ON FARKLI DİL

ON FARKLI DİL

İletigönderen Feza Tiryaki » Sal Eyl 12, 2017 22:20

ON FARKLI DİL

Bilgisayarda, küçücük bir haber:

“Çocuklar, şarkılarla barış mesajı verdi”.

Bir de resim koymuşlar. Ortada kız mı erkek mi anlaşılmayan irice bir çocuk duruyor, suratı asık mı asık, elleri belinde, iki yanında ona tutunan iki ergen kız, sözde balerin giyimiyle nasıl balerin giyimiyse bu, tesettürlüsü herhalde, bir ayakları yerde, bir ayakları gökte poz vermişler, önlerinde de robot görünüşlü iki küçük kız yürüyor, belki de dans ediyor, kim bilir? Bu resimdeki çocukların hepsinin ten rengi koyu, özellikle seçilmiş olmalılar...

Resim ve haberi Doğan Haber Ajansı’ndan. Yalan, alıntı, ekleme yapıştırma haber yayını yapılmadıysa.

Bu bir çocuk korosu konseriymiş. Koronun adı: “Rengarenk Göçmen Çocuklar Korosu”.

Koro nerede? Bodrum’da. Kim kurmuş? İranlı sanatçı (?) Ramin Farhangniya.

Hürriyet gazetesi aynı koroyu Temmuz sonunda sayfalarına taşımışmış. Şu başlıkla:

“Rengarenk Göçmen Çocuklar Korosu kuruldu”.

Hop, iki ay sonra da böyle bir konser haberi.

Haberi okuyup geçemiyorsun, haberin her yanı tırtıklı, döküntülü, tozlu, insanı kaşındırıyor, boğazına gıcık tutturuyor.

Temmuz’da koro tanıtılmış:

“Muğla'nın Bodrum ilçesinde kurulan ve 31 çocuktan oluşan “Rengarenk Göçmen Çocuklar Korosu” 9 dilde seslendirecekleri şarkılarla dünyaya barış mesajı verecek.”

Temmuz’da gözümden kaçmış böyle bir haber, hayret!... Koro’nun Bodrum’da kurulması ilginç. “Göçmen (?) çocuklardan oluşması” ilginç. Dokuz dilde şarkı okuyacak olmaları daha da ilginç.

Neymiş bu dokuz dil? Neden dokuz dil? Niçin dokuz dil? Hangi dokuz dil?

Koronun kurucusu, yöneticisi daha da ilginç. O zamanki gazetede, İranlı demişler, bugün, Azerbaycan kökenli, İranlı.

Bu koroyu destekleyen derneğin adı konser haberinde öne çıkarılarak yazılmış:

“İnsanca Yaşam Derneği öncülüğünde...”

Neyin nesiymiş bu dernek? Bilgağında arayınca hemen karşınıza çıkıyorlar. Pek de yeniymişler canım, 2015’te kurulmuşlar.

Tanıtımlarına, Bodrum halkının insani gereksinmelerini karşılıyoruz, yazmışlar. ”Bodrum Humanity” yazısı Türkçe adının hemen altında. “Hayır Kurumu” diye tanıtılan bir dernek.

Bu durumda ilk akla gelen Bodrum halkının insani gereksinmelerinin en başı “Barış ve dostluk” oluyor. Her yana çekilebilen, kötü emellilerin çok sık kullandığı iki sözcük. Kim kimle savaşıyor, savaşan taraflar kimler, bu savaşanların çocukları kime nasıl mesaj veriyorlar? Bu kavramları yabancı çocuklar aracılığıyla, onların dilleriyle, üç günlük eğitim alan balerinlerin danslarıyla vermek, halkı böyle eğiterek eğitim gereksinmelerini karşılamak, derneğin bu işteki amacı olmalı.

Temmuz'daki tanıtımda dokuz dille söylecekler denirken son haberde on dille şarkı söylediler deniyor. Bir dil daha eklenmiş.

Şimdi sizi de merak almadı mı, hangi ülke çocukları bunlar, şarkı söyledikleri on dil hangi dil? Tek tek kendi dillerinden söyleseler, olağan karşılardık, herkes diliyle söyler der geçerdik, merak etmezdik, koro bu, topluca şarkı okuyan çocuk topluluğu. Topluca, hep birlikte, bir ağızdan. Kendi dilinden başka, çocuk, dokuz dille daha şarkı okumayı öğreniyor, hem de konser verecek düzeyde.

