ORTAK

ORTAK

İletigönderen Feza Tiryaki » Çrş Mar 27, 2013 22:39

ORTAK


Resim

Birlikte aynı işi yapan, aynı işe aynı ölçüde katkı sağlayan, o işten aynı ölçüde yararlanan kişilere “ortak” denir. İş ortaklığı, mal ortaklığı böyledir. Birden çok eşe de ortak (kuma) denir. Birden çok sahibi olan mal, ortak maldır. Ortak tarla, ortak dükkan. Matematikte ortak çarpan, ortak bölen var. Ortakçı, ortak malı işleyen, bundan pay alan, yarıcı. Ortak koşmak, bir şeye ortaklık istemek, bunda diretmek demek. Orta malı, ortada kalana denir. Orta malını kimse sahiplenmez:

“Orta malı gibi meydanda.”

Türkçemizde ortaktan anlaşılan, atalarımızın öğütlediği sonuç şudur:

“Ortak gemisi yürümez!”

Bir de şunu biliriz:

“Ortak malda hayır yoktur.”

“Ortaklık inekten (öküzden) yeke buzağı yeğdir.” denir. Bir de, öküz ölünce ortaklık bozulurmuş: “Öküz öldü ortaklık bozuldu.”

Ortaklık için aranan eşit şartlardır, eşit katkı. Baştan eşit olmak.

“Senden devletliye ortak olma. “ “Şeytanla ortak buğday eken, samanını alır.” demiş atalar.

Bilirsiniz, ortalığı fazla boş bırakmamak gerekir.“Ortalığı hâlli bulan istediği gibi at koşturur” çünkü.

Kiminle ortak olunacağı çok önemlidir:

“Kurtla ortak olan tilkinin payı, ya tırnaktır, ya bağırsak.” sözüyle uyarılmışız…

“Dil birliği etmek,” aynı sözlerde anlaşmak, aynı sözleri söylemek, demek.

“Ortak payda”da buluşulur. “Ortak yapım” film çekilir. "Ortak gider, ortak dil, ortak yönetim, ortak yaşama, ortak olma…”

“Aralarında ortak dil, ortak tarih, ortak duygu, ortak ülkü, ortak gelecek, ortak kültür olan topluluklar ulustur.”

Son günlerde bir ortak sözüdür gidiyor.

İnanılacak gibi değil ama Türkiye Cumhuriyeti Devleti,14 yıl önce hüküm giymiş, hapse girmiş, devlete karşı suç işlemiş, devletine ihanet etmiş, devletine ortak koşmuş, devlete karşı çetesiyle silahlı kalkışmış, kan dökmüş biriyle görüşmeler yapıyor. Ortak görüşmeler. İki eşit güçmüş, iki eşit değermiş gibi ortaklık ediliyor katille. Çete başıyla. Kan dökmüş canilerle. Bunların sevicileriyle…

Buna çok kişi şaşmıyor en acıklısı. Beyinler, algılar değiştirildi, uyuşturuldu, herkes hipnoz edildi sanki…

Dün, yurtdışında yetişmiş bir genç konuğum vardı. Son olayları duymuş. Ortalıkta teröristle görüşüldüğünü. “Türkiye gibi bir devletle, bir zavallı terör örgütü başının ortak ne çıkarı olabilir? Türkiye’nin çıkarını, iyiliğini bir terör örgütü başı ister mi?” diyordu. “Akıllar mı durmuş?” diye soruyordu.

Sonra, özlemiş,TRT izlemek istedi, açtık. Devletin bir numaralı kanalı. TRT 1. Baştan sona vıcık vıcık iç bulandıran bir öykü. İnsanı tiksindiren tiplemeler… Aslında iktidardakilerin hiç mi hiç beğenmedikleri ama amaçları için kullandıkları, yeri geldikçe alay ettikleri sözüm ona modern bir aile, modern yaşamlı insanlar konu ediliyor burada. (Modern derken, çağdaş değil, dejenere olmuş, bozulmuş, kendi kültüründen uzaklaşmış insanlar demek istedim.) Basit, bozuk bir dille de konuşuluyor. “Seksenler” adlı bu dizi, dediklerine göre, ben diyenlerin yalancısıyım, çok seviliyormuş, izleniyormuş. Sonra dizi ara verdi. Reklamlar başladı. Ben diyeyim kesintisiz on beş dakika, siz deyin yirmi dakika reklamlar sürdü. İktidara yaranmak isteyen kim varsa, hangi malın, işin sahibi varsa açmış kesesinin ağzını. Yağdırmış reklamını. TRT’yi paraya boğmuşlar.

