Ön-Türk Uygarlığı ve Kemalizm'in tarihsel temelleri

Ön-Türk Uygarlığı ve Kemalizm'in tarihsel temelleri

İletigönderen Türk-Kan » Pzr Eyl 27, 2009 16:59

Resim

”Türk'ü anlamamak için tarihe göz yummak gerekir.
Haksız saldırılar ve adi iftiralar önünde Türk'ün vakur kalışı, kuşku yok ki körlerin gerçeği, eşyayı anlamadıklarını düşündüklerinden ve körlere acıdıklarındandır. Bu soylu davranış o adi iftiralara ne açık bir cevap oluyor.”

Pierre Loti



Tarih, uluslaşma sürecinin temel taşıdır. Tarih ve ekin bilgisine sahip olmayan ulusların geleceklerini görebilme olanakları yoktur.

Yüksek karakterli bir geçmişi olan Türklerin dil ve ekin özellikleri de diğer uluslara göre çok daha ileridir. Bunun ayırdında olan sömürgeci batılı zihniyetler, Kemalizm’in Türk çocuğunu bilinçlendirme, tarihiyle gurur duyarak daha da ileriye gitme, ufku keşfedip ufkun ötesini görebilme ülküsünü yok etmek için kendi kafalarına göre, bilimsellikten ve gerçeklikten uzak bir Türk tarihi yazmışlar ve buna Türk insanını dahi inandırmışlardır.

Kemalist ideolojinin temelinde de Ön-Türk kültürü yatmaktadır. Mustafa Kemal ATATÜRK’ün üzerine ısrarla eğildiği konulardan birisi de Türkistan (Orta Asya) dili ve tarihidir.

Osmanlı İmparatorluğu’nun Türk tarihini, ekinini ve dilini yok sayması, Osmanlıca denilen kırma bir dil, Osmanlı diye adlandırılan yapay bir millet yaratması sonucunda Ön-Türk Uygarlığı yaşanamaz hâle gelmiştir. Batının yıllardır unutturmaya ve Türk’ü kimliksiz bırakmaya çalışması da ülkemizde yapay Türkçüler ve yapay Atatürkçülerin ortaya çıkmasına zemin hazırlamıştır. Batının kaleme aldığı Türk tarihindeki dayatmalar ve tutarsızlıklara bakacak olursak:

    1- Türk tarihi Orta Asya’ da MS 300’lü yıllarda başlar.
    2- Türkler göçebedirler. (Uygarlıktan nasibini almamış bir göçebe sürüsüdür.*)
    3- Türkler Anadolu’ ya 1071’de gelmiştir.
    4- Anadolu var oluşundan bu yana Latin ve Grek Uygarlığı’na aittir. Türkler işgalcidir.
    5- Türkçe geri kalmış bir dildir. (Bugünkü gençliğin içine düştüğü yanılgı da bu maddeden ileri gelmektedir. Türkçe zayıf bir dildir, çoğu anlamı karşılayamaz. Arapça ve İngilizce dilleri daha üstündür yanılgısı.)

Yukarıdaki maddeleri daha da çoğaltabiliriz. Ancak bu maddeler diğer yanılgı ve şaşırtmacaların da kökenini oluşturmaktadır.

Türk ulusunu barbar, yıkıcı ve kaba bir toplum olarak dünyaya tanıtan ve Türk (?) milli eğitimine de pazarlayan bu düşünce maalesef Türk gençliğinin beynini esir almıştır.

Yukarıdaki maddelerin ne amaçla ortaya atıldığını bilen Atatürk, Kemalist Devrimlerini de bu yönde şekillendirmiştir. Şimdi de bu konuya bilimsel çözüm yolları üretmek için yapılan Kemalist Devrimlere bakalım.

    1- Türk Dil Kurumu ile Türk Tarihi Kurumlarının kurulması.
    2- Güneş-Dil Teoremi
    3- Türk Tarih Tezi
    4- Köy Enstitüleri, Halkevleri, Millet mektepleri’nin kurulması.
    5- Harf Devrimi
    6- Öztürkçeleştirme hareketi.

Mustafa Kemal Atatürk; Ziya Gökalp, Namık Kemal gibi yazarlardan oldukça etkilenmiş, Gökalp’in Türkçülüğün Esasları adlı yapıtında çizdiği yoldan emin adımlarla ilerlemiştir.