Of, ne büyük proje! Ne büyük bir insani yardım! İzmir’in kurtuluş bayramının, Yunan’ın denize dökülüşünün, 9 Eylül’ün İzmirlilerce kutlandığı bu günlere ne çok yakışan bir etkinlik! Nasıl coşkuyla alkışlanacak bir haber!

“Bodrum Belediyesi Nurol Kültür Merkezi'nde verilen konseri yaklaşık 500 kişi izledi. Türkiye, Suriye, Hollanda, Rusya, Ukrayna, Azerbaycan ve Avusturya'nın da aralarında bulunduğu 12 ülkeden 6 - 16 yaş arasındaki 21 çocuktan oluşan koro, 10 dilde seslendirdikleri şarkılarla dünyaya barış mesajı verdi. Sahneye rengarenk kıyafetlerle çıkan çocuklar, izleyiciler tarafından alkışlandı.”

Hemen bu on dil neymiş meraktan ölmeden araştırıyorum. Tanıtımlarında yazıyor:

“Koroda 12 ülkeden 6-16 yaş aralığında 31 çocuk yer aldı. Çocuklara, Bodrum Belediyesi Turgutreis Sabancı Kültür Merkezi'nde şan ve diyafram açma eğitimleri verilmeye başlandığını ve çalışmaların “Türkçe, Farsça, Azerice, Japonca, Romence, İbranice, İngilizce, Rusça ve İtalyanca...” dillerinde yapıldığını belirten koronun şefi Ramin Fahrangniya...

Şef açıklıyor:

Önce Bodrum’da konser, sonra da dünyaya seslenme, bu koronun yapacakları... “Böylece göçün savurduğu hayatlara dikkat çekilecek...”

30 Ağustos’tan beri Yunan Genelkurmayı denizlerimizde sanal tatbikatlar yaparken, hava - deniz sınırlarımızı zorlarken, bizim “Kanarya Sevenler” derneği tadındaki derneklere bayılan “barış güvercinlerimiz”, on dille çocuk şarkısı dinlemeye salonlara dolacak. Bu etkinliği yapan dernek tanıtım sayfasına Bodrum 1772 diye bir elle çizim haritası koyacak, üstelik “Grek” yazacak haritanın üstünde. Tüm bunları “İnsanca Yaşam” adına yapacak. Bu yabancı dilleri, içlerinde İbranice de var - niye İbranice varsa - Bodrum’da yerleşik İngiliz’in çocuğu, Hollandalı çocuk, Alman çocuk... tuzu kuru ülke çocukları, acıklı sesler çıkararak, sallanarak, dalga geçer gibi, bize “barış” adına şarkı okuyacak! Türkiye bir ülkeyle savaşıyor mu? Savaş mı var ülkemizde? Koro şefi Ramin 12 Ağustos’ta yine böyle gazetelere haber olduklarında korolarını açıklamış:

“Şu an 9 dilde şarkı söylemeye başladılar ve repertuara başka diller de ilave edilecek. Çocuklara Farsça, Azerice, Türkçe, İngilizce, Rusça, Japonca, Romence ve İbranice şarkılar çalıştırdık.”

Söyleyecekleri dilleri sayarken Azerice demişler bir de. Azeri adında bir ayrı ulus ve Azerice adlı dil var mı? Azerbaycan Türkü’nü, Türklerden, barış söylemleriyle böyle bir güzel ayırıveriyorlar, çaktırmadan, gülücüklerle. Diğer diller de çok ilginç çok. Haberdeki dilleri yeniden okuyalım mı?

“Türkçe, Farsça, Azerice, Japonca, Romence, İbranice, İngilizce, Rusça ve İtalyanca...” Onuncusu hangi dil, öğrenemezsem çatlayacağım!

Şarkıların arasına “Sarıgelin” türküsü de sıkıştırılıvermiş, ses kaydını izlelerken duydum.

Bu dilleri nasıl bir araya topladılarsa, toplayanları hemen kutlamak gerek. Odatv, açılımlı yıllarda, 2013 yılında, 23 Nisan’da hem de, şöyle bir haber vermişti:

“Şırnaklı öğrencilerden 7 dilli barış mesajı”. Demek ki bu yaygın bir iş. Bu yedi dili bir bir sayıyorlar orada, evlere şenlik. Yöresel ağızlar dil sayılmış, “K.rtçe”, diyor, sanki bu adla bir dil var, yanında “Zazaca” demiş, ne oluyor demeden olmayan Lazcayı atmışlar ortaya... kısaca, bölücülük için gerekli adlar sıralanmış, yanlarında da Arapça, Ermenice, tabii sömürgecilerin olmazsa olmaz dili İngilizce.