Genç, önce dizinin hâline şaşırdı. Bunu, devletin kültür kanalı TRT mi veriyor? diye soruyor. İzlediği her reklamdan sonra da ayağa fırlıyor, şaşkın soruyor:

“Burası Türkiye mi? Burası Türk televizyonu mu? Burası TRT mi? Bir yılda bir ülke bu kadar değişir mi?

Bu ürünler Türkiye’de mi? Neden hepsi yabancı marka? Hepsi yabancı adlı? Neden tek bir Türk ürün adı, Türk ürünü kalmamış? Her reklam neden İngilizce? Yarısı berisi İngilizce her denilenin, neden? Ürünler Türkiye’de, yaşayanlar Türkiye’de, Türklere neden İngilizce söylenerek tanıtılıyor bunlar? Türkiye, Türklerin vatanı, Türklerin devleti değil mi? Neden? Bir yılda bu kadar değişir mi bir televizyon kanalı? Ne oldu da böyle oldu?”

Ne diyeceksiniz bu sorulara. Verecek yanıtınız var mı?

Bizim dilimize İngilizce ortak oldu. Bizim bütün işyerlerimiz, iş yapan kurumlarımız yabancıda. Şirketlerimiz elde. Bankalarımıza Yunan bile ortak. Tuttu aldı birini. Adalarımızı işgal ediyor, artık buralar benim diyor. Ermenistan başkanı, yıllar önce, Ağrı bizim, alacağız, dedi.Topraklarımız orta malı. Alan alana, satan satana. Bizim yönetimimize Amerika ortak. Amerika’nın, içinde bizim sınırlarımızı değiştirmek de olan, kendi çıkarı için kurduğu projenin (BOP) eşbaşkanı -eşbaşkan olduğunu onlarca kez ortalık yerde söyledi - bizi yönetiyor.

Bu işte İsrail de ortak. Ortalık yerde döğüşüyor, tenhalarda sevişiyor bunlar başımızdaki ortaklarıyla…

Aradan üç yıl geçince, ne alaka, kel alaka diyeceğimiz bir zamanda, hem de bir telefonun ucunda, kapalı , sanal alemde, sözle özür dileniyor, işlenen kasıtlı cinayetler için, koskoca bir devletten, Atatürk’ün kurduğu Atatürk Cumhuriyetinden. Buna sevinen yalakalar, devletler arası özür, yazılı olur diyenlere aldırmadan, hemen ortak çıkarcı paydada buluşup kocaman afişlerle donatmışlar başkentimizi. İktidara yağcılık yapıyorlar.

Türk ulusuna “ortak koşulmasını” nerede çıkarcı, gözü paraya, mevkiye doymaz,Türk düşmanı, kuyruk acılı, Kürt ırkçısı varsa destekliyor. Satın alınan kalemler, satılmış basın yayın buna alkış tutuyor.

Bölücü, kanlı örgüt üyeleri el kol sallayarak, yaptıkları yanlarına kâr kalarak, ülkemizi görünüşte, orta yerde terkediyor. Daha büyük tertiplerle geri dönmek için diyorlar buna siyaset bilimciler…

Türkiye Cumhuriyetinin Anayasasına, Türkiye’ye, Türk’e ortak olarak girmek istiyor, kan döken, en az elli binin üzerinde (54 bin) vatandaş kanı döken terör örgütünün yönetenleri ve bunların arkasını sıvayan terörist sevicileri.

İlk önce hainliklerine ortak etmek istedikleri de, dilimiz.

Türkçeye olmayan bir dili ortak koşmak. Yapay, yaratılan bir dili, Büyük İsrail Projesi gerçekleşsin, yeni bir halk doğsun, ülkede ikilik çıksın, Türk ulusu bölünsün diye Türkiye’ye yamamak. Yamalı bohça olmanın, ortak yağmanın, talanın yolunu açmak. Bundan sonra eniği enciği, olanı olmayanı, “Ben de dilim, ben de dilciğim!” demez mi? “Benim de canım can, ben de mi silah alayım, dağa çıkayım, asker öldüreyim, bebeleri kurşunlayayım!” demez mi?

İngilizceyi, ince ince, yavaş yavaş örümcek ağlarını dokuyarak, sömürge olmanın yollarını döşeyerek ortak ettiler dilimize. İktidarın elindeki “Türk Dil Kurumu” bunu çoktan onaylamış görünüyor. Gizlice yürürlüğe koymuş gibi.

Denemek isteyen bilgiağında Türk Dil Kurumu adıyla bu kurumun sözlüklerini arar, onlara bakar.