10. Yıl Nutku’nda Atatürk; “ Türklüğün unutulmuş büyük medeni vasfı ve büyük medeni kabiliyeti bundan sonraki inkişafıyla atinin yüksek medeniyet ufkunda yeni bir güneş gibi doğacaktır.” sözüyle Kemalizm’in amacını da açıkça ortaya koymuştur. Peki unutulmuş bu uygar vasıf nedir? Hangi dönemde yaşamıştır? En önemlisi bu uygar vasfı bizlere kimler, niçin unutturmuştur? Bu sorulara yanıtlar bulmak ve bu yanıtları Türk ulusuna anlatmak bizlerin boyun borcudur. Unutulmuş uygar özelliklerimiz Türkistan topraklarında ortaya çıkmıştır. Aynı zamanda MÖ Anadolu’da yaşayan Türkler tarafından da bu uygarlığa katkılarda bulunulmuştur. Nitekim Mustafa Kemal Atatürk MÖ’de Anadolu’da Türklerin yaşadığını biliyor ve 1071 masalının ne kadar büyük yalan olduğunu kanıtlamaya çalışıyordu. Yüce önderin Hatay için söylediği şu söz onun bu konudaki derin bilgisinin kanıtıdır: “ Kırk asırlık Türk yurdu düşman işgalinde kalamaz.”

Matematiği de tarihi de bir arada düşündüğümüzde Mustafa Kemal’in güneş olarak nitelediği Türk Uygarlığı’nın ne kadar uzak tarihlere dayandığını görebiliriz. Bizleri mozaik ülkesi yapmaya çalışanlar, Sevr dayatmacılarına, Türklüğü Araplaştırmaya çalışanlara karşı yükselen bu aykırı sesler hep Mustafa Kemal’den çıkmıştır. Üç hilal ile bozkurtun birbirine zıt düşüncelerin simgeleri olduğunu bilen Atatürk, Osmanlıcı değil Türkçüdür. Ezanı ve Kuran-ı Kerim’i Türkçeleştiren büyük kurtarıcının 3. yol ideolojisinin ne kadar sağlam temellere dayandığını O’nu araştırdıkça daha iyi görüyoruz.

Orhun Yazıtları’nda Kültigin Abidesi bölümünde yazılı olan şu sözler batılı-emperyal ülkelere karşı Türk ulusunun kendine olan güvenini ortaya çıkarmaktadır: “ Türk, Oğuz beyleri, milleti, işitin: Üstte gök basmazsa, altta yer delinmezse Türk milleti ilini, töreni kim bozabilir.” İşte Mustafa Kemal’in Güneş-Dil Teoremi ve 10. Yıl Nutku başta olmak üzere sürekli olarak kullandığı “Güneş” Kemalizm’in tarihsel temellerini oluşturan Göktürkçeyi ve tümden Anadolu’da içinde olmak üzere büyük bir Türk Uygarlığı’nı temsil etmektedir.

Avrupalıların tarihe aldığı Türk tarihi bizleri dışlayan, İnönü Savaşlarının dahi küçük cephe savaşları olduğunu söyleyen, Türk insanın kendisiyle dalga geçmesine neden olan bir tarihtir. Tüm bu dayatmalara karşın tarihimizden aldığımız büyük güçle, Nutuk’ ta Mustafa Kemal’in Mister Nowill ile Galip Bey’e hitaben yazmış olduğu şu satırlarla günümüzün Nowillerine ve Galip Beylerine yanıt verelim: “… Aklınızı başınıza toplayın. Galip Bey ve yardakçılarının verdikleri ahmakçasına ve asılsız sözlere kapılarak ve Mister Nowil gibi milletimiz ve vatanımız için zararlı olan yabancılara vicdanınızı satarak yaptığınız alçaklıkların milletçe sorulacak hesabını göz önününde bulundurunuz. Güvendiğiniz şahısların ve kuvvetin sonunu öğrendiğiniz zaman kendi sonunuzla karşılaştırmayı unutmayınız!”


Hakimiyet-i Milliye Dergisi, Ömer ÜNAL
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

Şu dizine dön: Ön-Türkler

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x