Orduyu Terhis Etmenin Modern Yolu: Nimet Çubukçu’ya Brifing!

Orduyu Terhis Etmenin Modern Yolu: Nimet Çubukçu’ya Brifing!

İletigönderen tuba » Prş Eki 30, 2008 1:35

Orduyu Terhis Etmenin Modern Yolu: Nimet Çubukçu’ya Brifing!

Neden birileri çıkıp delikanlı gibi, “Biz, AB Konseyi’nin TSK’nın denetimi sivillere geçsin kararını uygulamaya koyduk, Türk ordusu bundan sonra sadece bir muhafız birliğinden ibarettir” demiyor da;

Yok Diyarbakır’a gezi düzenleyip halkla el sıkışmalar, yok Mustafa Karaalioğlu’nu karargâha davet edip kahvaltı ısmarlamalar, “Bana paşam demeyiniz” demeler…Böyle snoplukları demokratlık zannetmeler..

Gibi işlerle bizi oyalıyor?



Genelkurmay Başkanı’nı elinde ışıklı kalemle Bakanlar Kurulu’na brifing verirken düşününce, aklıma ilkokul kitaplarında kalan “Bak Nimet bak, işte bu terörist” gibi bir tekerlemeden başka şey gelmiyor.

Genelkurmay Başkanı’nın kabineye brifing vermesi, “bir ilk” olarak basının pek hoşuna gitti.

Eee, “ilk’lerin adamı” ne de olsa…

Karargâh’ın yeni “ilklerini” heyecan ve hararetle bekliyoruz.

Mesela, Ahmet Altan’la münazara…Nasıl olur ama?

İlker Başbuğ, “Çok gezen bilir” tezini, Ahmet Altan da “Çok okuyan bilir” tezini savunsun..Program televizyonlardan canlı yayınlansın, hatta sunuculuğunu Osmantan Erkır yapsın; bizler de SMS üzerinden puan verelim…

Genelkurmay Başkanı’nın Bakanlar Kurulu’na brifing vermesi, “"Ben, sivil iradeye bağlı bir bürokratım; denetimlerinize, görüşlerinize ve hatta emirlerinize hazırım” anlamına geliyor..

Hazır terörle mücadeleyi sivillere,yani İçişleri Bakanlığı’na devretmişken, Tapu Kadastro’dan sorumlu Bakan’a, Hıfzı Sıha Enstitüsü’nden sorumlu Bakan’a brifing vermemek olmaz…

Her şeye tamam da…Ben mesela, “yerli hıyar standartlarını” belirlemek görevine sahip olan Türk Standartlar Enstitüsü’nden sorumlu Bakan’ın terörle mücadele konusunda neden Genelkurmay Başkanı ile doğrudan muhatap edildiğini anlamadım…

Bir yandan, “yeni kurullar kurulsun”, “ödeneklerimiz artırılsın”, “Maliye Bakanlığı engel çıkarmasın” diye ağlaşacaksınız, diğer yandan “terörle mücadele görevini” İçişleri Bakanlığı’na devredeceksiniz…

Sayın Beşir Atalay, terörle mücadele konusunda başarıdan başarıya koşmuş bir siyasetçi nasıl olsa; bu sorumluluğun altından da yüzünün akıyla kalkacaktır. Tıpkı bir diplomasi ve dış politika duayeni olarak büyük başarılara imza atmış olan Dışişleri Bakanı Ali Babacan gibi…

Ankara’da önünüze çıkana sorun, “Beşir Atalay’ın hafızalarda kalmış hangi icraatını bilirsin?” diye…

Bir; “Abdullah Gül’e yakın olmak”,

İki; “Kırıkkale Üniversitesi rektörüyken dolmuşla üniversiteye gidip gelen Ömer Çelik’e doktora diploması vermek..

Üç?

Üç yok…

Bu “terörle mücadeleyi sivillere” devretmek olarak formüle edilen şeyle ilgili kafamı kurcalayan başka sorular da var…

Mesela İçişleri Bakanlığı terörle nasıl mücadele edecek?

Terörle Mücadele Şubesi elemanları ile Asayiş Şube’yi Şırnak-Silopi’ye sevkederek mi?

Terörle Mücadele Şubesi Şırnak’a taşınırsa, “Ergenekon Terör Örgütü” ile kim mücadele edecek? Olmaz, boşluk doğar…

Neden birileri çıkıp delikanlı gibi, “Biz, AB Konseyi’nin TSK’nın denetimi sivillere geçsin kararını uygulamaya koyduk, Türk ordusu bundan sonra sadece bir muhafız birliğinden ibarettir” demiyor da;

Yok Diyarbakır’a gezi düzenleyip halkla el sıkışmalar, yok Mustafa Karaalioğlu’nu karargâha davet edip kahvaltı ısmarlamalar, “Bana paşam demeyiniz” demeler…Böyle snoplukları demokratlık zannetmeler..

Gibi işlerle bizi oyalıyor?

Evet, ordu sivil denetime açılsın. Bu işe bakacak bir komisyon kurulsun, başına da Mümtazer Türköne ile Ali Bayramoğlu getirilsin; “komisyon eşbaşkanlığı” yapsınlar…

Nasıl?

“Ordu sivil denetime açılsın” diyenler, aynı hassasiyeti “hükümetlerin sivil denetime açılması” konusunda neden göstermiyorlar acaba? Paçalarından yolsuzluk akan hükümetleri “sivil denetime” kim açacak?

Meclis’in en önemli denetim mekanizmaları olan önerge ve soru önergesininin işlemez hâle getirilmesinin hesabını kim soracak?

İcraatla ilgili hiçbir soru önergesine ciddi bir cevap vermeyen Başbakan’a, Bakanlara kim “Bu demokrasi ayıbıdır, denetimden kaçıyorsunuz!” diyecek?

Büyük bir pişkinlikle dokunulmazlık zırhına sarılanlara kim dur diyecek?

Ey Soros demokratları… var mı bu sorulara verecek cevabınız?

Ve ey Soros generalleri…Sizi “demokratlık” kompleksine sokarak Türk ordusunu medya maymununa çevirenlere, bu soruları soracak yüreğiniz var mı?

Terörle mücadele sivil iradeye devrediliyormuş….

Devredilen “sivillere” bakar mısınız?

Beyler…Nimet Çubukçu’ya brifing adı altında “tekmil” vermek, ordunun “sanal terhisinden” başka bir şey değildir. Bunun gözlerden kaçtığını zannedip Türk Milleti’ni aptal yerine koymayın…Tarihteki bedeli ağır olur..

NOT: Terörle mücadele “görevini” askerden devralan AKP Hükümeti’nin nasıl bir durumla karşı karşıya olduğunu da bir sonraki yazıda işleyeceğiz.

Fatma Sibel YÜKSEK

.
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x