ONDAN SONRA DELİRMECE
“Var varanın sür sürenin, çok baykuşu olur viranenin…”
Memleket toptan sanki aklını yitirmiş.
Son on beş gündür aynı sözlerle gerilmiş…
Herkesin gözünde gözlük, dilinde yüzlük,
Maskeler düşmüş, keller görünmüş…
Gör görmez misin? Bil bilmez misin?
Yedi yıl mı beş yıl mı derler,
Kendi ettiklerine kalkar bir çare beklerler…
Şike yasasıyla yatıp kalkarlar…
Askeri, ordusu, okumuşu, doğruları bulmuşu zindanda yatar da,
Bir, “Vay anam vay! “diyen bulunmaz.
Diyen olur da o zaman ortalarda durulmaz…
Her kafadan bir ses çıkar,
Hainler birlik olur devleti taşlar.
Tunceli tekrar olur Dersim, Ata’nın Meclisi’nde kürsüde karga seslim!
*
Gâvurun oyununa, koyun postu giymesine yalnızca aptallar kanar…
Libya’da, Irak’ta, Afganistan’da, Pakistan’da kanlar akar,
İnsanlık, iyilik doğruluk boşuna arar…
Küresel çetenin azgını, yüzüne vurmuş düzgünü…
Irak’tan çıkarken geri, görmedin mi Suriye’den girermiş Sam Amca içeri…
Arkasından dürülecek ülkemizin defteri…
*
Hamamböcekleri ortalığa dökülmüşler,
Biri Ermenice def çalar, biri köçek olmuş oynar…
Ezeli düşmana bel kırıp göbekler atar…
Eski solcuların azgını, halktan çalmış yazmış destanı.
Giderayak ödül ister eli kanlı cadıdan.
Elinde âsâsı, başında görülmez külâhı,
Fransa takar ona istediği büyük nişanı.
Kimi İngiliz’den takar başına haçlı duvağı…
Kocakarının rastığı, boyadı gitti yastığı…
*
Bir varmış bir yokmuş.
Allahın deli kulları pek çokmuş.
Bizden daha delisi hiç yokmuş.
Çok demesi günahmış.
*
Türküler söylemeli, özümüze dönmeli…
Türküm Türküm diyenin sözünü dinlemeli.
“Asker oldum giydim yelek, üç günde ayırdı felek.
Eylen Sunam eylen… Eylen Suna gelin eylen…”
Kutu kutu içinde, dertler derdin peşinde…
Herkes esir alınmış, evinde bir televizyona bağlanmış…
“Eller al yeşil giymiş, benim karalarım var.”
“Erzurum’da kerpiç evler, sevdiceğim yolum gözler.”
Milletimiz yurtseverden, korkmayandan görev bekler.
“Pencereden kar geliyor, gurbet bana zor geliyor…”
“Kötüleri n'etmeli, merdivenden atmalı.”
Paldır küldür gidende bir tekme de vurmalı…”
*
Az gittim, uz gittim, dere tepe düz gittim. Bir memlekete geldim. Baktım yokuş aşağı… Etraf dümdüz uzanır…
Işıkları yakmışlar… Eğlenceye dalmışlar… Noelleri gelecek, günahları gidecek…
Hepsinin keyfi gıcır, bir kendileri var, bir de yine kendileri var…
Müslümanlar ağlasın, sınırlarıyla oynansın, içişlerine karışılsın, ülkeleri bombalansın…
Bunlar yesinler içsinler, içki, tütün kahve desinler…
*
Avrupalı, Amerikalı hep aynı biçkiden.
Yerli işbirlikçiler dediler, hepimiz bir gömlekten…
Konaraktan göçerekten, şeker fabrikalarını biçerekten,
Sataraktan, savaraktan, eşe dosta peşkeş çekerekten…
Doktorları ezerekten, hacıları hocaları her yere yerleştirerekten geldiler…
İnteşten menteşten, beyinler işlemez olmuş hipnozdan.
Yönetenler pek namlı,
Halkın durumu pek gamlı…
*
Baltacıya dedim: “Bir balta yapar mısın?”
Dedi: “Hay hay yaparım, ama birini de kaparım,
Akılsız başa vururum…”
*
Biri sordu:” Ha nerde senin kafan uşağum?
Dedim: “Biri bana vurdu, kafam koptu, sonra kaptı gitti bir yılan!
Aran gözlerim aran! Dayan yüreğim dayan!”
*
Dediklerimin bir yanı yalan, bir yanı dolan…
Haydi gel, biraz da sen oyalan…
Feza Tiryaki, 20 Aralık 2011