına, bilinçlenmesine vatanını, milletini kendisinden önce düşünen insanların çoğalmasına ön ayak olmaktır. Türkiye’yi tekrar Kuvay-i Milliye ruhu, Atatürk ruhu kurtaracaktır.


Allah razı olsun, ellerinize sağlık hocam. Dediğiniz gibi şu anda yapılması gereken, kurtarıcısının adının iliklerine kadar neden işlediğini, ulusa yeniden anımsatmaktır. Ondan sonra Türk'ün sırtı elbet yere gelmez. Tarih zaten böyle bir olayı kaydetmemiştir.
Feragat-ı nefs.
İstihkar-ı hayat.
Kullanıcı küçük betizi
Deli Haydar
Meydan Delisi
Meydan Delisi
 
İletiler: 714
Kayıt: Çrş Eki 14, 2009 11:21


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x