http://www.yenicaggazetesi.com.tr/a_hab ... ityaz=6721Selcan TAŞÇI
selcantasci@gmail.com
Operasyonel gazeteciler
Ümraniye Soruşturması kapsamında medyayı hedef alan bir operasyon beklentisini dile getirenler, at izi, it izine karıştı diye tanımlanan bu belirsizlik ortamında, kendi akıbetleri konusunda nasıl böyle rahat olabiliyorlar?
Biri tutmuş, biri pişirmiş, biri yemiş, biri de hani bana hani bana demiş... Ümraniye Soruşturması kapsamındaki gelişmelerle ilgili yorumlar medyanın bir bölümünün, soruşturmayı yürütenlere şimdi de bizim gözümüzü doyurun çağrısı gibi.
Madem, yeni dalganın medyaya vurmasını isteyen bunca meslektaşımız var, bizim de Mergenekon çorbasında tuzumuz olsun. İşte son operasyon üzerinden medya ile Ümraniye soruşturması arasındaki garip etkileşim!
TRTden öğrendi
Evi aranan Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Sabih Kanadoğlu, bunu ilk nereden öğrendi?
TRT 2den...
TRT Haber dairesinin titiz değerlendirmesinden sonra oluşturulan TRT 2 Sabah Haberlerinde Sabih Kanadoğlu gözaltına alındı diye haber yapılmış, evinde oturan Kanadoğlu da, Ateş olmayan yerden duman çıkmaz, hele bunu devletin televizyonu TRT veriyorsa diyerek traş olmuş, giyinmiş ve polisi beklemeye başlamıştı. Lakin çok geçmeden beklenen konuklarıkapıdaydı.
Fehmi Koru, 10 Ocak günü yayımlanan yazısında Hürriyet Gazetesinin adını da vererek Demokrasiden beslenen siyasiler ile demokrasiyi desteklemesi gereken gazeteci ve yazarların darbe çizgisinde saf tutmaları örgütsel bağlar yüzünden midir? Bakarsınız bu sorunun cevabını da savcılardan ve mahkemeden öğreniriz, neden olmasın? demişti.
Aynı gün Hürriyet Gazetesi, garip bir haberi sürmanşete çıkardı.Zekeriya Özün, Kanadadan yaşayan Tuncay Güneye yolladığı 37 soru yanlış adrese gitmişti. Yanlış adreste oturan doğru isim, ne garip tesadüf ki, Yenişafak Muhabiri Beyhan Yalçınkayanın kardeşi çıktı.
Hedef gösteriyorlar
Starda Şamil Tayyar Rövanş duygusu olsaydı; İ.Hakkı Karadayı, Çevik Bir, Teoman Koman, Çetin Doğan, Necdet Timur ve Erol Özkasnak gibi paşaların kapısı çalınırdı diyerek unutulmamasıgereken isimleri yazdı.
Tarafın cemaatte sevilen polisleri Önder Aytaç ve Emrullah Uslunun ETÖ (Ergenekon Terör Örgütü) üyesi dediği Yalçın Küçük
tutuklandı.
Mahmut Övür, Tarafta Neşe Düzele verdiği röportajda medyadaki Ergenekoncuların temizleneceğini duyurdu. Övüre göre Medyada da darbeci damarla ilgili büyük bir tasfiye olacak. Övür örgüt şemasına dikkat çekti, alınacakların medyada etkin isimler olduğunu söyledi.
Mehmet Altan dünkü Starda Övürün sözlerini tamamlar gibiydi; Ergenekon Tablosunun dehşetini yok saymanın nedeni nedir? Galiba bunu Medyadaki Ergenekon çözülünce anlayacağız... Öyle ki... Bakarsınız, bu da tahminlerden önce gerçekleşebilir...
Övür ve Altan meslektaşlarınıza hazırlanıp kapınızın çalınmasını bekleyin mesajı mı
veriyor?
Bu mesaj mı? Hedef gösterme mi? Gözdağı mı?
