Ordu neyi korur
Geçen hafta bir Haber programı izliyorum.
Bir hanımefendi Türk ordusuna verip veriştiriyor.
Entel dantel camiada giderek "Referans" haline gelen ordu düşmanlığını seslendiren sıradanlardan biri.
Orduların neden varolduğunu, neye yaradığını bilmeyenlerden.
Sürekli yazıyorum. Bir kez daha yazacağım.
Ülkelerin orduları böyle abuk sabuk söylemlerle yıpratılmaz.
Yıpratılmamalıdır.
Yedekleri yoktur.
Ulusun en önemli varlıklarındandır.
Ordular olmasa, uluslar olmaz. Devletler ayakta duramaz.
O gün o programa katılanlardan olsaydım, Türk Ordusuna saldıran hanımefendiye tek bir soru sormak isterdim.
"Hanımefendi o ordu aslında neyi koruyor biliyor musunuz?"
Ne yanıt vereceğini bilmiyorum. Büyük ihtimalle demokrasiden, ordunun siysete müdahalesinden, Güneydoğu'dan falan söz ederdi.
Bense ona çok kısa bir yanıt verirdim.
"Hanımefendi belki farkındasınız, belki değilsiniz ama o ordu sizin bacak aranızı da koruyor"
Biraz sert olurdu belki ama bence öyle.
Ordular, ülkelerin sadece sınırlarını, topraklarını, bütünlüğünü korumaz.
O ülkenin namusunu, iffetini korur.
Yüzyıllardır belki de bin yıllardır savaşların nasıl sonuçlandığını bilirsiniz değil mi!
Bir ordu savaşı kazanıp, düşman ülkeyi fethettiği zaman ne yapar hatırlıyor musunuz?
Savaşların sonunda hep trajik tecavüz hikayeleri yok mudur?
Bu bin yıl önce de böyleydi, Avrupa'nın göbeğindeki bir kaç yıl önce de böyle.
Galip tarafın, muzaffer askerleri, savaşın sonunda en acı intikamı ne yazık ki, hep böyle almışlardır.
Galip taraf, mağlup tarafa en büyük acıyı hep böyle tattırmış, mağlubun son kalan kalesi namusunu da ele geçirmek savaşın son darbesi olmuştur.
Türk ordusuna sallayan hanımefendi bilmelidir ki, Türk ordusu Türkiye'nin sınırlarını korur.
O sınır ne yazık ki, kadınlarımızın bacak arasına kadar uzanır.
Fatih ALTAYLI, 24.11.2008