Önce ben şuyum, ben buyum diye kökenlerini (?) sayan çocuklar, ben insanım, en son ben Türkiye’yim, ben dünyayım, demişler. Niye mi demişler böyle? Çok safsınız çok. “Barış” mesajı vermek kolay mı? Türk’üm mü desin Türk çocuğu, yoksa nasıl bölerler bizi?

İnsanca Yaşam Derneğinin desteklediği, İranlı sanatçı (?) Ramin’in kurduğu ve çalıştırdığı bu koronun da amacı - dikkat ediniz hedefin yüksekliği başınızı döndürmesin – dünyaya, birçok ülkede konserler vererek, barış, dostluk ve kardeşlik mesajı vermekmiş.

Gördünüz mü bölücülerin pek sevdiği kardeşlik sözünü bile araya katmayı unutmamışlar.

Yine koro şefi döktürüyor:

“ Çok muhteşem bir konserimiz oldu. On farklı dilde şarkı öğrettik.”

Konser sonrası pek bir coşmuş:

“Her şey çok keyifli gidiyor...” İşin formülünü veriyor, bakın ne kolay:

“Çocuklar barış şarkıları söylesin, büyükler savaşı durdursun. Çocuklar en masum canlılar. Dünyanın birçok yerinden katılan çocuklarımız var ve Bodrum'da yaşıyorlar.”

Eh el atmadığınız bir Akdeniz kalmıştı. Dilimize, benliğimize, bir de oradan saldırın! On dil diye başlayıp sayıyı artıracakmışsınız.

Artırın, sizi kimse tutamaz!

“İnsanca Yaşam”, tanıtımında, hareketli yazıyla duyuruyor:

"Paylaştıkça artıyoruz, çok oluyoruz, (nedense "bir" büyük harfle yazılı) BİR oluyoruz.”

Neyi paylaşınca artıyorsun? Yabancı dilleri mi? Çok olmak ne demek? Önce güzel bir Türkçeyle yazsanız da ne dediğiniz anlaşılsa!

Bu da tanıtımdaki basın bölümünden, 20 Ağustos tarihli:

“Bodrum’da İnsanca Yaşam’dan güzel haber! (English below)” * diye başlıyor duyuru, devam ediyor:

“Yunan ortaklarımız Eylül’de Bodrum’da… Türkiye’den Bilgi Üniversitesi...”

Kimse boş durmuyor. Gerçekler küçük haberlerde gizli...

Feza Tiryaki, 12 Eylül 2017

Ek: * http://bodrumdainsancayasam.org/duyurul ... zel-haber/
http://www.msn.com/tr-tr/video/fun/mu%C ... vp-AArLn9H
https://www.amerikaninsesi.com/a/gocmen ... 83020.html
Kullanıcı küçük betizi
Feza Tiryaki
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 987
Kayıt: Sal Kas 09, 2010 14:12

Re: ON FARKLI DİL

İletigönderen Feza Tiryaki » Prş Eyl 14, 2017 19:01

KEL BAŞA ŞİMŞİR TARAK

“On Farklı Dil” adlı yazıma, bayağı güzel saldırılmış. Sanal ortamda atılmış tutulmuş, hakaretler savrulmuş...
Bu çirkin yorumları kaldırmadan önce, gerçi değmez, boşuna çaba ama bu kendini bilmezlere iki çift sözüm olacak:
*
İyi saldırmışsınız, aferin size naylon barışçılar! Barış deyince ne anladığınız iyice ortaya çıktı.

Bizim ülkemizde zencilerle ( koyu tenli insanlarla) bir derdimiz mi var? Amerika gibi onlara ayrımcılık mı yapıldı, yapılıyor? Biz Amerika mıyız teni koyu renk olmak acıtasyon malzemesi oluyor? Neyin taklidindesiniz? Küçük Amerika olmanın mı? Yazıda adı geçen Şırnak’taki yedi dilli (?) ihanete bir sözünüz yok, derneğinizin uluslararası ilişkilerini es geçiyorsunuz, işi kedi köpek derneklerinin gazetelerde sık sık kavgalarına şahit olduğumuz saldırgan kadınlarının atışmaları tadına çevirmişsiniz. Ülkemizin en önemli gününde, “barış”” dostluk” için, gelmiş geçmiş dünyanın en büyük devlet adamı yüce Atatürk’ü, 9 Eylül’ü, saldırgan, yayılmacı düşmandan kurtulduğumuz günü anlatan “İzmir’in Dağları” marşını okutsaydınız ya dokuz dilli koronuza? “Yaşa Mustafa Kemal Paşa yaşa!” “Adın yazılacak mücevher taşa!” dedirtseydiniz önce o topladığınız sözüm ona Avrupalı “göçmen”çocuklara!

