Ortaçağa yolculuk...

Ortaçağa yolculuk...

İletigönderen Türk-Kan » Sal Kas 27, 2007 12:24

Ortaçağa yolculuk...


DÜN bir bayan okurumdan ilginç bir e-posta aldım.

Okurumun adını bende saklı tutarak ve kimi bölümlerini kısaltarak aktarıyorum:

"Ben bir şirkette çalışıyorum. Cuma günü kardeşimle öğlen tatilinde yemeğe çıktık. Biz çoğu zaman Ümraniye’ye gideriz. Yine öyle yaptık. Ümraniye’de ’cuma’ olması sebebiyle yine birçok işyeri kapalıydı.

Ender açık yerlerden (.....) mağazasına girdik. Mağazanın sahibi, kapalı bir bayanla münakaşa ediyordu.

İlk bakışta bunu anlayamadık.

Sonra (.....)nın sahibinin yüksek sesi dikkatimizi çekti.

Kapalı kadın, bugünün cuma olduğunu söylüyor, ısrarla mağazanın kapatılmasını istiyordu.

(......) sahibi ’Burasının İran olmadığını’ tekrarlıyordu.

Kapalı kadın sinirlenip gitti.

Ama (.....)nın sahibi bir önceki sefer o kadının erkekler ile geldiğini ve mağazayı yıkacaklarını söyleyip gittiklerini bize anlattı.

Çok korkmuştu..."


*

Okurumun notu böyle.

Başta İstanbul’un kimi semtleri olmak üzere birçok tutucu kentte cuma günleri işyerlerinin, çarşıların, mağazaların tarikatların baskısıyla kapatıldığını biliyoruz.

Kimi esnaf isteyerek...

Kimisi tehdit ile...

İşte tam bu sırada, yani dün eski TBMM Başkanı, AKP’nin en öndeki üç isminden birisi Bülent Arınç, Meclis’in "cuma günleri" tatil olmasını istedi, biliyorsunuz. (:arrow: http://www.guncelmeydan.com/forum/arnctan-ilginc-oeneri-tbmm-cuma-guenleri-tatil-olsun-vt11142.html)

*

Devletin tepesindeki koltuklar el değiştirip de karşı devrim Türkiye’yi ele geçirdikten sonra işte böyle oldu.

Taban dalgası yükseldi...

Sertleşti...

Artık dinciler daha cesur, daha iddialı, daha sabırsız, daha yırtıcı, daha hırçınlar.

Bu yüzdendir; Bülent Arınç’ın "cuma tatili" istemesiyle, tutucu semtlerde yobazların açık işyerlerini, korku salarak ve tehditle kapatmaları birbirine denk geliyor.

Ve ortaçağa yolculuk sürüyor

Hadi Türkiye...

Ortaçağa doğru...

Yuvarlana yuvarlana...



Bekir Coşkun, 27.11.07
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56

İletigönderen Ram » Sal Kas 27, 2007 12:43

Ümraniye yobazları
Çıkartmaz sarıkları
Bize de derler irticacı
Yıkarız mağzaları...

Sarı da Zeybek kahroldu
İrticacıya sözüm yok...
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

x