Orduevi İfadesi
Radikal Gazetesi / 15 Haziran 2009
Geçen pazar günü öğleden sonra saatlerinde, arkadaşlarımızla kahvaltı etmiş, arabayla Boğaz’da ilerliyorduk. Kalender Orduevi’nin orada trafik, dakikalarca kımıldatmayacak biçimde kilitlendi.
Ben de fırsat bu fırsat, dakikalarca (gibi gelen saniyelerce tabii aslında) Kalender Orduevi’nin bahçesindeki masalara oturmuş yemek yiyen insanları izledim. İfadelerini. Çok tuhaftı.
Bana mı öyle geldi bilmiyorum, tesadüf deyip geçilebilir mi onu da bilmiyorum, güneşli bir tatil gününde eş-dostla keyif yapmak için oturmuş Orduevi ‘misafirlerinin’ hepsinin de yüzünde sert, snob*, her an had bildirmeye, hizaya sokmaya hazır bir ifade vardı. Eğlenmiyorlardı, mutlu ya da huzurlu da görünmüyorlardı. Sanki vazife başındaydılar, hazıroldaydılar ve de şimdi geliyordu fırça: Sen, ağzını kapamadan esneyen, çek sağa!
Tamam, kaldırımın hemen karşısından ciyaklayarak denize atlayan çoluk çocuğunki gibi hararetli bir coşku beklemeyelim.
Ama o gün Boğaz hattındaki onca kafe, lokanta, çay bahçesi, hatta araba koltuğunda yüzlerce insan seyrettik. Hava bunaltıcıydı, etraf kalabalıktı, servisler kesin aksıyordu, trafik eziyet halini almıştı, gene de insanlar yazın nihayet tüm cilveleriyle geldiği bu tatil gününde kendini iyi hissediyordu.
Orduevi sakinlerinin yüzlerine hâkim olan o tarifi zor ifadeye, hiçbir çay bahçesi ya da balıkçı müşterisinde denk gelmedim.
Ben mi böyle bir mana yüklüyorum acaba onlara, önyargı birikintilerinden süzüp diye düşünmedim değil, ama sanki o bir örnek maskelerden takmışlardı ve de kaş kavisleri, dudak çizgileri, memnuniyetsizliklerinden başka bir de hep o üstten, ayrıcalıklı, kıymeti, kudreti, kerameti kendinden menkul hali vurguluyordu.
Birbirleriyle itişe kakışa, hemen diplerinden denize atlayan gençlerden de, kaldırımda sevgilisiyle el ele yürüyen pardösülü kızdan da tiksiniyorlardı herhalde. Olsa bir sopa ellerinde, hepsini nasıl da hizaya sokarlardı.
O ifadeler öylesine değil. Masum değil. Orduevi ‘misafirleri’ yani ordunun o aman da pek ayrıcalıklı evlerinde eğlenmeye/sıkılmaya hasbelkader aksesi, akrabası bulunanlar bile yukarıda görüyor kendini bizden ha? Vay be!
O ifadeler aslında pek çok şeyi anlatıyor. Taraf’ta yayımlanan son korkunç programları bile.
Nur Çintay Aköz
* Snop: 1. Giyinişte, söz söyleyişte, dilde, düşünüşte toplumun gülünç ve aykırı saydığı yapmacıklıklara ve aşırılıklara kaçan. 2. Seçkin görünmek için, bazı çevrelerdeki düşünceleri benimseyen, hayranlık duyan ve onlar gibi davranmaya özenen, züppe.