Örtülü Savaş Yerine, Açık Savaş Olsaydı… / Bülent ESİNOĞLU

Örtülü Savaş Yerine, Açık Savaş Olsaydı… / Bülent ESİNOĞLU

İletigönderen NİLGÜN BAŞTUĞ » Sal Eyl 11, 2012 22:32

Örtülü Savaş Yerine, Açık Savaş Olsaydı…

Suriye’de örtülü savaş yerine açık savaş olsaydı, inanıyorum ki, ölen asker ve sivil sayısı bu kadar olmazdı.

Kibarca, örtülü diye söylenen bu ahlaksız savaşta, zayiatın çok yüksek olduğu kesindir.

Rusya ve Çin’in Birleşmiş Milletler de, Amerika ve yardakçılarına, doğrudan müdahaleye izin vermemiş olması, Suriye devletinin dışarıdan gelen teröristler ile savaşmasını kolaylaştırmıştır.

Bunu önemli bir yenilgi sayan Amerika, yeniden üstünlük alma yolundadır.

Gerek Amerikan Dışişleri Bakanının konuşmaları, gerekse, Türkiye’ye Amerika’dan gelen yetkili sayısında ve trafiğindeki artış, iyiye yorulacak bir durum değildir.

Clington, “Esad’ı alaşağı etmek için Birleşmiş Milletler kararına ihtiyacımız yoktur.” Dedi.

Esad’ı alaşağı etmek için nasılsa kullanacağı bir Eş Başkan’ı zaten var. Tıpkı Saddam’ı alaşağı etmek için kullandığı gibi.

Olağanüstü bir döneme girdiğimizi, bir önceki yazımda belirtmiştim.

Olaylar tahmin ettiğimizden de hızlı gelişmeye başladı. Önümüzdeki günlerde, Amerikan Genelkurmay Başkanı Türkiye’de denetlemelerde bulunacak. Bu sebepten, Topukçu Paşamız, bu denetlemeleri başarı ile geçirme telaşı içindedir.

Malatya’da, Amerikan Üssü Kürecikte yapılacak bu denetlemeler, İncirlik Üssünde devam edebilir.

Bildiğiniz gibi, Amerikan gizli servisinin başındaki şahıs, Davit Petraeus, bir hafta önce, Türkiye’de idi. Ondan, “İstihbarat Kalkanı” konusunda talimatlar gelmişti.

Amerikalı iki senatör de Türkiye’deydi. Gül ve diğer yetkililer görüşmelerde bulunmuşlardı.

Tam saha pres yaptıkları kesin. Kuş uçurtmamaya çalışıyorlar.

Örtülü ve ahlaksız savaş olunca, demek ki, böyle oluyormuş. Cumhuriyet döneminde yaşadığımızdan, hiç böyle bir dönemle karşılaşmamıştık. Soğuk savaş döneminde bile bu kadar Amerikan yetkilisinin Türkiye’yi denetleyip denetlemediğini bilemiyorum.

Bu gelip gitmelerden, ahlaksız savaşı hızlandırma ve Esad’ı Amerikan seçimlerinden önce düşürmeye çalıştıkları anlaşılıyor.

Esad’ı bir an evvel alaşağı etmeliler ki, önlerinde asıl iş olarak İran var. İran’ı da Türkiye eliyle istikrarsızlaştırabilirlerse, onlar için büyük başarı olacak.

Sonra zaten bu yollarda, harap olmuş Türkiye’yi bölmek de çok kolaylaşır.

Nihai hedefin, Türkiye’yi bölmek olduğunu aklımızdan hiç çıkarmamalıyız. Çünkü Büyük Ortadoğu Projesinde, Diyarbakır’ı merkez yapacaklarını Erdoğan’ın ağzından bize bildirmişlerdi.

Örtülü (Ahlaksız) Savaş ile gelinen son duruma, şöyle bir bakarsak; Suriye’den Türkiye’ye gecen sivillerin artık filtreden geçirildiği, Antakya çevresindeki kapmaları kuzey bölgelerine taşıyacakları, sadece savaşçıların girip çıkmalarını sağlayan bir kamp düzeni kuracaklarını okuyoruz.

Amerika’nın, bu ahlaksız savaşı başıboş bırakmadığını, işin peşinde olduğunu göstermesi bakımından, Amerikan Genelkurmay Başkanının bu denetlemeleri önemlidir.

Bu satırları yazarken, kendimden utanıyorum. Bir ülke, bu kadar mı teslim olurmuş, bu kadar mı, haysiyetini ayaklar altına alırmış!

Söyleyecek söz bulamıyorum.

Bülent ESİNOĞLU, 11 Eylül 2012
bulentesinoglu@gmail.com
Ben yaşayabilmek için, kesin olarak bağımsız bir ulusun evladı kalmalıyım. Bu yüzden ulusal bağımsızlık bence bir hayat sorunudur.
Ya istiklal, ya ölüm!
Kullanıcı küçük betizi
NİLGÜN BAŞTUĞ
GM Yazarları
GM Yazarları
 
İletiler: 694
Kayıt: Çrş Eki 26, 2011 12:44

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 4 konuk

x