Ortak, sözüne baktım. Büyük Türkçe Sözlük. İlk açıklama İngilizceyle. Sanki biz İngiliziz. Veya İngilizceyi Türkçeden iyi biliyoruz da İngilizce yanıttan Türkçeyi anlıyoruz.

Ortak: İng. partner.

Sonra Osmanlıcasını, neyse bu dil, nasıl bir dilse: “Osm. Şerik. “yazmışlar.

Bu da kesmemiş, ortak sözcüğünü şu İngilizce sözlerle, hem de ayrı ayrı başlıklarda, satırbaşlarında açıklamışlar:

Ortak: İng. common, associate, shareholder, stockholder, sharer.

Kız kardeş, “şvester” sözüyle açıklanıyor burada. Bir kimsenin bayan kardeşiymiş. Kadın yerine bayan diyor bu anlayış. Utanmasa hatun diyecek. Bayan kardeşi. Hiç duydunuz mu böyle bir açıklama bu güne dek? Dükkan, yazın arayın, karşılığı, İng. shop. Normal bir sözlükte bütün bunlar. Batı Dilleri Sözlüğü falan değil.

Türkçe sözlükte, sözcükleri İngilizce açıklamalarıyla öğreniyoruz.


*

TRT’yi gören bağıracak: “Burası neresi?” “Kim bunlar?”

Bir sözlüğe bakın, bir dakikanızı verin, sonra isterse bağırmayın, isyan etmeyin: “Bu kimin sözlüğü? Türkçe kimin dili?” diye sormayın!

Bunları bırakın, bir saniye şu ortağa bakın, dilimize ortak koşulan kumaya.

Dilimize ortak koştukları, Kürtçe adı taktıkları bir yerel ağza bir bakın. Bu ağız bağımsız bir dil, gerçek bir dil değil. Kültür dili değil. Eğitim dili olamaz, deniyor, yetersizmiş.Türk ve yabancı dilcilerin, bilim adamlarının söylediği bu gerçeğe karşın, bize ısrarla dayatılan, uydurulan dile bir bakın:

(Petersburg Akademisinin yayınladığı Kürtçe- Rusça- Almanca sözlüğünde Kürtçeye(?) ait bir sayısal araştırma bilgisi verilmiş. Cemal Anadol’un “Milliyetçi Gözüyle Bugünkü Türkiye” kitabından alıntı.)

Bu sözlüğe göre, Kürtçe(?) yi meydana getiren kelimeler:

3080 kelime Türkçe’den ve eski Türkmenceden.
2000 kelime Yeni Arapçadan. (Arapçanın Türkçe kullanımından)
1240 kelime Zent dilinden.
1030 kelime yeni Farsçadan.
370 kelime eski Pehleviceden.
300 kelime asıl Türkçe.
220 kelime Ermeniceden.
108 kelime Geldaniceden.
80 kelime kökeni bulunamayan.


İşte bizden saklanan gerçek bu. Bize dayatılan ortağın tastamam durumu da bu. Bilim insanlarımız bu yüzden kan ağlıyor. Gerçeği bilenler, yurtseverler karalar bağlıyor…

İktidar, kan emici bir dünya devletiyle, halk deyişiyle, “ kendisinden devletliye” ortak olmuş. Birlikte iş yapmaya kalkışıyorlar. Türk devletine ortak edecekleri, ortak görüştükleri ise, alt tarafı yalnızca bir terör örgütü!

Türk diline ortak koştukları, topu topu 80 kelimesi kendine ait olabilir denilen, o da kesin olmayan, yerel ağızlar toplamı, olmayan bir dil, Kürtçe.

Hem sonra bizim dilimizin, çoktandır bir ortağı var aslında. Gizliden gizliye içimize sokulan, adı resmen açıklanmayan bir ortağı var. Ana ortak. Sömürgeci ortak. Diğer yerel ağızları da kendinde birleştirecek, Kuzey Irak’ta olduğu gibi bizim ülkemizde de eğitimi kendi diliyle, yani İngilizceyle yaptıracak bu ortak! Türkçeyi zamana yayarak dilimizden kaldıracak.

Dilimize İngiliz’in dili, Amerikan’ın dili İngilizce ortak. Kimse ayırdında değilmiş gibi. Kimse aldırmıyor buna sanki.

Bu ortağın arkasından, bizi bölebilmek, yapımızı bozmak uğruna, bir yerel ağız dilmiş gibi, terör sanki bunun içinmiş gibi bir masalla yamanacak dilimize. Çok geçmeden, bunun ardından irili ufaklı onlarcası bağıracak:

“Ben de varım! Ben de varım!”

