Örümcek kafalı bile iltifat böylelerine / Selcan TAŞÇI

Örümcek kafalı bile iltifat böylelerine / Selcan TAŞÇI

İletigönderen sessiz sedasız » Pzr Eyl 18, 2011 11:16

Örümcek kafalı bile iltifat böylelerine

Haber önceki gün patladı:
Kadınlar tecavüzcüleriyle evlensin, dosya kapansın, yargının iş yükü azalsın!
Tam olarak bu ifadeyi kullanmamıştır tabi ama “kadınları alıkoyan, kaçıranların cezalarının ertelenmesi, 15 yaşından küçüklerle (artık nasıl oluyorsa rızaen) rızaen ilişkiye girenlerin cezalarının düşürülmesi, Adli Tıp Kurumunun “beden ve ruh sağlığı”na değil de yalnızca “beden sağlığı”na bakarak rapor yazması gibi “pratik çözümler” öneren arkadaş her kimse sormadan edemeyeceğim:
Topraktan mı bittin sen!
Bir annen yok mu?
Bir eşin, bir kızın, bir kız kardeşin, ablan!..
Allah kimsenin başına vermesin, ama ya onlardan biri olsaydı “tecavüze uğrayan”... “Hadi evlen de iş çıkarma” mı diyecektin onlara da...
Yıllar önce yakın şahidi olduğum bir dram geldi aklıma. O yıllarda oturduğumuz kasabada, bitişikteki apartmanda yaşayan bir aile vardı. Büyük kızları en yakın arkadaşımdı. Oğulları kardeşimin en yakın arkadaşı... Bir de küçük bir kızları vardı; 6 yaşlarındaydı. Mahallenin bütün çocukları gibi “okul bahçesi”nde oynadığı günlerden birinde küçük kız eve dönmedi... Güneş battı, hava karardı, o ailenin yaşadığı evden yükselen çığlıklar bütün sokağı çınlattı. Bulunmuştu kızları; baygın halde, kanlar içinde! Sapığın biri “rızaen cinsel ilişkiye girmişti” kendisiyle... Rızaen derken, küçük kızın oynadığı okul bahçesinden saçından sürükleyerek götürmemiş olmasını kast ediyorum. Klasik “babanın arkadaşıyım, annenler bizde, seni de götüreyim, giderken de çikolata gofret alırım sana” diye kandırmış kızı... “Amca şefkati”yle sarılmış, okşamış.... Ben Ertuğrul Özkök kadar ayrıntı veremeyeceğim, sonrası; kız ne olduğunu bile anlamadan, olmuş bitmiş işte...
Savcısında da, annesinde, babasında da kafa aynı kafaya:
Önce bedenen bir güzel tamir ettiler kızı!
Sonra sonra anlaşıldı ki aslında ruhunda marazları... Hayatından vazgeçti sonra yine tutundu, yine vazgeçti yine tutundu... Karanlıkta uyuyamadı hiç o günden sonra, yalnız kalamadı, arkadaşlık kuramadı. Doktor doktor dolaşmakla geçti okul yılları... Son gördüğümde üniversite çağındaydı; hala dalıp dalıp hiçbirimizin görmediği o dehşet verici anı ülkesine gidiyordu...
Onu bu hayata hapseden adamın cezası düşürülsün diyor şimdi bir savcı efendi; dökülmesin diye çalışmaktan incileri...
O kız ya senin kızın olsaydı!
Medeni hal kontrolü yapmıyor ya bu sapık taifesi; ya eşin olsaydı tecavüze uğrayan:
“Bir celsede boşanalım, sen git tecavüzcünle evlen bir de biz yük olmayalım yargıya” mı diyecektin!
Peki ya annen olsaydı!
Yerden mi bittin!

Selcan Taşcı / 18 Eylül 2011
Sen ne kadar bilirsen bil,Senin bildiğin karşındakinin anladığı kadardır.
Kullanıcı küçük betizi
sessiz sedasız
Üye
Üye
 
İletiler: 988
Kayıt: Cum Mar 28, 2008 1:55
Konum: istanbul

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 8 konuk

x