Meslektaşları üzerinde böyle bir psikolojik baskı oluşturma hakkı ve gücü bulanlar, medyayı vuracak dalgadan etkilenmeyeceklerinden nasıl emin olabiliyorlar? Öyle ya, bu soruşturmanın en çok eleştirilen yanı at izinin it izine karıştırıldığı değil mi? Yoksa ellerinde gözaltına alınacakların listesi mi var? Varsa nasıl? Daha üç gün önce, Aydınlıka belge sızdıranların araştırıldığı haberini kendileri yapmadı mı?
Son tahlilde; Başbakan Savcısı benim ama hukukun işine karışmayındediğinde herşey yolunda... Adalet Bakanı, Üç kuruş tazminat veren hakime dava açın ama benim çizgimdeki savcıma dokundurmam yargı bağımsızdır deyince durmak yok , operasyona devam... Enis Berberoğlu Ergenekon davasına kimse karışmamalı. Hukukun yanlışı varsa yine hukuk içinde, adalet yara almadan düzeltilmeli. Yargıtay var, Hákim ve Savcılar Yüksek Kurulu var. yazınca Savcılara yönelik hareketi ima eden derin yazar oluyor... Peşin peşin iddianame, sanık, tutuklu, suç listesi ifşa eden yazarlar ne oluyor? Çukur yazar mı? Bu ortamda Mümtazer Türköne, Nazlı Ilıcak, Fehmi Koru, Cengiz Çandar, Oral Çalışlarlarla zaten ancak rüyalarda buluşursun Ahmet Hakan!
Medyadaki yeni dalga medyaya kehaneti gerçek olursa hedef gösteren, bilgi ve belge sızdıran, yanlışlıkla belgeler evine postalanan gazetecilerle Ümraniye soruşturması arasında ne gibi bir ilişki olduğu da soruşturulacak mı?
++++++
Gölgelerin gücü adına!
Tayyip Erdoğanın Durmak Yok Hizmete Devam konuşmasını dinlerken kendimi Arşimet gibi hisettim. Allah keşif gücümüzü benzetir, sonumuzu benzetmez inşallah!
Şöyle diyordu Erdoğan: Karanlık dehlizlerde yol almaya alışanlar, gölgelerin gücüyle ayakta kalmaya çalışanlar büyük bir tedirginlik yaşıyor.
Evimin salonunu istemsiz biçimde atmış bulunduğum çığlığım kapladı: Buldum... Buldum... 1 Numarayı buldum!
Medya, İbrahim Şahine ait olduğu iddia edilen belgelerden kripto çözerken, ben Erdoğanın elindeki belgenin kriptosunu çözmüştüm işte: 1 Numara gölgelerin gücü adına dedikten sonra atılgan kod adıyla kahramanlıklar yapan, sarışın, göçmen görünümlü He-Mandi! Demek ki Eternia ve şatosunu İskeletorun kötü emellerinden korumaya çalışırken, illegaliteye alet edilmişti! Yazık!
Zaten eski Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel de Bu işte mutlaka bir yabancı parmağı var demiyor muydu?
Koskoca bir çocukluğu bu konuda uzmanlaşmaya ayırmış olan ben, bunu nasıl oldu da, Tayyip Erdoğan işaret etmeden çözemedim, çok hayıflandım. Neyse haftasonu ve saat de epey geç olduğu için, resmi makamlara bu konuda ihbarımı yapamadım. Ama zannederim bu yazı da, 1 Numaranın peşine düşenler için ihbar niteliği yaşıyacaktır(!)
++++++
TRTnİn personel alImI mülakatInda İlgİnç soru:
Hangi gazeteyi okuyorsun bakiim?