İşin acısı, bunun sonu, bölücülerin saklamadan her yerde dedikleri, bir bölünme yetmez, yirminin üstünde devletçiğe bölünelim dedikleri, hedefledikleri şehir devletlerine kadar varacak…

Türkiye, Türk ulusu kalmayacak.

*

Atatürk’te birleşmeye, güçbirliği etmeye, bu uygunsuz, akıl dışı, yayılmacıların dayattığı, desteklediği ortaklığı engellemeye var mısınız?

Büyük ortak, üstümüzde tepişiyor. Bölgemizi kana buladı, yetmedi. Bizi kırmanın, ezmenin türlü çeşitli yollarını arıyorlar. Küçük ortaklıklar ayarlanıyor… “Kuma” kaynıyor ortalık, her taşın altından hain çıkıyor, bakın!


Büyük oyuna “ortak olmak” yakıştı mı?

Bu kadar “ortaya düşmek” yetmez mi?


Feza Tiryaki, 27 Mart 2013
Kullanıcı küçük betizi
Feza Tiryaki
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1012
Kayıt: Sal Kas 09, 2010 14:12

Re: ORTAK

İletigönderen Feza Tiryaki » Cum Haz 21, 2013 19:57

Bölücü kanlılar iki gün önce olmayan dillerini yine “ ORTAK” koşmuşlar dilimize.
Devlete karşı devletin içinde suç işlenen, adı, işledikleri konu suç olan bir toplantının sonuç bildirgesi bile açıklandı. Bakın istediklerine:
"-Delegasyonumuz, çağdaş demokratik bir anayasa yapılmasını talep eder. Kürdistan halklarının kendi kimliği ile örgütlenme özgürlüğü, ana dilde eğitim ve Kürtçe'nin resmi dil olarak kabulü, anayasal güvence altına alınmalıdır."
Olmayan bir dil resmi dil olarak kabul edilecek bu akıla göre,Türkçeye ortak edilecek!
Gelin bir kez daha tanıyalım bu müstakbel ortağı!
Zaman bulup bir kez daha okuyalım bu dilde dönen dolabı. Bu dayattıkları ortağın durumunu yeniden gözden geçirelim.

İşte ortağımız!

ORTAK

Bir sözlüğe bakın, bir dakikanızı verin, sonra isterse bağırmayın, isyan etmeyin: “Bu kimin sözlüğü? Türkçe kimin dili?” diye sormayın!
Bunları bırakın, bir saniye şu ortağa bakın, dilimize ortak koşulan kumaya.
Dilimize ortak koştukları, Kürtçe adı taktıkları bir yerel ağza bir bakın. Bu ağız bağımsız bir dil, gerçek bir dil değil. Kültür dili değil. Eğitim dili olamaz, deniyor, yetersizmiş.Türk ve yabancı dilcilerin, bilim adamlarının söylediği bu gerçeğe karşın, bize ısrarla dayatılan, uydurulan dile bir bakın:
(Petersburg Akademisinin yayınladığı Kürtçe- Rusça- Almanca sözlüğünde Kürtçeye(?) ait bir sayısal araştırma bilgisi verilmiş. Cemal Anadol’un “Milliyetçi Gözüyle Bugünkü Türkiye” kitabından alıntı.)
Bu sözlüğe göre, Kürtçe(?) yi meydana getiren kelimeler:
3080 kelime Türkçe’den ve eski Türkmenceden.
2000 kelime Yeni Arapçadan. (Arapçanın Türkçe kullanımından)
1240 kelime Zent dilinden.
1030 kelime yeni Farsçadan.
370 kelime eski Pehleviceden.
300 kelime asıl Türkçe.
220 kelime Ermeniceden.
108 kelime Geldaniceden.
80 kelime kökeni bulunamayan.
İşte bizden saklanan gerçek bu. Bize dayatılan ortağın tastamam durumu da bu. Bilim insanlarımız bu yüzden kan ağlıyor. Gerçeği bilenler, yurtseverler karalar bağlıyor…
İktidar, kan emici bir dünya devletiyle, halk deyişiyle, “ kendisinden devletliye” ortak olmuş.
Birlikte iş yapmaya kalkışıyorlar. Türk devletine ortak edecekleri, ortak görüştükleri ise, alt tarafı yalnızca bir terör örgütü!
Türk diline ortak koştukları, topu topu 80 kelimesi kendine ait olabilir denilen, o da kesin olmayan, yerel ağızlar toplamı, olmayan bir dil, Kürtçe.
Kullanıcı küçük betizi
Feza Tiryaki
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 1012
Kayıt: Sal Kas 09, 2010 14:12


Şu dizine dön: Feza TİRYAKİ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x