Tüm çabalar Muhammed (sav) ve Hz. Ali'yi karşı karşıya getirmek. Amerika başkanı Donald Trump'ın son günlerinde kat ettiği mesafe,ziyaret ettiği ülkeleri ve elde ettiklerine sadece üstün körü bile baksak amaç anlaşılmaktadır.
İlk durak Suudi Arabistan olmuştu. Tüm dünya yapılan ticari antlaşmayı konuşurken hacmine saplanıp kaldı. Öyle ya, dile kolay 280 milyar dolar iş birliği anlaşmasına imza atıldı. 110 milyar sırf silah alımı için onay verildi. İyide ,çöl fareleri artı 110 milyarlık silahı ne yapacak acaba ve bundan ABD'nin çıkarı ne ola?
Başkanlık koltuğuna oturdu saniye itibariyle Trump inanılmaz bir İran düşmanlığı sergilemeye başladı. Yapılan Nükleer anlaşmanın iptali için ne gerekiyorsa yapmaya hazır olduğunu göstermiştir. Riyad ile varılan silah satışını bu çerçevede değerlendirmek lazım. İran ,Beyaz Saray'ın da isteği doğrultusunda, akıl almaz bir şii yani İran düşmanlığı körüklemektedir. Bu anlayış İran devrimin ardından Saddam Hüseyini İrana karşı destekleyerek 8 yıllık bir kıyıma sebep olmuştur.
Bazı tavırları ve davranışları salt batı'ya bağlamak doğru değil lakin mevcut ayrılıkları kullandıkları da bir gerçek. Temeli ihanet ve iki yüzlülük üzerinde kurmuş olan Suud ''Hanedanı'' karakterinde yalakalık ve kıskançlık da olduğunu her kese göstermektedir. ellerinde olan Vahabiliğin,yani İslam'ın en sapkın yüzü olan Suudi Arabistan İran kadar derin tarihi ,Tahran'ın sahip olduğu devlet kurumsalaşmasına sahip değil ve asla da olmayacak. Kıskançlık burada devreye giriyor. Petrol kaynakların çokluğu ise BP Shell gibi küresel güçlerin sahip olduğu şirketlerin ağızlarını sulandırmaya devam ediyor..Bu kıskançlık kendisini Yemen konusunda da gösteriyor. Hep var olmuş olan Yemen Suudların gözüne diken gibi batmakta. Orta doğuda tek söz sahibi olma derdinde olan Suudi Arabistan tasmasını tutan Amerika'ya dayanmakadır.
İşin en tuhaf kısmı ise o kadar parayı kürsel bazda terör örgütlerini finase etme için kullanmasına rağmen (şimdilik) çakma Hanedanlığa Washington'un dokunmaması. Er veya geç Riyada müdahale söz konusu olacaktır gerçi ,zamanlama meselesi. Tüm batılı kamuoyu Suudi Arabistan'a karşı çok tepkili. İster insan hakları ister kadın'ın ülke dahilinde konumu pervasız Suud yönetimin nihayet sonunu getirecektir. AMA önce ABD şu İran meselesini çözmesi lazım geliyor.
Muhammed ile Ali'yi birbirine kırdırmak planı tam burada devreye giriyor. Kışkırtılan mezhepçilik alınmaya planlanan milyonlarca can ,mahvolacak coğrafya ,alt yapı arap dünyasını ve insanlarını emperyalist güçlerin kölesi haline getirecektir. Ne kadar yiyeceğini, kaç damla su alabileceğini, ne zaman öleceğini yahut ne kadar vsrlığını sürdüreceğini kararı batılı başkentlerini kontrol eden Soros adı altında Rothschildler Rockefeller'ler olacaktır. İradesinden tamamen yoksun kalmış olacak olan Araplar yok olmaya yüz tutacaktır. Peki buna hevesle alkış tutan destek veren kim? ANKARA !! Muazzam bir iran düşmanlığı içerisnde kaybolmuş olan iktidar adım adım tuzağa düşmektedir.
Laiklik bu yüzden önemli Laik anlayışta mezhepçiliğe yer yok. Din sorusu sorulmaz. Çıkarlar ne gerektiriyorsa o yapılır ve Türkiye'nin çıkarı bir Türkiye İran savaşında yatmamaktadır. Suudların almış olduğu akıl almaz miktarda silah kullanamadıktan sonra önemsiz. Yemen'de görülüyor bu. Davud ile Golyat'ın savaşı gibi Davud Golyatı süründürüyor. Osmanlı ordusunda görev yap(ma)yan Arap neferleri önde insanlar şehit düşerken arka tarafta tavla oynuyorlardı çünkü ruhlarında ne askerlik var nede cesaret. Katar ve Arabistan'ın yörüngesine girmiş olan Türkiye bu kırımın piyadesi olarak kullanılacaktır. Kürt devletini destekleyen Suudi Arabistan Türkiye'yi kesinlikle cephelerde harcamak için ellerinden ve cüzdanlarından ne geliyorsa yapacaktır.
Trump'ın ikinci durağı olan İsrail bu planı anlamaya yeterince güçlü bir emare değil mi? İki ''büyük'' proje devam etmekte. Birincisi Büyük İsrail ikincisi Büyük Kürdistan. Sözde Kürdistanın sınırlarını biliyoruz. Büyük İsrail'in sınırlarını pek bilen yok. İrak İran Suriye'nin tamamı,Mısır'ın bir kısmı ve Libya'nin tamamı bu ''Büyük kocaman İsrail'in içerisinde. Türkiye'nin Ankara'ya kadar olan Doğu ve Güney Doğumuz da Yahudi dvleti sınırları içerisinde görünüyor. Sevr haritasına bakınca hangi iller ve bölgeleri kast ettiğimi görürsünüz. YİNON planı altında yürütülen bu faaliyetler savaş belli bir evreye girince İsrail'in mümkün olduğu kadar Arap ve Müslümanın öldürmesini ön görüyor. Yani şu an batı'ya doğru atılan her adım idamına yürüyen mahkumdan farksız. Eller arkadan bağlı gözler darağcına kilitlenmiş kurtuluş yok.
Tek çözüm acilen telefona sarılıp Şam ile dolaysız görüşmelere başlamak. Beşar Esad ile Ankara hemen karşılıklı konuşup bu tiyatroya bir son vermeli. Türkiye'nin NATO ve batı macerası sona ermelidir. Sona ermese çünkü NATO ve batı bizi sona erdirecekler. Ben binlerce yıl ön görüsü bulanık kişiler yüzünden yok olmak için at sürmedim dunyada.
Halen biz eşitiz ne dersek o olur diyenlere iki farklı kare hatırlatırım. Melani Trump Suudi Arabistana uçaktan inerken başı açık indi.....Vatikan'da başı kapalıydı..Bilmem anlata bildim mi