TRTnin 3 Kasım-3 Aralık 2008 tarihleri arasında kamera asistanı, sesçi, ışıkçı, mühendis, prodüktör, stajyer montajcı, stajyer muhabir ve spiker kadroları için yapılan mülakat sınavları tartışmaları da beraberinde getirdi. Örneğin kamera asistanlığı mülakatına katılan adaylar arasında iletişim fakültesinin radyo televizyon sinema bölümünden mezun olanların sayısı yok denecek kadar az oldu. Adayların verdikleri bilgilere göre, sınava katılan her adaya 5-10 dakika süre tanındı. Bu süre içerisinde adaylara, isimlerinin ne anlama geldiğinden, hangi okullarda okuduğuna; imam hatip lisesindeki öğretmenlerinin isimlerinden, hangi gazete ve köşe yazarlarını okuduklarına kadar birçok ilginç soru soruldu.
Yargıya başvurdular
Haber-Sen sınavların iptali için yargıya başvurdu. Haber-Sen Merkez Yönetim Kurulu Üyesi Osman Köse, Dava dilekçemizde internet üzerinden başvuruların sakıncalı olduğunu söylemiştik. dedi. Mülakata çağrılacak adaylardan bazılarının tam sınav öncesinde branş değişikliği yaptığına işaret eden Köse, mağdur adayların yargıya başvurduklarını söyledi.
* Fırat Kozok / Cumhuriyet
++++++
Allah, Cumhuriyeti aratmasın
Emine Erdoğan Hanım Batılı ve Arap başkan eşlerini Gazzeye yardım amacıyla Türkiyeye davet etmiş. Bir şeyi yapar gibi görünmeyin, mühim olan yapmak ve sonuç almaktır. Arap liderlerden ne fayda görüldü ki Gazzede fosfor bombaları atılırken, eşlerinden bir şey çıkabilsin!
Namaza Ambargo: Bu başlık Yeniçağdan. Kudüste Haberi okuyalım: Batı Şeriayı da tam abluka altına alan İsrail, bölgedeki Filistinlilere namaz ambargosu getirdi.Gazze ve Doğu Kudüsteki insanlık dışı uygulamaya göre, namaz için camiye giden erkeklerin 50 yaşın üzerinde ve İsrail kimliğine sahip olmaları gerekiyor.
Şimdi aklıma TVden izlediğim, Taraf gazetesinin şu başlığı geliyor: Altı Ergenekon, üstü Cumhuriyet.
Vefasızlık, haksızlık, hepsi bir arada. Gazze ateşler içinde yanarken, Türkiye Cumhurbaşkanının eşi bir mülakatta eşinin yakışıklılığından bahsedebiliyor. Her gün başka bir kıyafet giyiyor ve tam kadro olarak, ekipleri ve yandaşlarıyla birlikte büyük bir lüks ve rahatlık içinde yaşıyorlar. Sadaka adı altında devlet kesesinden israfın bini bir para. Allah bize, değerini bilmediğimiz Cumhuriyeti aratmasın!
* Afet Ilgaz / Milli Gazete
++++++
GÜNÜN SÖZÜ
Gene OR-gene-konan operasyon, 12 Eylül gibi somut bir darbeyi gerçekleştirip Bodrumda boya-badana yapan, Evrene-kon madığı sürece Türkiye yarı sömürge olduğu günleri de arayacaktır!
* Engin Balım
++++++
MİNİ YORUM
TRT 6yı sadece teröristler mi istemiyor
Starın sürmanşetindeki başlık uygulaması toplumda nasıl bilinçaltı yaratıldığına dair iyi bir örnek. Başlık şu: TRT Şeşe ADD ve PKK tepkisi Genel Başkanı Ümraniye soruşturması kapsamında tutuklandıktan sonra, cezaevindeki tuhaf kaza sonrası ölümle-yaşam arasındaki ince çizgide gidip gelen emekli Orgeneral Şener Eruygur ile terör örgütü PKKyı aynı çizgide göstermeye çalışmak değil mi bu? Mahkeme sonuçlanmadan yapılan Ergenekon Terör Örgütü yakıştırması düşünüldüğünde, ikisi de terörist algısı yaratmak değil mi? TRT 6yı kamu vicdnaında meşrulaştırmak için bakın bir tek teröristler istemiyor demenin zemini değil mi bu çaba?