Avrupalı nasıl göçmen oluyorsa? Savaştan mı kaçmış Avusturyalı? İngiliz? Fransız? Rus? Hollandalı? Japon? Yahudi? Savaştan kaçmışlar, ülkemize mi sığınmışlar? Yoksa oh ne güzel deniz, ne güzel yerler, ne güzel hava, bende de var bol para deyip Bodrum’a yerleşmişler mi?

Daha dün Frankfurt havaalanıda THY bölümünde uçağa biniş kuyruğundaki Türklere biber gazlı saldırı yapılmadı mı? Siz Avrupa’daki ırkçılığı biliyor musunuz? Gurbetçi işçilerin sorunlarıyla, oralarda yaşadıklarıyla hiç ilgilendiniz mi?

O çocuklara, o derneğe, o koro şefine o imkanı veren, onlara dokuz dille şarkılar okuma olanağını sağlayan bu güzel ülkeyi kurtaran, Cumhuriyeti kuran yüce önderimizden söz etmeden, ona teşekkür etmeden nereye böyle? İbranice söyleteceğinize, Rusça dinleteceğinize, Hollandaca, Japonca, tabii İngilizce... Türkçe seslenseydiniz ya Türk insanına? O göçmen dediğiniz çocukların geldiği ülkelerin ve şarkı okudukları dillerin uluslarının kaçı savaş yaşıyor? Romanyalı kimden kaçmış da ülkemize yerleşmiş? Hollandalı güneşimiz için gelmiş Bodrum’a, Japon’u öyle, Rus’u öyle, İngiliz’i zaten öyle, Avusturyası öyle... İbranisi öyle. İtalyan’ı zaten ezelden beri Akdeniz bölgemizin hayranıdır. Kendi küçük ülkeleri onlara bir zamanlar dar gelmiş, çok uzun yıllar önce, Kurtuluş Savaşı yıllarımızda, bilmeden kıyılarımıza çıkıvermişler, hem de silahlı askerleriyle, öyle değil mi? Şimdi de koroda dilleriyle “barış- dostluk” mesajı veriyorlar... Ne göz yaşartıcı!.. Türkiye Cumhuriyeti, Atatürk Cumhuriyeti, bu ülkelerin hangisiyle savaşmış? İtalyan’ın, diğer çağdaş (!) ülkelerin dünyaya mesaj vermek için senin topladığın o çocuklara ihtiyacı mı var? En yüksek müzik ve dans eğitimiyle sizin yapmaya çalıştığınızın on katını becerirler... Yoksa siz Bodrum’daki izleyenlere bu kadar kalite yeter mi dediniz? Dansları öyle baştan savdınız?

Ülkemizde ırkçı, bölücü, yayılmacı ülkelerin desteklediği bir PKK terörü yaşanırken, siz hangi ülkenin hangi savaşı için barış şarkıları söylemeye soyundunuz? Topladığınız çocukların ülkeleri ve dilleri çok ilginç, çok düşündürücü...

Hergün terör kurbanı oluyor polisimiz, askerimiz, sivil insanımız. Çocukları babasız kalıyor, öksüz, yetim kalıyor... Boyunları bükük binlerce çocuk...

Bunlara taş gibi ilgisiz kalın, Bodrum’da yerleşik tuzu kuru Avrupalı’yla gösteri yaptırın, sahte barış, insanlık mesajları verin.

Gazetelere geçen haberinizden, haberdeki resimden yola çıkılarak yazılan bir durum değerlendirmesine de kudurmuşçasına saldırın!

Size bir şey diyeyim mi?

Siz siz olun birine saldırırken o kişinin daha önce neler yazdığını, nasıl bir çizgisi olduğunu, neyi savunduğunu, neyin sevdalısı olduğunu bir araştırıverin, en azından o kişinin birkaç yazısını daha okuyun.

Sanırım o zaman bu gülünç duruma düşmezdiniz!

Durumunuzun, o "göçmen" koronuzun, bu koroyla yaptığınızın halk dilimizdeki tam karşılığı:

“Kel başa şimşir tarak!”

“Barış”tan sözedenlerin diline bak!

14 Eylül 2017
Kullanıcı küçük betizi
Feza Tiryaki
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 987
Kayıt: Sal Kas 09, 2010 14:12


Şu dizine dön: Feza TİRYAKİ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x